Referandum İstememe Sebepleri:
Ülkemizde son zamanlarda gündemde olan bir konu hakkında siz değerli okuyuculara içtenlikle yazmak istiyorum. Öncelikle belirtmek isterim ki, bu yazdıklarım kişisel görüşlerim ve gözlemlerim çerçevesinde şekillenmiştir.
1) Referandumun Kapsamı ve Yer Seçimi:
- Bu referandumu Türkiye çapında mı yoksa yalnızca İstanbul'da mı yapacağız? Bu soru önemlidir çünkü her şehrin, her bölgenin kendine özgü dinamikleri vardır. Örneğin, Erzincan'daki bir vatandaş ile Van'daki bir vatandaşın Gezi Parkı'na yaklaşımı ve ilgisi aynı mıdır?
- İstanbul bile büyük bir metropol ve içinde çok çeşitli semtler barındırıyor. Beşiktaş'ta yaşayan biri ile Beyoğlu'nda yaşayan birinin parkla ilişkisi, ihtiyaçları ve öncelikleri farklı olabilir. O halde, referandumu yalnızca İstanbul'da yapalım diyelim; peki ya İstanbul'da yaşayan ama bu olayla ilgisi veya bağlantısı olmayan insanlar? Onların görüşleri, fikirleri hiçe mi sayılacak?
- Kaldı ki, söz hakkı konusunda herhangi bir derecelendirme yapamayız. Herkesin görüşü önemlidir ve eşit ağırlığa sahip olmalıdır. Bu nedenle, referandumu Türkiye çapında yapma fikri de saçma geliyor bana.
2) AKP'nin İletişim Gücü ve Etkisi:
- Arkadaşlar, AKP'nin şu anda tek başına iktidar olduğunu ve buna bağlı olarak güçlü bir propaganda makinesi ve medya gücüne sahip olduğunu unutmayalım. Belediye başkanları ve diğer yetkililer aracılığıyla insanları etkileme, yönlendirme kapasiteleri yadsınamaz.
- Medya üzerindeki hakimiyetlerini kullanarak algıları yönetebilirler. Bu da referanduma katılım ve sonuç üzerinde etkili olabilir. Halkın kararını etkilemek için tüm bu gücü kullanacaklarını düşünmek mantıklı değil mi?
3) Adaletli Koşullar:
- Peki, bu referandum adil koşullar altında mı yapılacak? AKP'nin belediyeler üzerindeki kontrolü ve medya üzerindeki hakimiyeti göz önüne alındığında, gerçekten özgür ve adil bir ortamda karar verme sürecinden bahsedebilir miyiz?
- Bu referandumu düzenleyenlerin, yönetenlerin tarafsız olduğunu garanti edebilir miyiz? Tüm bu güç dengesizliği ve mevcut durum göz önüne alındığında, adaletli koşullar sağlanabilirse bile, algı operasyonları ve manipülasyonlar söz konusu olabilir.
4) Direnişin Meşruluğu:
- Eğer bu referanduma evet çıkarsa, halkın gözünde bu direniş meşruluğunu yitirecektir. Bu net bir gerçek. İnsanların kafasında, "sadece Gezi Parkı için mi bu kadar direniş gösterdiler?" algısı oluşabilir.
- Bizler, olayın çok daha farklı boyutları olduğunu, yalnızca bir parkın değil, demokrasinin, özgürlüğün ve çevre değerlerinin savunulması olduğunu defalarca dile getirdik. Ancak evet oyu çıkarsa, ister istemez marjinal gruplar olarak damgalanırız ve halk desteğini kaybederiz.
Sonuç olarak, tüm bu sebeplerden dolayı referandumu istemiyoruz. Bu, bizim kişisel görüşlerimiz ve endişelerimiz. Umarım siz değerli okuyucular da bu konuya farklı bir bakış açısı getirerek kendi düşüncelerinizi oluşturursunuz.
Bu yazıyla amacım, kişisel görüşlerimi paylaşmak ve sizleri de bu konuya farklı bir perspektiften bakmaya teşvik etmektir.
Ülkemizde son zamanlarda gündemde olan bir konu hakkında siz değerli okuyuculara içtenlikle yazmak istiyorum. Öncelikle belirtmek isterim ki, bu yazdıklarım kişisel görüşlerim ve gözlemlerim çerçevesinde şekillenmiştir.
1) Referandumun Kapsamı ve Yer Seçimi:
- Bu referandumu Türkiye çapında mı yoksa yalnızca İstanbul'da mı yapacağız? Bu soru önemlidir çünkü her şehrin, her bölgenin kendine özgü dinamikleri vardır. Örneğin, Erzincan'daki bir vatandaş ile Van'daki bir vatandaşın Gezi Parkı'na yaklaşımı ve ilgisi aynı mıdır?
- İstanbul bile büyük bir metropol ve içinde çok çeşitli semtler barındırıyor. Beşiktaş'ta yaşayan biri ile Beyoğlu'nda yaşayan birinin parkla ilişkisi, ihtiyaçları ve öncelikleri farklı olabilir. O halde, referandumu yalnızca İstanbul'da yapalım diyelim; peki ya İstanbul'da yaşayan ama bu olayla ilgisi veya bağlantısı olmayan insanlar? Onların görüşleri, fikirleri hiçe mi sayılacak?
- Kaldı ki, söz hakkı konusunda herhangi bir derecelendirme yapamayız. Herkesin görüşü önemlidir ve eşit ağırlığa sahip olmalıdır. Bu nedenle, referandumu Türkiye çapında yapma fikri de saçma geliyor bana.
2) AKP'nin İletişim Gücü ve Etkisi:
- Arkadaşlar, AKP'nin şu anda tek başına iktidar olduğunu ve buna bağlı olarak güçlü bir propaganda makinesi ve medya gücüne sahip olduğunu unutmayalım. Belediye başkanları ve diğer yetkililer aracılığıyla insanları etkileme, yönlendirme kapasiteleri yadsınamaz.
- Medya üzerindeki hakimiyetlerini kullanarak algıları yönetebilirler. Bu da referanduma katılım ve sonuç üzerinde etkili olabilir. Halkın kararını etkilemek için tüm bu gücü kullanacaklarını düşünmek mantıklı değil mi?
3) Adaletli Koşullar:
- Peki, bu referandum adil koşullar altında mı yapılacak? AKP'nin belediyeler üzerindeki kontrolü ve medya üzerindeki hakimiyeti göz önüne alındığında, gerçekten özgür ve adil bir ortamda karar verme sürecinden bahsedebilir miyiz?
- Bu referandumu düzenleyenlerin, yönetenlerin tarafsız olduğunu garanti edebilir miyiz? Tüm bu güç dengesizliği ve mevcut durum göz önüne alındığında, adaletli koşullar sağlanabilirse bile, algı operasyonları ve manipülasyonlar söz konusu olabilir.
4) Direnişin Meşruluğu:
- Eğer bu referanduma evet çıkarsa, halkın gözünde bu direniş meşruluğunu yitirecektir. Bu net bir gerçek. İnsanların kafasında, "sadece Gezi Parkı için mi bu kadar direniş gösterdiler?" algısı oluşabilir.
- Bizler, olayın çok daha farklı boyutları olduğunu, yalnızca bir parkın değil, demokrasinin, özgürlüğün ve çevre değerlerinin savunulması olduğunu defalarca dile getirdik. Ancak evet oyu çıkarsa, ister istemez marjinal gruplar olarak damgalanırız ve halk desteğini kaybederiz.
Sonuç olarak, tüm bu sebeplerden dolayı referandumu istemiyoruz. Bu, bizim kişisel görüşlerimiz ve endişelerimiz. Umarım siz değerli okuyucular da bu konuya farklı bir bakış açısı getirerek kendi düşüncelerinizi oluşturursunuz.
Bu yazıyla amacım, kişisel görüşlerimi paylaşmak ve sizleri de bu konuya farklı bir perspektiften bakmaya teşvik etmektir.