En sevdiğim aktörlerden biri İskoç Robert Carlyle'dir ama ekşi film gurmelerinin bile bir çoğu onu ve filmlerini bilmez. Benim ise 20 yıla yakın bir süre önce Hallmark'ta izlediğim, göz yaşlarımı tutamadığım çok sevdiğim bir filmi vardır. Sözlükte başlığı bile yoktur o filmin. Hangi film olduğunu sonra söyleyeceğim.
Bu adamın en bilinen filmi (bkz: Trainspotting) hakkında zaten çok fazla entry girilmiş. Benim ise onu ilk tanıdığım filmi bir TV serisi olan (bkz: Hitler The Rise of Evil) . 2003 yapımı 3 bölümlük mini dizi. Şuan büyük bütçeli ve çok iyi ikinci dünya savaşı filmleri ve Hitler biyografileri çekildiği için sizi etkilemez ama o yıl için oldukça iyi bir yapım. Kendisi Stargate Universe dizisinde de oynadı.
Gelelim eminim %90'ınızın bilmediği filmine. Black & White. Kendisine bu filmde Charles Dance eşlik ediyor. (Game of Thrones'taki Tywin Lannister). Yan rollerde Ben Mendelsohn, Colin Friels, Yeni Zelandalı kadın aktris Kerry Fox kendisine eşlik ediyor. Robert Carlyle zaten iyi bir oyuncu ama bu filmdeki avukat rolü sanki bu adam için yazılmış.
SJW akımının olmadığı bir yılda çekilen filmin konusu tamamen gerçek hayattan birebir alınmış bir olay. Hep siyahiler mağdur filmleri izliyoruz, alın size Avustralya bir Aborjin'in hikayesi.
**Spoiler**
Olay 1955 Avustralya geçiyor. ırkçılığın ve statükonun demir gibi sert olduğu, insanların ağzını bile açamadığı bir dönem. Aile büyüklerinden birisi beyaz birisi siyah olan Max Stuart iki kültür arasında kalmıştır. Aborjinler onu içine almamıştır ama beyazlarda ona Aborjin muamelesi çekmektedir, köle gibi davranmaktadır. Bu tramvalardan dolayı kendini de içkiye vurmuştur. Yapmadığı bir tecavüz için suçlanır, tehdit edilir, işkence görür ve hapise atılır. Hatta idam kararı kolayca verilmesi beklenmektedir. Ona bir canavar olarak bakılır.
Fakat David O'Sullivan (Robert Carlyle) tüm kariyerini yok etmek pahasına Aborjin Max Stuart'ı savunmaktadır. Karşısında devlet, polis ve aristokrasi vardır. Rakibi ise daha sonraları şövalye nişanı alacak White Supermacist Roderick Chamberlain (Charles Dance) adlı avukat vardır. Yanında ise avukat asistanı, peder ve inanamayacaksınız ama o zamanlar genç bir işadamı olan ve ufak bir gazete sahibi olan Rupert Murdoch vardır. Bu 3'ü dışında tüm Avustralya karşısındadır. Fakat Max Stuart'ın masumiyetine inanan David O'Sullivan (Robert Carlyle) mahkemeyi ve polisleri perişan edecek kadar iyi bir savunma yapacaktır. Max Stuart'ı asılmaktan kurtaracaktır.
Max Stuart (Aborjin) ağlayarak ona teşekkür eder, bir gün hapishaneden çıkar ve filmin sonunda da araba sürerken gerçek hayattaki halini gösterirler. Avukatı onu kurtaran adam David O'Sullivan ise 5 yıl sonra trafik kazasında vefat eder.
**++** Filmin mahkeme sahnesinden aklımda kalan bir bölümü de paylaşmak isterim. Irkçı polis Aborjinlerin ne kadar düşüncesiz mahluklar olduğundan bahseder hatta aptal olarak lanse eder. *Robert Carlyle: Max Stuart size göre düşünemez, vahşi bir aptal Aborjin midir?* - *Irkçı Polis: Yapmadığınada bakılırsa evet öyledir.* *Robert Carlyle: Peki bu düşünemez aptal, sarhoş ve vahşi adam sizin raporlarınıza göre bir anda tecavüzün ortasında durup üzerindeki kan lekelerini temizliyor ve üstünü değiştiriyor. Bir anda kanıtları yok ediyor. Bunu ancak ayık, zeki ve akıllı biri yapar.*
**Hemen devreye hakim girer öhöhö konuyla ilgisi yok der ve polisleri kurtarmaya çalışır.** Bu gibi bir çok tartışma yaşanır. Must see derim bu film için sadece mahkeme sahneleri için bile.
**---**
Youtube'da filmi 2 parça olarak buldum. İzlemek isteyenler için 1, 2
Bu adamın en bilinen filmi (bkz: Trainspotting) hakkında zaten çok fazla entry girilmiş. Benim ise onu ilk tanıdığım filmi bir TV serisi olan (bkz: Hitler The Rise of Evil) . 2003 yapımı 3 bölümlük mini dizi. Şuan büyük bütçeli ve çok iyi ikinci dünya savaşı filmleri ve Hitler biyografileri çekildiği için sizi etkilemez ama o yıl için oldukça iyi bir yapım. Kendisi Stargate Universe dizisinde de oynadı.
Gelelim eminim %90'ınızın bilmediği filmine. Black & White. Kendisine bu filmde Charles Dance eşlik ediyor. (Game of Thrones'taki Tywin Lannister). Yan rollerde Ben Mendelsohn, Colin Friels, Yeni Zelandalı kadın aktris Kerry Fox kendisine eşlik ediyor. Robert Carlyle zaten iyi bir oyuncu ama bu filmdeki avukat rolü sanki bu adam için yazılmış.
SJW akımının olmadığı bir yılda çekilen filmin konusu tamamen gerçek hayattan birebir alınmış bir olay. Hep siyahiler mağdur filmleri izliyoruz, alın size Avustralya bir Aborjin'in hikayesi.
**Spoiler**
Olay 1955 Avustralya geçiyor. ırkçılığın ve statükonun demir gibi sert olduğu, insanların ağzını bile açamadığı bir dönem. Aile büyüklerinden birisi beyaz birisi siyah olan Max Stuart iki kültür arasında kalmıştır. Aborjinler onu içine almamıştır ama beyazlarda ona Aborjin muamelesi çekmektedir, köle gibi davranmaktadır. Bu tramvalardan dolayı kendini de içkiye vurmuştur. Yapmadığı bir tecavüz için suçlanır, tehdit edilir, işkence görür ve hapise atılır. Hatta idam kararı kolayca verilmesi beklenmektedir. Ona bir canavar olarak bakılır.
Fakat David O'Sullivan (Robert Carlyle) tüm kariyerini yok etmek pahasına Aborjin Max Stuart'ı savunmaktadır. Karşısında devlet, polis ve aristokrasi vardır. Rakibi ise daha sonraları şövalye nişanı alacak White Supermacist Roderick Chamberlain (Charles Dance) adlı avukat vardır. Yanında ise avukat asistanı, peder ve inanamayacaksınız ama o zamanlar genç bir işadamı olan ve ufak bir gazete sahibi olan Rupert Murdoch vardır. Bu 3'ü dışında tüm Avustralya karşısındadır. Fakat Max Stuart'ın masumiyetine inanan David O'Sullivan (Robert Carlyle) mahkemeyi ve polisleri perişan edecek kadar iyi bir savunma yapacaktır. Max Stuart'ı asılmaktan kurtaracaktır.
Max Stuart (Aborjin) ağlayarak ona teşekkür eder, bir gün hapishaneden çıkar ve filmin sonunda da araba sürerken gerçek hayattaki halini gösterirler. Avukatı onu kurtaran adam David O'Sullivan ise 5 yıl sonra trafik kazasında vefat eder.
**++** Filmin mahkeme sahnesinden aklımda kalan bir bölümü de paylaşmak isterim. Irkçı polis Aborjinlerin ne kadar düşüncesiz mahluklar olduğundan bahseder hatta aptal olarak lanse eder. *Robert Carlyle: Max Stuart size göre düşünemez, vahşi bir aptal Aborjin midir?* - *Irkçı Polis: Yapmadığınada bakılırsa evet öyledir.* *Robert Carlyle: Peki bu düşünemez aptal, sarhoş ve vahşi adam sizin raporlarınıza göre bir anda tecavüzün ortasında durup üzerindeki kan lekelerini temizliyor ve üstünü değiştiriyor. Bir anda kanıtları yok ediyor. Bunu ancak ayık, zeki ve akıllı biri yapar.*
**Hemen devreye hakim girer öhöhö konuyla ilgisi yok der ve polisleri kurtarmaya çalışır.** Bu gibi bir çok tartışma yaşanır. Must see derim bu film için sadece mahkeme sahneleri için bile.
**---**
Youtube'da filmi 2 parça olarak buldum. İzlemek isteyenler için 1, 2