yaklaşık 1 saat önce halsizlik sebebiyle acile gittim. amacım bir iğne ya da serum takmaktı. İçerisi baya kalabalıktı ve doktor olan 2 kişiden biri kadındı. Doktor hanımefendi gerçekten alımlı, ince-zarif uzun boyuna ve kızıla boyanmış saçlarıyla, doktor kavramına post modern bir yaklaşım katıyordu adeta. Yanına yaklaştım ve üzerimde halsizlik olduğunu söyleyince, bir yere geçmemi söyledi. Uzandım hasta yatağına. Kendisi utanmış olacak ki, stajyeri gönderdi. Gelen kız da kısa boylu ruhsuz kızın biri. İğne yaparken yüzüne bile bakmadım. Neyse doğruldum, doktor hanımın yanına gittim. ''Size bir iki ağrı kesici yazayım'' diyerek reçeteyi yazdı ve kolay gelsin diyerek çıktım. Tatlı bir anı olmuştu benim için. Eczaneye doğru yola koyuldum, içeri girdim ve kasada oturan, kısa boylu, çirkin eczacıya yaklaştım. Çok ruhsuzdu, reçeteyi uzatırken yüzüne bile bakmadım. -Beyefendi burada ilaç yerine cep telefonu numarası yazıyor- NNN neee? Nasıl yani? Kağıtta gerçekten de numara yazıyordu. Tam da tahmin ettiğim gibi kızıl saçlı doktor benden hoşlanmış, ama söz olur diye çaktırmadan reçeteye numarasını yazmış. Okumuş insanın hali bir başka oluyor. Canım ya.. Tabi hemen kendisini aradım. Cool ve şuh bir sesle "Nasılsın" dedim. -Kimsiniz, neden aradınız?- Az önce halsizlik nedeniyle geldim ya, siz de reçeteye numaranızı yazmışsınız, bu arada Berk ben, sizin isminiz nedir? Bu konuşmadan sonra beni savcılığa vereceğini, hakkımda dava açacağını, bu işin peşini asla bırakmayacağını söyledi. Tamam kalabalık yüzünden numarasını yanlışlıkla yazmış ama benim suçum neydi ki? Korkudan elim ayağım titriyor ne yapacağımı bilemiyorum. Halsizlik diye gittiğim hastaneden, psikolojik sorunlu biri olarak çıktım.