10 Haziran 2015 tarihinde, o dönem CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleşen görüşme, siyaset arenasında yankı uyandırdı. Bu görüşme, özellikle seçime kısa bir süre kala gerçekleştiği için dikkat çekti ve spekülasyonlara yol açtı.
Ancak, bu görüşmeyi eleştiren sesler de yüksekti. Eleştirilerin odağında, Baykal'ın geçmişte yaşadığı skandallar ve siyaset arenasına geri dönüşü vardı. Bazı yorumcular, bu görüşmenin ülkedeki siyasi istikrarsızlığı ve kaosu daha da derinleştirebileceğinden endişe duyduklarını dile getirdiler.
Eleştirilerden bir örnek:
"Bu ülkenin siyaset sahnesindeki trajikomik durumuna bakın! Seçim gecesi, Devlet Bahçeli erken seçim talep ediyor, sanki bu talebi 13 sene önce de yapmamış gibi. O zaman baraj altında kalmış, şimdi yine aynı taktikleri uyguluyor. Üstelik, Deniz Baykal gibi skandallarla anılan bir isim, Erdoğan ile görüşüyor. Bu görüşme, son yıllarda ülkemizi belaya boğduğun adamla yapılıyor. Neden her işler çıkmaza girdiğinde, hep aynı isimler ve senaryolar ortaya çıkıyor?
Deniz Baykal'ı siyaset sahnesinin orta noktasına geri getirdik sanıyorduk, ama hayır, yine aynı eski hikaye. Son birkaç ayda, ekonomik kriz, Kemal Derviş furyası, Baykal, Bahçeli, Erdoğan... Kim eksik? Ismail Cem ve Bülent Ecevit. Onların yerine kısa adam ve Kılıçdaroğlu geldi. Senaryo, oyuncular, olaylar hepsi aynı. Bir adım ileri gidemiyoruz ki, yine başa döndük. Ülkece amına koyim, bir ilerleme kaydedebilsek! "
Bu eleştiri, görüşmeyi ve siyaset sahnesindeki durumun tekrarlayan doğasını vurgulayan agresif bir ton içeriyor. Yazar, ülkedeki siyasi istikrarsızlığın ve aynı isimlerin sürekli ortaya çıkmasının yarattığı hayal kırıklığını dile getiriyor.
Ancak, bu görüşmeyi eleştiren sesler de yüksekti. Eleştirilerin odağında, Baykal'ın geçmişte yaşadığı skandallar ve siyaset arenasına geri dönüşü vardı. Bazı yorumcular, bu görüşmenin ülkedeki siyasi istikrarsızlığı ve kaosu daha da derinleştirebileceğinden endişe duyduklarını dile getirdiler.
Eleştirilerden bir örnek:
"Bu ülkenin siyaset sahnesindeki trajikomik durumuna bakın! Seçim gecesi, Devlet Bahçeli erken seçim talep ediyor, sanki bu talebi 13 sene önce de yapmamış gibi. O zaman baraj altında kalmış, şimdi yine aynı taktikleri uyguluyor. Üstelik, Deniz Baykal gibi skandallarla anılan bir isim, Erdoğan ile görüşüyor. Bu görüşme, son yıllarda ülkemizi belaya boğduğun adamla yapılıyor. Neden her işler çıkmaza girdiğinde, hep aynı isimler ve senaryolar ortaya çıkıyor?
Deniz Baykal'ı siyaset sahnesinin orta noktasına geri getirdik sanıyorduk, ama hayır, yine aynı eski hikaye. Son birkaç ayda, ekonomik kriz, Kemal Derviş furyası, Baykal, Bahçeli, Erdoğan... Kim eksik? Ismail Cem ve Bülent Ecevit. Onların yerine kısa adam ve Kılıçdaroğlu geldi. Senaryo, oyuncular, olaylar hepsi aynı. Bir adım ileri gidemiyoruz ki, yine başa döndük. Ülkece amına koyim, bir ilerleme kaydedebilsek! "
Bu eleştiri, görüşmeyi ve siyaset sahnesindeki durumun tekrarlayan doğasını vurgulayan agresif bir ton içeriyor. Yazar, ülkedeki siyasi istikrarsızlığın ve aynı isimlerin sürekli ortaya çıkmasının yarattığı hayal kırıklığını dile getiriyor.