İş bulmak mı yoksa akademide kalmak mı? Her şey okul taban puanı ve sıralamadan ibaret değil. Üniversite taban puanı düşük olsa bile, aslında birkaç üstündeki üniversitelerden daha iyi bir seçenek olabilir.
Örneğin, küçük bir şehirdeki bir üniversitede, yurt dışında eğitim görmüş, lisans dahil hep psikoloji alanında çalışan birçok hoca var olabilir. Ama bazı özel üniversitelerin tam burslu psikoloji bölümleri geçtiğimiz senelerde bu üniversiteden daha yüksek puanlarla kapatmış, bu yüzden öğrenciler bu okulları daha iyi düşünüp başlara yazıyorlar. Ama bu özel üniversitelerin akademik kadrolarında hemşirelikten hukuğa kadar lisansı alakasız alanlarda yapmış hocalar olabilir. Size getirebilecekleri deneyimler kısıtlı olabilir. Bu kişiler sadece kendi doktora ve yüksek lisans konularına hakim, daha kapsamlı bir anlayış ve bilgi düzeyine sahip olmayabilirler.
Bu yüzden üniversite tercih ederken hocaların daha önce bu alanda okuduğunu, yurt dışında master ve doktora yaptıklarını, Türkiye'de yetiştilerse bir çok araştırma deneyimine sahip olduklarını kontrol etmek önemli. YÖK tercih sihirbazından akademik kadrolara bakıp CV'lerini tek tek incelemek lazım. Özellikle öğrenci ilk 10 binde değilse bunlar irdelenmesi gereken kriterler.
Ve uzun akademide devam etmek gibi bir düşüncesi varsa:
* İyi üniversitelerin PDR bölümleri, daha az prestijli üniversitelerin psikoloji bölümlerinden daha avantajlı olabilir, özellikle Türkiye'de kalmayı planlayanlar için.
* Psikodinamık terapist olmak gibi bir niyet varsa PDR bitiren kişiler de klinik psikoloji yüksek lisansı yapabiliyorlar (bu Türkiye'de her an değişebilir, ama yurt dışında mümkün).
* Yurt dışına çıkacaklar için gideceğiniz okulların hiçbir önemi yok, CV'nizde kimse ışık üniversitesiyle bilmem ne taşaklıgiller üniversitesi arasındaki farkı ayırt etmeyecek. Dil eğitimi iyi olan okulun kadrosu da genel olarak iyidir. Değilse, siz çalışıp halledersiniz. Dolu yabancı kaynaktan.
Örneğin, küçük bir şehirdeki bir üniversitede, yurt dışında eğitim görmüş, lisans dahil hep psikoloji alanında çalışan birçok hoca var olabilir. Ama bazı özel üniversitelerin tam burslu psikoloji bölümleri geçtiğimiz senelerde bu üniversiteden daha yüksek puanlarla kapatmış, bu yüzden öğrenciler bu okulları daha iyi düşünüp başlara yazıyorlar. Ama bu özel üniversitelerin akademik kadrolarında hemşirelikten hukuğa kadar lisansı alakasız alanlarda yapmış hocalar olabilir. Size getirebilecekleri deneyimler kısıtlı olabilir. Bu kişiler sadece kendi doktora ve yüksek lisans konularına hakim, daha kapsamlı bir anlayış ve bilgi düzeyine sahip olmayabilirler.
Bu yüzden üniversite tercih ederken hocaların daha önce bu alanda okuduğunu, yurt dışında master ve doktora yaptıklarını, Türkiye'de yetiştilerse bir çok araştırma deneyimine sahip olduklarını kontrol etmek önemli. YÖK tercih sihirbazından akademik kadrolara bakıp CV'lerini tek tek incelemek lazım. Özellikle öğrenci ilk 10 binde değilse bunlar irdelenmesi gereken kriterler.
Ve uzun akademide devam etmek gibi bir düşüncesi varsa:
* İyi üniversitelerin PDR bölümleri, daha az prestijli üniversitelerin psikoloji bölümlerinden daha avantajlı olabilir, özellikle Türkiye'de kalmayı planlayanlar için.
* Psikodinamık terapist olmak gibi bir niyet varsa PDR bitiren kişiler de klinik psikoloji yüksek lisansı yapabiliyorlar (bu Türkiye'de her an değişebilir, ama yurt dışında mümkün).
* Yurt dışına çıkacaklar için gideceğiniz okulların hiçbir önemi yok, CV'nizde kimse ışık üniversitesiyle bilmem ne taşaklıgiller üniversitesi arasındaki farkı ayırt etmeyecek. Dil eğitimi iyi olan okulun kadrosu da genel olarak iyidir. Değilse, siz çalışıp halledersiniz. Dolu yabancı kaynaktan.