Praxis, insanların toplumsal eylemlerinin toplamıdır ve insanlar, toplumu kurarken ve tekrar şekillendirirken - çünkü toplum sürekli bir oluşum ve yeniden oluşum sürecindedir - bu süreçte gerçekleştirdikleri eylemlerin toplamıdır. Bu bütün, toplumun tarihiyle ve teknolojisiyle değişen ve insanların toplum içindeki yerlerini anlamlandıran ilişkiler ağıdır. Sol düşüncenin Marx'tan bu yana praxis'e vurgu yapmasının temel nedeni, toplumun bir eylem alanı olduğunu vurgulamaktır. Çünkü daha önceki yaklaşımlarda toplum, bir eylem alanı olarak değil, var olan, önceden belirlenmiş veya bir kesimin, bir mercinin belirlediği doğru ve yanlışlar çerçevesinde toplumu pasif olarak gerçekleştiren bir alan olarak görülüyordu. Toplumsal alan genellikle bir yaratıcılık alanı olarak düşünülmezdi çünkü yaratıcılık sadece Allah'a aittir! Praxis kavramı, bu yaratıcılık alanının insanlara atfedildiğini vurgulamak için kullanılan bir kavramdır. Öte yandan, insanlar eylemlerini kör bir şekilde gerçekleştirmezler, bunun yerine ilişkilerine anlam vererek yaparlar. İnsanları hayvan dünyasından ayıran en önemli fark budur. İnsan, eylemini kafasında tasarlar ve bu tasarımdan yola çıkarak eylemini gerçekleştirir. Dolayısıyla, gerçekleştirdiği eylemin bir anlamı vardır ve bu anlam, hayal dünyasından türetilen bir anlamdır. Bu nedenle, bu anlamı doğru veya yanlış olarak adlandırmak, yanlış bilinç veya doğru bilinç deyip hafife almak yanlış olacaktır.