Denizin kıyısında uzak bir memlekette, balkonda oturuyorsun. Önünde kurulu masa, bahardan yaz mevsimine geçişin ilk ılık akşamında hazırladığın yemekler ve mezeler var. Bir de dolapta serinleyen taze bal kavununu unutmamak gerek! Masadaki şaraba baktığında, o kötü dediğin rakının kokusu içinde bir özlem yaratır. Rakı, diğer içkiler gibi kolay yoldan tüketilen bir içki değildir; akşam sohbetlerinin, eski dost masalarının vazgeçilmezidir. Masanın başucunda, en derin duyguların ifadesidir, en güzel anıların kokusudur. Sadece bir içki değil, buradaki yaşanmışlıkların hatırası ve kültürüdür. Bu yüzden bir turist gelip de bir duble ister, bir yudum alır, ağzı burnu burkar. Rakının tadını ancak o topraklarda yetişenler anlar. Bir kadeh olsaydı şimdi ne güzel olurdu, dedim kendi kendime.