Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte siyaset sahnesinde agresif bir şekilde yer alması beklenmektedir. Hükümet içindeki kilit isimlerle yaşanacak güç mücadelesi, başkanlık sistemini de etkileyecek ve sürekli siyasi krizlere sebep olacaktır. Dedikodular arasında, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığından ayrılarak yeni bir parti kuracağı söylentileri yayılacak ancak bunun gerçekleşmesi pek mümkün görünmemektedir. Bu süreçte AKP'nin oy kaybetmeye başlaması ve erime sürecine girmesi öngörülmektedir. Zamanla, daha kentli ve modern bir sağ parti ortaya çıkacak ve bu partide İstanbul sermayesinden isimlerin yanı sıra Nazlı Ilıcak, Babacan ve hatta bazı CHP'li isimlerin de yer alabileceği düşünülecektir. AKP'nin muhafazakâr seçmeni ile MHP arasındaki yakınlaşma sonucunda 3 partili bir yapı oluşacak: solcu-liberal görüşlü CHP, liberal-merkez sağ bir parti ve muhafazakâr Anadolu/kırsal kesim partisi olan AKP-MHP-BBP ittifakı. Ayrıca Kürtlerin de etkili olduğu bir parti ortaya çıkacaktır. CHP'nin bu yeni yapı ile ittifak yapması ya da yapmaması büyük tartışmalara neden olacaktır. Siyaset, bu üç yarım parti arasındaki koalisyonlar, güç oyunları ve oy hırsıyla şekillenecektir. Gelecekte, yaşlı amcaların etraflarda konuşarak, "Tayyip döneminde her şey daha iyiydi" gibi cümleler sarf etmeleri beklenmektedir. Türkiye normale dönecek ve gençler futbol ve yeni çıkan sanatçılar hakkında konuşacaktır.