Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ruh sağlığı

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
küçükresim|Ruh sağlığının kavramsal görseli Ruh sağlığı, psikolojik iyi hal veya zihinsel bir bozukluğun olmadığı düzeyi açıklar. Tatmin edici düzeyde duygusal ve davranışsal işlevlerini sürdürebilen bir kişinin durumudur. Pozitif psikoloji ve Bütünsellik bakış açılarından, ruhsal sağlık, bir bireyin yaşamdan tat alabilmesi ve yaşam aktiviteleri ile psikolojik dayanıklılık kazanabilmeye yönelik çabaları arasında denge kurmasını içerebilir. Dünya Sağlık Örgütüne göre (WHO), ruhsal sağlık, "diğer özelliklerin yanında, öznel iyi oluş, algılanan öz yeterlik, özerklik, rekabet edebilirlik, nesiller arası bağımlılık ve kişinin entelektüel ve duygusal potansiyelini gerçekleştirebilmesini" içerir. WHO ayrıca bir bireyin iyilik halinin, kabiliyetlerini gerçekleştirebilmesini, günlük stresle başedebilmesini, üretken ve içinde toplumuna faydalı olabilmesini kapsadığını belirtmektedir. Kültürel farklılıklar, öznel değerlendirmeler ve birbiri ile yarışan profesyonel kuramların hepsi de ruh sağlığının nasıl tanımlandığını etkiler. Ruh sağlığı ve ruhsal bozukluklar İngiltere Cerrah Dergisi'ne (1999) göre, ruh sağlığı, üretken aktiviteleri ve başkaları ile olan ilişkilerin gereklerini yerine getirebilmeyi mümkün kılan ve değişikliklere adapte olup zorluklarla başedebilmeyi sağlayan ruhsal işlevlerin başarılı performansıdır. Akıl hastalığı terimi, düşünce ve ruh halindeki değişiklikler ile karakterize edilen veya tehlike ya da işlev bozukluğu ile ilgili davranışların olduğu, sağlık koşullarını veya tüm tanısal akıl hastalıklarını topluca ifade eder. Ruh sağlığı ve ruhsal bozukluk iki sürekli kavramdır. Ruh sağlığı iyi olan insanların ruhsal bozukluğu olabilir ve hiç ruhsal bozukluğu olmayan insanlar kötü bir ruh sağlığına sahip olabilir. Öğrenme güçlüklerinin yanı sıra, stres, yalnızlık, depresyon, anksiyete, ilişki sorunları, sevilen birinin ölümü, intihar düşünceleri, keder, bağımlılık, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu (ADHD), kendine zarar verme, çeşitli duygusal bozukluklar ve değişen önemdeki diğer akıl hastalıkları nedeniyle ruh sağlığı sorunları ortaya çıkabilir. Terapistler, psikiyatristler, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, eğitimli hemşireler veya doktorlar, terapi, danışmanlık veya ilaç gibi tedavilerle zihinsel hastalıkları yönetmeye yardımcı olabilir. Tarih 19. yüzyılın ortalarında, William Sweetser, pozitif ruhsal sağlık için çalışan çağdaş yaklaşımların atası sayılabilecek bir kavram olan, "ruhsal hijyen" terimini ilk kullanan kişiydi. Amerikan Psikiyatristler Derneği'nin dördüncü başkanı ve kurucularından biri olan Isaac Ray, "ruhsal hijyeni", aklın kalitesini düşürecek, enerjisini yaralayacak ve hareketini engelleyecek bütün olaylara ve etkilere karşı koruyabilme sanatı olarak tanımlamıştır. Dorothea Dix (1802-1887) "ruhsal hijyen" hareketinin gelişmesinde rol alan önemli figürlerden biriydi. Dix, ruhsal bozukluğu olan insanlara yardım etmek ve yaşamak zorunda bırakıldıkları kötü koşulları gözler önüne sermek için çabalayan bir okul öğretmeniydi. Bu çalışması "ruhsal hijyen hareketi" olarak bilindi. Bu hareket öncesi, akıl hastalığından muzdarip insanların yetersiz giyecek tedarikiyle acınacak halde yalnız bırakılarak ihmal edilmeleri nadir değildi. Dix'in çabaları ruh sağlığı birimlerinde hasta sayılarında artışlara sebep oldu ve bu kurumlardaki yetersiz kadro nedeniyle hastalara olan bakım ve ilgi azaldı. 1896'da Emil Kraepelin, 80 yıl boyunca alanında hâkim olacak ruhsal bozuklukların taksonomisini geliştirdi. Daha sonra, anormalliğin önerilen hastalık modeli analize tabi tutuldu ve normal olma durumunun ilgili grubun fiziksel, coğrafi ve kültürel boyutlarına göreceli olduğu kabul edildi. 20 yüzyılın başlarında, Clifford Beers, 1908 yılında, akıl hastanesinde yaşadığı tecrübelerine dayanan "Kendini Bulan Bir Zihin"'in yayınlanmasından sonra "Ruh Sağlığı Amerika-Ruh Hijyeni Ulusal Komitesi"'ni kurdu ve daha sonra Birleşik Devletler'deki ilk ayakta tedaviye yönelik ruh sağlığı kliniğini açtı. Sosyal hijyen hareketi ile ilişkili "zihinsel hijyen hareketi", zaman zaman, üretken işe ve mutlu aile hayatına yönlendirilemeyecek kadar zihinsel olarak yetersiz kabul edilenlerle ilgili öjenik ve sterilizasyon savunması ile ilişkilendirildi. İkinci Dünya savaşı sonrası yıllarında, sağlık hizmetlerinin, bir hastalığın tedavisinden öte önleyici ve destekleyici alanlarına doğru gelişen olumlu özelliklerinden ötürü, "ruhsal hijyen" terimi aşamalı olarak "ruhsal sağlık" terimiyle değiştirildi. Marie Jahoda ruhsal açıdan sağlıklı bireyleri sınıflandırmak için kullanılabilecek altı temel özelliği açıkladı. Bunlar: kişinin kendine yönelik olumlu tavrı, kişisel gelişim, entegrasyon, özerklik, gerçekliğin doğru algısı ve çevresel otoriteyi içerir (uyum sağlama ve sağlıklı kişisel ilişkiler). Önem Akıl hastalıkları kanser, diyabet veya kalp hastalığı'ndan daha yaygındır. 18 yaşın üzerindeki tüm Amerikalıların yüzde 26'sından fazlası, ruhsal bozukluğa sahip olma kriterlerini karşılamaktadır. Bir Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporu, 2010 yılında küresel akıl hastalıkları ile ilgili yaklaşık 2,5 trilyon dolar, (dolaylı maliyetler toplamın üçte ikisi) 2030 yılına kadar ise 6 trilyon doların üzerine çıkacak bir maliyet öngörüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nden elde edilen kanıtlar, dünya nüfusunun neredeyse yarısının benlik saygısı, ilişkileri ve günlük yaşamda işlevlerini sürdürebilecek yetenekleri üzerinde etkisi olan zihinsel hastalıklardan etkilendiğini göstermektedir. Bireylerin duygusal sağlığı fiziksel sağlığı etkileyebilir. Kötü bir ruhsal sağlık, madde bağımlılığı gibi problemlere yol açabilir. Sağlıklı bir zihin yaşam kalitesini iyileştirebilirken, zayıf zihinsel sağlık kötüleştirebilir. Richards, Campania, & Muse-Burk'e göre, "duygusal yeteneklerin stres yönetimi ve fiziksel sağlık gibi prososyal davranışlarla ilişkili olduğunu gösteren artan kanıtlar vardır." Araştırmaları ayrıca duygusal ifadeden yoksun olan kişilerin, zihinsel sağlıklarının ve bastırılmış duygularının doğrudan bir yansıması olan anti-sosyal davranışlara (ör. uyuşturucu ve alkol bağımlılığı, fiziksel kavgalar, vandalizm) meyilli olduğu sonucuna varmıştır. Zihinsel hastalığı olan yetişkinler ve çocuklar, sorunları daha da kötüleştirebilecek sosyal damgalanma yaşayabilirler. Perspektifler Ruhsal iyilik hali Ruh sağlığı, bir bireyin ruh sağlığının birçok farklı değere sahip olabileceği kararsız bir süreklilik olarak görülebilir. Ruhsal iyilik hali, kişinin tanısı konmuş herhangi bir ruhsal sağlık durumu yoksa bile genellikle olumlu bir nitelik olarak görülür. Bu ruh sağlığı tanımı, dolu ve yaratıcı bir yaşam sürdürme kapasitesi olan duygusal refahı ve yaşamın kaçınılmaz zorluklarıyla başa çıkma esnekliğini vurgular. Bazı ilgili tanımlar tatmin ve mutluluk bağlamında formüle edilir. Pek çok terapi sistemi ve kendi kendine yardım kitabı zihinsel sıhhati daha da iyileştirmek için etkili olarak kabul edilen strateji ve teknikleri destekleyen yöntemler ve felsefeler sunar. Pozitif psikoloji ruhsal sağlıkta giderek öne çıkmaktadır. Sağlığın bütünsel bir modeli genelde antropoloji, eğitim, psikoloji, din, sosyoloji perspektiflerine dayanan kavramları ve kişilik, toplum, klinik, sağlık, gelişimsel psikolojiden teorik bakış açılarını içerir. Üçlü zihinsel refah modeli, zihinsel refahı, duygusal refah, sosyal refah ve psikolojik refah'ın üçünü birden kapsayan bir kavram olarak görür. Duygusal refah yüksek düzeyde olumlu duygulara sahip olmak şeklinde tanımlanırken sosyal ve psikolojik refah ise günlük hayatta optimum düzeyde işlevlerin sürdürülmesine katkı koyan psikolojik ve sosyal yetenek ve kabiliyetlerin varlığı olarak tanımlanmaktadır. Bu model değişik kültürler arasında empirik destek almıştır. Ruh Sağlığı Sürekliliği-Kısa Formu (MHC-SF) zihinsel refahın üçlü modelini ölçmek için kullanılan en yaygın ölçektir. Çocuklar ve genç yetişkinler Ruh sağlığı ve istikrarı, bir insanın günlük yaşamında çok önemli bir faktördür. Sosyal beceriler, davranış becerileri ve düşünme şekilleri insan beyninin erken yaşta geliştirdiği özelliklerden sadece birkaçıdır. Başkalarıyla nasıl etkileşime gireceğini ve belirli konulara nasıl odaklanacağını öğrenmek, öğrenmek için zorunlu derslerdir. Bu zaman süreci konuşmaya yeni başladığımız zamandan, zar zor yürüyebildiğimiz yaşlılık dönemine kadar yayılır. Akıl hastalığı, bir insanın ruh halini, düşünmesini ve davranışını etkileyen çok çeşitli sorunlardır. Amerika Birleşik Devletleri'nde 18 yaş ve üstü insanların yaklaşık % 26'sı, bir tür zihinsel bozukluk tanısı almış durumdadır. Bununla birlikte, daha üç yaşında bile ruhsal bozukluk belirtisi gösterecek olan birçok çocuk olmasına rağmen, zihinsel hastalığı olan çocuklar hakkında pek bir şey söylenmiyor. Çocuklarda en çok rastlanan akıl hastalıkları ADHD, otizm, anksiyete bozukluğu, ve daha büyük çocuklarda ve gençlerde depresyon'u içerir ancak bunlarla sınırlı değildir. Genç yaşta akıl hastalığına sahip olmak, otuzlu yaşlarındakinden çok farklıdır. Çocuk beyinleri hala gelişme safhasındadır ve yirmi beş yaşına kadar gelişmeye devam edecektir. İşin içine akıl hastalığı girerse, bir çocuğun insanların gün boyunca kullandığı gerekli becerileri ve alışkanlıkları edinmesi önemli ölçüde zorlaşır. Örneğin davranış becerileri, motor veya duyusal beceriler kadar hızlı gelişmez. Bu nedenle bir çocuk anksiyete bozukluğu yaşadığında, düzgün bir sosyal etkileşimi kaybetmeye başlar ve birçok sıradan şeyi yoğun bir korku ile ilişkilendirir. Bu çocuk için ürkütücü olabilir çünkü davranışlarının ve düşüncelerinin sebebini anlamayabilir. Birçok araştırmacı, ebeveynlerin, bir şeylerin yolunda olmadığına inanmak için herhangi bir nedenleri varsa, çocuklarına göz kulak olmaları gerektiğini söylüyor. Çocuklar daha önce değerlendirilirse, hastalıkları hakkında daha fazla bilgi sahibi olurlar ve tedavi günlük rutinlerinin bir parçası olur. Yetişkinler için durum farklıdır ve çabuk iyileşemeyebilirler çünkü uyum sağlamaları daha zordur. Akıl hastalıkları sadece kişiyi değil, etrafındaki insanları da etkiler. Arkadaş ve aile, çocuğun zihinsel sağlık istikrarı ve tedavisinde de önemli bir rol oynamaktadır. Çocuğun yaşı küçükse, çocuklarını değerlendirme ve bir tür yardıma ihtiyacı olup olmadığına karar verme ebeveynlere düşer. Arkadaşlar, çocuk ve aile için bütün olarak bir destek sistemidir. Zihinsel bir bozuklukla yaşamak asla kolay değildir, bu nedenle günleri biraz daha kolaylaştırmak için etrafta insanların olması her zaman önemlidir. Bununla birlikte, akıl hastalığının sosyal yönü ile gelen olumsuz faktörler de vardır. Ebeveynler bazen çocuklarının hastalıklarından sorumlu tutulur. Ayrıca insanlar, ebeveynlerin çocuklarını yetiştirme şekilleri veya çocuğun davranışlarını ebeveynlerinden aldığı ile ilgili olumsuz konuşabilirler. Aile ve arkadaşlar bazen ruhsal bozukluğa sahip biri ile beraber olmaktan o kadar utanırlarki çocuk kendini soyutlanmış hisseder ve rahatsızlığını diğerlerinden saklaması gerektiğini düşünür. Gerçekte, rahatsızlığı insanlardan gizlemek, bugünün toplumunda gelişmek için çocuğun doğru miktarda sosyal etkileşim ve tedaviyi almasını önler. Damgalama da akıl hastalığında iyi bilinen bir faktördür. Stigma “belirli bir durum, özellik veya kişi ile ilgili utanç işareti" olarak tanımlanır. Stigma, özellikle zihinsel engelliler söz konusu olduğunda kullanılır. İnsanlar, ne kadar hafif ya da şiddetli olursa olsun, zihinsel sorunu olan herkesin otomatik olarak yıkıcı ya da suçlu bir kişi olarak kabul edildiğini varsaymaktadır. Medya sayesinde, bu fikir beyinlerimizde genç yaşlardan beri aşılanmıştır. Depresyonlu gençler veya otizmli çocuklar hakkında film izlemek, zihinsel hastalığı olan tüm insanların TV'dekiler gibi olduğunu düşünmemize neden olur. Gerçekte, medya çoğu hastalığın abartılı bir versiyonunu gösterir. Ne yazık ki, pek çok insan bunu bilmediğinden, ruhsal bozukluğu olanları küçümsemeye devam ederler. Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, gençlerin çoğu akıl hastalığını aşırı üzüntü ya da şiddet ile ilişkilendirmektedir. Artık çocuklar teknolojiye ve medyaya gittikçe daha açık hale gelmeye başladıkça, gelecek nesiller zihinsel hastalıkları olumsuz düşüncelerle eşleştirmeye devam edecek. Medya ADHD ve anksiyete gibi bozuklukları olan birçok insanın da doğru tedavilerle normal hayatlar yaşayabileceklerini ve kendi ellerinde olmayan bir durum için cezalandırılmamaları gerektiğini açıklamalıdır. Sueki, (2013), "İntiharla ilgili internet kullanımının kullanıcıların akıl sağlığı üzerindeki etkisi: Uzun süreli bir çalışma" adlı bir araştırma yürütmüştür. Bu çalışma, intiharla ilgili internet kullanımının kullanıcının intihar düşünceleri, depresyona yatkınlık ve kaygı ve yalnızlık üzerindeki etkisini araştırmıştır. Çalışma 850 internet kullanıcısından oluşur; veriler katılımcılar arasında anket formu doldurularak elde edilmiştir. Bu çalışma, intihar ile ilgili web sitelerinde gezinmenin ve intihar etmek için kullanılan yöntemlerin, intihar düşünceleri üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu ve depresyon ve anksiyete eğilimlerini arttırdığını göstermiştir. Çalışma, intiharla ilgili internet kullanımının belirli yaş gruplarının zihinsel sağlığını olumsuz yönde etkilediğinden, ilgili web sitelerine maruz kalma ihtimalini azaltmanın veya kontrol etmenin iyi bir tedbir olabileceği sonucuna varmıştır. Bu bulgular kesinlikle internetin zihinsel sağlığımızı derinden olumsuz yönde etkileyebileceğini gösteriyor. Psikiyatrist Thomas Szasz, 50 yıl önce çocukların ya iyi ya da kötü olarak sınıflandırıldığını ve bugün "tüm çocukların iyi, bazılarının zihinsel olarak sağlıklı, diğerleride ruhsal bozukluğa sahip." olarak değerlendirildiğini öne sürerek karşılaştırma yaptı. Sosyal kontrol ve kimlik yaratma baskısı, günümüz çocukları arasında birçok zihinsel sağlık sorununun nedenidir. Bir davranış veya yanlış davranış bir hastalık olmayabilir, serbest iradenin kullanılmasıdır ancak, hukuki aşırı korumanın ve çocuğun statüsünün bağımlı olarak görülmesinin yanı sıra günümüzdeki her türlü problem için ilaç reçete etmedeki aciliyet kişisel benliklerini sarsar ve içsel gelişimlerini istila eder. Önleme Akıl sağlığı geleneksel olarak zihinsel bir bozukluğun yokluğunun ve iyilik halinin varlığının bir birleşimi olarak tanımlanır. Ruhsal bozuklukları önlemeye verilen önem artıyor. 2004 WHO "Zihinsel Hastalıkların Önlenmesi" raporu, 2008 AB "Ruh Sağlığı Paktı" ve 2011 ABD "Ulusal Önleme Stratejisi" de dahil olmak üzere önleme, ruhsal sağlık stratejilerinde ortaya çıkmaya başlamıştır. Bazı yorumcular, işyerinde ruhsal bozukluğun önlenmesine yönelik pragmatik ve pratik bir yaklaşımın, fiziksel yaralanmayı önleme ile aynı şekilde ele alınması olacağını savundu. Genç yaşta bir bozukluğun önlenmesi, çocuğun daha sonraki yaşamında bir bozukluktan muzdarip olma olasılığını önemli ölçüde azaltabilir ve halk sağlığı açısından en verimli ve etkili önlem olacaktır. Önleme, zihinsel sağlık kaygılarını ortaya çıkaran herhangi bir olası belirti tespit etmek için yılda en az iki kez bir doktorun düzenli olarak konsültasyonunu gerektirebilir. Zorunlu sağlık taramasına benzer şekilde, ABD genelinde devlet okullarına devam eden öğrenciler için zihinsel sağlık taraması yapılmasını gerektiren yeni yasalar açıklanıyor. Bu yasaların destekçileri, kendine zarar verme ve diğer öğrencilere zarar verme olaylarını önlemek için anksiyete ve depresyon gibi zihinsel hastalıkları teşhis etmeyi ummaktadır. Kültürel ve dini perspektif Ruh sağlığı, sosyal olarak inşa edilmiş ve sosyal olarak tanımlanmış bir kavramdır; yani, farklı toplumlar, gruplar, kültürler, kurumlar ve meslekler, doğasını ve nedenlerini kavramsallaştırma, zihinsel olarak sağlıklı olanı belirleme ve varsa hangi müdahalelerin uygun olduğuna karar vermede çok farklı yollara sahiptir. Bu nedenle, farklı profesyoneller, tedavi sırasında uygulanan metodoloji'yi etkileyecek farklı kültürel, sınıfsal, politik ve dini geçmişlere sahip olacaktır. Araştırma, akıl hastalığına bağlı stigma olduğunu göstermiştir. İngiltere'de, Psikiyatri Kraliyet Koleji, stigmanın azaltılmasına yardımcı olmak için Değişen Düşünceler(1998–2003) kampanyasını düzenledi. Bu damgalama nedeniyle, bireyler 'etiketlenmeye' karşı koyabilir veya ruh sağlığı tanılarını inkâr edebilirler. Zihinsel bozukluğu olan bireylerin aile bakıcıları da ayrıca ayrımcılık veya damgalanmaya maruz kalabilirler. Akıl hastalığına ilişkin sosyal ve algılanan damgalamanın ele alınması ve ortadan kaldırılması, ruh sağlığı konularının eğitiminin ele alınmasında önemli bir parça olarak kabul edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, "Ulusal Akıl Hastalıkları İttifakı" (NAMI), 1979'da akıl sağlığı sorunları ile mücadele eden mağdurları temsil etmek ve savunmak için kurulmuş bir kurumdur. NAMI ayrıca, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal hastalıklar ve sağlık sorunları ile ilgili eğitime yardımcı olurken, aynı zamanda damgalanmayı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Araştırmalar, ayrımcılık ve sosyal damgalama davranışlarının ırksal, (örneğin, Afrikalı Amerikalılar) etnik, (örneğin, Müslüman kadınlar) ve cinsel ve toplumsal cinsiyet azınlıklarda (örneğin transseksüel insanlar) daha kötü ruh sağlığı sonuçlarıyla ilişkili olduğunu göstermiştir. Pek çok ruhsal sağlık uzmanı, dini çeşitlilik ve maneviyat konusundaki yeterliliğin önemini anlamaya başlamıştır ya da zaten anlamaktadır. Amerikan Psikologlar Birliği açıkça dine saygı duyulması gerektiğini belirtir. Manevi ve dini konularda eğitim de Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından talep edilmekle birlikte, ABD'de yaygın olarak uygulanan daha katı ve köktenci inançların neden olabileceği zararlara çok daha az dikkat edilmektedir. Bu tema, o yılın Temmuz ayında Dini Özgürlük Görev Gücü oluşturulması gibi, 2018'de geniş ölçüde politikleşmiştir. Ek olarak, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki pek çok sağlayıcı ve uygulayıcı, zihinsel sağlık kurumunun, pek çok Batı dışı kültürün bilgisinden ve yeterliliğinden yoksun olduğunu ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sağlayıcıları farklı kültürlerden gelen hastaları tedavi etmek için donanımsız hale getirdiğini fark etmeye başladı. Duygusal gelişme İşsizliğin, bireylerin duygusal refah, kendine güven ve daha genel olarak ruhsal sağlıkları üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu gösterilmiştir. İşsizliğin artmasının ruh sağlığı üzerinde, özelliklede depresif bozukluklar şeklinde, önemli bir etkisinin olduğu gösterilmiştir. Herhangi bir popülasyon araştırmasında zihinsel sağlık bozuklukları için tetikleyicileri gözden geçirirken bu önemli bir husustur. Duygusal ruh sağlığınızı iyileştirmek için, sorunun kökü çözülmelidir. Önleme, risk faktörlerinden kaçınmanın altını çizer; tanıtım, bir bireyin olumlu öz saygı, otorite, iyilik hali ve sosyal kaynaşma duygusunu kazanma yeteneğini geliştirmeyi amaçlar. Olumlu ilişkilerle kendinizi çevreleyerek duygusal ruh sağlığınızı iyileştirmek çok önemlidir. Biz insanlar olarak arkadaşlıklarla ve diğer insanlarla olan etkileşimle besleniyoruz. Duygusal zihin sağlığınızı iyileştirmenin diğer bir yolu da, dinlenmenize ve kendinize zaman ayırmanıza izin verebilecek etkinliklere katılmaktır. Yoga, tüm vücudu ve sinirleri sakinleştiren çok iyi bir aktivite örneğidir. Richards, Campania ve Muse-Burke tarafından genel iyilik hali üzerine yapılan bir araştırmaya göre farkındalık belki de uygulayanların bunun önemine inanmalarından ve farkında olmaya değer vermelerinden amaçlı bir durum olarak kabul edilir ve böylece kişisel bakım aktivitelerine önem vermek farkındalığın istemli bileşenini etkileyebilir. Bakım navigasyonu Zihinsel sağlık hizmetleri navigasyonu, hastaları ve aileleri, parçalanmış, genellikle kafa karıştırıcı zihinsel sağlık endüstrileri boyunca yönlendirmeye yardımcı olur. Bakım uzmanları, en iyi tedaviler hakkında bilgi sağlamak ve ayrıca belirli duygusal gelişim biçimlerinde uzmanlaşmış uygulayıcılara ve tesislere yönlendirmeler sağlamak için tartışma ve işbirliği yoluyla hastalar ve aileleri ile yakın işbirliği içinde çalışırlar. Terapi ve bakım navigasyonu arasındaki fark, bakım navigasyon sürecinin bilgi sağlaması ve hastaları tedavi sağlamak yerine tedaviye yönlendirmesidir. Yine de, bakım yönlendiricileri tanı ve tedavi planlaması sunabilir. Zaten birçok bakım yönlendiricisi aslında eğitimli terapistler ve doktorlardır. Bakım navigasyonu hasta ve aşağıdaki tedaviler arasındaki bağlantıdır. Ruh sağlığının tıbbi bir müdahale gerektirdiği, Kessler et al tarafından yapılan 1990 ile 2003 yılları arasında Birleşik Devletler'de ruhsal bozuklukların sıklığı ve tedavileri üzerine yapılan bir çalışma ile açık şekilde ortaya konmuştur. Bu dönemde zihinsel sağlık bozukluklarının görülme sıklığının değişmemesine rağmen, zihinsel bozukluklar için tedavi görmek isteyen hastaların sayısı üç kat artmıştır. Duygusal konular küçükresim|Ruhsal bozukluk görülme sıklığı ekonomik eşitsizliğin fazla olduğu zengin ülkelerde daha yüksektir.|alt=|sol Duygusal ruhsal bozukluklar dünya genelinde en büyük engellilik nedenidir. Dünya genelindeki tedavi edilmemiş duygusal ruhsal bozuklukların düzeyini ve şiddetini araştırmak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1998 yılında kurulan, Dünya Ruh Sağlığı (WMH) anketi isiyatifinin en üst sıradaki önceliğidir. “Nöropsikiyatrik hastalıklar dünya çapındaki başta gelen engellilik sebepleridir ve hastalık nedeniyle kaybedilen tüm sağlıklı yaşam yıllarının % 37'sini oluşturur. Bu bozukluklar, vatandaşlarına uygun yardım sağlayamadıkları için düşük ve orta gelirli ülkeler için en yıkıcıdır. Duygusal ruh sağlığı bozukluklarına yönelik modern tedavi ve rehabilitasyona rağmen, "ekonomik açıdan avantajlı toplumların bile rekabet öncelikleri ve bütçe kısıtlamaları vardır". Dünya Ruh Sağlığı anketi girişimi, ülkelerin zihinsel sağlık sistemlerini, kaynakların en verimli kullanımını sağlayacak şekilde yeniden tasarlamaları için bir plan önerdi. "İlk adım, kullanılan hizmetlerin belgelendirilmesi ve tedavi için karşılanmayan ihtiyaçların kapsamı ve niteliğidir. İkinci adım, farklı ruhsal sağlık sistemlerine sahip ülkelerde hizmet kullanımı ve karşılanmayan ihtiyaçlar için ülkeler arası bir karşılaştırma yapmak olabilir. Bu tür karşılaştırmalar, ruhsal sağlık bakımı için en uygun finansmanı, ulusal politikaları ve dağıtım sistemlerini ortaya çıkarmaya yardımcı olabilir." Etkili duygusal ruh sağlığı bakımının nasıl sağlanacağı bilgisi dünya çapında zorunlu hale geldi. Maalasef, ülkelerin çoğu kararları yönlendirmek için eksik bilgilere, kaynaklarla ilgili eksik ya da rekabet halindeki görüş açılarına ve sigortaları ve ödenekleri azaltmaya yönelik sürekli baskılara sahipler. WMH anketleri Afrika (Nijerya, Güney Afrika Cumhuriyeti), Amerika (Kolombiya, Meksika, Birleşik Devletler), Asya ve Pasifik (Japonya, Yeni Zelanda, Çin'de Pekin ve Şangay), Avrupa (Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya, Ukrayna) ve Orta Doğu'da (İsrail, Lübnan) yapıldı. Ülkeler düşük gelirli(Nijerya), düşük orta gelirli (Çin, Kolombiya, Güney Afrika, Ukrayna), yüksek orta gelirli (Lübnan, Meksika) ve yüksek gelirli olarak Dünya Bankası kriterleri ile sınıflandırılmıştır. Ruh sağlığı bozuklukları, ciddiyetleri ve tedavieri ile ilgili koordineli anket çalışmaları yukarıda belirtilen ülkelerde gerçekleştirilmiştir. Bu anketler, WMH anketlerinin tamamlandığı 17 ülkede ruh sağlığı hizmeti kullanımının sıklığını, türlerini ve yeterliliğini değerlendirdi. WMH ayrıca, ruhsal bozuklukların ciddiyeti tarafından tanımlanan tabakalardaki tedavi için karşılanmamış ihtiyaçları da inceledi. Araştırmaları, “12 aylık herhangi bir zihinsel sağlık hizmetini kullanan yanıt verenlerin sayısının, gelişmekte olan ülkelere göre genel olarak daha düşük olduğunu ve hizmet alanların oranının ülkelerin gayri safi yurt içi hasılalarının içindeki sağlık hizmetlerine olan harcama yüzdelerine karşılık gelme eğiliminde olduğunu gösterdi. WHO Projesi ATLAS ruhsal hastalıklardan kaynaklanan yüklerin büyüklüğü tarafından önerilenden çok daha düşük ruhsal sağlık harcaması bulduğundan beri dünya çapında yüksek düzeyde karşılanmayan ihtiyaç şaşırtıcı değil. Genel olarak, düşük gelirli ve orta gelirli ülkelerdeki karşılanmamış ihtiyaçlar, bu ülkelerin halihazırda azalmış sağlık bütçelerinin azaltılmış miktarlarını (genellikle Kurumlar Kadın Koleji Hastanesi 'nin, doktorların ve hemşirelerin, halktan gelen soruları yanıtlayarak, zihinsel sağlık konusunda kadınları işbirliğine dayalı, bireysel ve çevrimiçi olarak tedavi etmesine ve eğitmesine yardımcı olduğu "Kadın Ruh Sağlığı Programı" adlı bir programı vardır. Ruh sağlığı gereksinimlerine hizmet eden başka bir Kanadalı örgüt Bağımlılık ve Ruh Sağlığı Merkezi'dir (CAMH). CAMH, Kanada'nın en büyük ve en iyi bilinen sağlık ve bağımlılık tesislerinden biridir ve Panamerikan Sağlık Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezi'nden uluslararası tanınırlık kazanmıştır. Hem erkek hem de kadınlarda bağımlılık ve zihinsel sağlık alanlarında araştırma yaparlar. Hem erkek hem de kadınlara yardım etmek için CAMH, zihinsel sağlık ve bağımlılık sorunlarından etkilenen insanların yaşamlarını değiştirmeye yardımcı olmak için "klinik bakım, araştırma, eğitim, politika geliştirme ve sağlığı geliştirme" hizmeti sağlar. CAMH, küçük bağımlılık sorunlarından ciddi sorunlara kadar, kadınlara yönelik iyi bilinen rehabilitasyon merkezi ile Kadın Koleji Hastanesi'nden farklıdır. Bu organizasyon, değerlendirmeler, müdahaleler, konut programları, tedaviler ve doktor ve aile desteğiyle ruh sağlığı sorunlarına bakım hizmeti sağlar. İsrail İsrail'de 2015 yılında bir Ruh Sağlığı Sigorta Reformu yürürlüğe girerek, ruh sağlığı hizmetlerini sağlama sorumluluğunu Sağlık Bakanlığı'ndan dört ulusal sağlık planına devretti. Fiziksel ve ruhsal sağlık bakımı tek çatı altında birleştirildi; daha önce finansman, konum ve sağlayıcı açısından işlevlerini ayrı sürdürmüşlerdi. Reformla birlikte, sağlık planları zihinsel sağlık sorunlarını ele almak için yeni hizmetler geliştirdi veya mevcut hizmetleri genişletti. Birleşik Devletler Dünya Sağlık Örgütüne göre, 2004 yılında, Birleşik Devletler'de yaşları 15 ile 44 arasında değişen bireyler için depresyon en önde giden engellilik nedenidir. ABD'de depresyon nedeniyle işgücü kaybının maliyetinin yılda 31 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Depresyon sıklıkla kalp hastalığı, kanser ve kronik ağrı gibi çeşitli tıbbi hastalıklar ile birlikte ortaya çıkar ve kötü sağlık durumu ve olumsuz hastalık seyri ile ilişkilendirilir. Her yıl yaklaşık 30.000 Amerikalı kendi hayatına son verirken, yüz binlerce kişi intihar girişiminde bulunur. (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) 2004'te, intihar, Amerika Birleşik Devletleri'nde genel olarak onbirinci, 15-24 yaşları arasında üçüncü önde gelen ölüm nedeniydi. Etkili depresyon tedavisinin giderek artmasına rağmen, tedavi için karşılanmayan ihtiyaç düzeyi yüksek kalmaktadır. Karşılaştırmak gerekirse, 2006 ve 2007 yılları arasında Avustralya yapılan bir araştırmaya göre ruh sağlığı bozukluğ tanısı konan hastaların üçte biri tedavi için sağlık hizmetlerine başvurmuştur. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere zihinsel sağlığı etkileyen birçok faktör vardır: Ruhsal bozukluklar, engellilik ve intihar; biyoloji, çevre ve ruhsal sağlık programlarına ulaşım imkânı ve kullanılması: sonuç olarak bu üç faktörün bir kombinasyonunun sonucudur. Toplumsal sağlık politikaları ulaşım ve kullanımı etkiler ve bunlar da ruhsal sağlığı iyileştirebilir ve depresyon ve buna bağlı engellilik durumlarının olumsuz sonuçlarında iyileşmeler sağlayabilir. Duygusal ruhsal bozukluklar özellikle Birleşik Devletlerde endişe edilmesi gerekir çünkü U.S. gelişmekte olan ve gelişmiş 14 ülke kıyaslandığında yıllık en fazla ruhsal bozukluk oranına (yüzde 26) sahiptir. Nihayetinde, Birleşik Devletlerde ruhsal bozukluğu olan insanların yüzde 80'i bir tür tedavi görürler ancak ortalama olarak insanlar ruhsal bozukluklarının gelişiminden neredeyse 10 yıl sonra tedavi görürler ve tedavi görmeye çalışanların üçte birinden daha azı asgari tedaviye ulaşım sağlarlar. Devlet herkese programlar ve hizmetler sunar ancak savaş gazileri en çok yardımı alır ve bu hizmetlerden faydalanabilmek için belirli şartların karşılanması gerekmektedir. Politikalar Birleşik Devletlerdeki ruhsal sağlık programları dört ana reformdan geçmiştir: 1843 yılında Dorethea Dix tarafından başlatılan Amerikan akıl hastaneleri hareketi; Clifford Beers'den alınan ilhamla 1908 yılındaki "ruhsal hijyen" hareketi; 1961 yılında Ruhsal Sağlık için Hareket tarafından başlatılan kurumsuzlaştırılma hareketi; ve 1975 The CMCH Yasası Değişiklikleri tarafından öngörülen toplumsal destek hareketi. 1843 yılında Dorothea Dix Massachusetts Yasama Organına, akıl hastlarının hapishanelerde, kafeslerde ve aldominlerde gördükleri kötü muameleyi ve bulundukları korkunç şartları açıklayan bir belge sunmuştur. Belgede: "Beyler, kısacası bu devletler topluluğu içinde kafeslerde, dolaplarda, depolarda, ahırlarda ve kümeslerde tutulan akıl hastalarının mevcut durumuna dikkatinizi çekmek isterim. Zincirlenmiş, çıplak, dövülmüş ve itaat için kırbaçlanmış..." Bu dönemde hastaları diğer topluluk üyelerinden ayıran, yüksek çitler veya duvarların ve giriş ve çıkış ile ilgili katı kuralların olduğu birçok akıl hastanesi inşa edildi. Bu akıl hastanelerinde geleneksel tedaviler, ilaçlar bir hastalığın tedavisi olarak değil bir kişinin vücudundaki dengeyi sıfırlamanın bir yolu olacak şekilde, sağlıklı diyetler, temiz hava, orta sınıf kültürü ve komşular tarafından ziyaretler gibi diğer önemli bileşenlerle beraber başarıyla uygulandı. 1866'da New York Eyaleti Yasama Meclisine kronik akıl hastası hastalar için ayrı bir akıl hastanesi kurma önerisi geldi. Bazı hastaneler kronik hastaları ayrı kanatlara, koğuşlara veya farklı binalara yerleştirdi. "Kendini bulan zihin"'de (1908) Clifford Whittingham Beers akıl hastanesinde gördüğü aşağılayıcı muameleyi ve içler acısı koşulları anlatır. Bir yıl sonra, küçük bir grup reform zihniyetli insan ve bilim adamı (Beers'in kendisi de dahil) tarafından “zihinsel hijyen” hareketinin başlangıcını belirleyen Ulusal Zihinsel Hijyen Komitesi (NCMH), kuruldu. Hareket çocukluk dönemindeki önleyici uygulamaların önemini vurguladı.I. Dünya Savaşı, bu düşünceyi, hijyenistlerin zihinsel sağlık sorunlarıyla başa çıkmada tek pratik yaklaşım olduğuna ikna eden uyumsuzluğun etkisine vurgu yaparak katalize etti. Bununla birlikte, önleme, özellikle kronik hastalıklarda başarısız oldu; hastanelerdeki kötü koşullar, özellikle kronik hasta sayısının artmasının yarattığı baskı ve ekonomik krizin etkisi altındayken daha da yaygındı. 1961'de, Akıl Sağlığı Ortak Komisyonu, hastanelerde ağır ve ciddi kronik hastalara yer bırakılacak şekilde, akıl hastalığının önlenmesi ve erken müdahalesinin yükünü toplumsal klinik bakımın üstlenmesi amacıyla, Ruhsal Sağlık için Eylem adlı bir rapor yayınladı. Mahkemeler tedavinin zorla uygulanması konusunda hastanın öz iradesine bırakılması yönünde karar almaya başladı.1977'de, nüfusun yüzde 43'ünü kapsayacak ve yılda 1,9 milyon kişiye hizmet verecek 650 toplum akıl sağlığı merkezi inşa edildi ve tedavi süreleri 6 aydan sadece 23 güne düştü. Ancak, sorunlar hala vardı. Enflasyon nedeniyle, özellikle 1970'lerde, halka açık huzurevleri, sağlanan bakım ve tedaviyi desteklemek için daha az para aldı. Planlanan merkezlerin yarısından az bir kısmı oluşturuldu ve yeni yöntemler, tam güç kullanma kapasitesini yerine getirmek için eski yaklaşımların yerini alamadı. Ayrıca, toplumun barınma sistemi, hastaların barınmasını, mesleki fırsatlarını, gelir desteklerini ve diğer yararlarını desteklemek için tam olarak kurulmamıştır. Birçok hasta sosyal ve ceza adaleti kurumlarına geri döndü ve evsiz barksız sayısı çoğaldı. Kurumsuzlaştırma hareketi büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ruh sağlığı hizmetlerinin konumunun devlet hastanelerinden huzurevlerine değiştirilmesinin kurumsuzlaştırma fikrini uygulamada yetersiz kaldığının farkına vardıktan sonra, 1975'te Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü topluluklara kapsamlı bir ruhsal sağlık hizmeti kurmaları için fon sağlamak ve akıl hastası hastalarının topluma başarıyla entegre olmalarına yardımcı olmak için Toplumsal Destek Programını (CSP) oluşturdu. Program, tıbbi bakımın yanı sıra konut, yaşam giderleri, istihdam, ulaşım ve eğitim dahil diğer desteklerin de önemini vurguladı; ve ciddi zihinsel bozukluğu olan insanlar için yeni bir ulusal öncelik belirledi. Ek olarak, Kongre zihinsel hastalara verilen hizmeti öncelik sırasına koymak ve sadece tek başına klinik bakımın ötesinde hizmetlerin yaygınlaşmasını vurgulamak için 1980 Ruh Sağlığı Sistemleri Yasası 'nı yürürlüğe koydu. 1980'lerin sonunda, Kongre ve Yüksek Mahkeme'nin etkisi altında, birçok program hastaların sağlık yardım haklarını tekrar kazanmalarına yardımcı olmaya başladı. Ayrıca “kronik akıl hastalığı” teşhisi konulan insanlara hizmet etmek için yeni bir Medicaid servisi de kuruldu. Geçici olarak hastaneye yatırılan kişilere de yardım ve bakım sağlandı ve insanların taburcu edilmeden önce eski durumlarına geri dönme başvurusunda bulunabilmeleri için bir taburculuk öncesi programı oluşturuldu. 1990'a kadar, kurumsuzlaştırmanın başlamasından yaklaşık 35 yıl sonra, ilk devlet hastanesi kapanmaya başladı. Hastane sayısı 1990'larda yaklaşık 300'den 40'a düştü ve son olarak Ruh Sağlığı Raporu, ruh sağlığı tedvisinin hastaların seçebileceği bir dizi tedavi sağlayarak yarattığı etkinliğini gösterdi. Bununla birlikte, bazı eleştirmenler kurumsuzlaştırmanın bir ruhsal sağlık bakış açısıyla tam bir başarısızlık olduğu görüşünü koruyor. Ciddi akıl hastaları ya evsiz barksız ya da hapishanedeler; her iki durumda da (özellikle ikincisi), ruhsal sağlık hizmeti çok az alıyor veya hiç almıyorlar. Bu başarısızlık, bir dereceye kadar, görüş farklılığının olduğu bir takım nedenlere atfedilse de, toplum destek programlarının fon eksikliği nedeniyle kesin olarak etkisiz kaldığına dair genel bir fikir birliği vardır. 2011 Ulusal Önleme Stratejisi, gelecekte, önleyici ruhsal sağlık uygulamalarının, ABD zihin sağlığı politikalarına dahil edilme ihtimalini arttıracak, daha iyi ebeveynlik ve erken müdahale program önerilerinin de olduğu zihinsel ve duygusal refah konularını da içeriyordu. Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü sadece intihar ve HIV/AIDS önleme araştırmalarını yürütüyor, ancak Ulusal Önleme Stratejisi daha geniş anlamda uzunlamasına önleme çalışmalarına odaklanmasına yol açabilir. 2013 yılında Amerika Birleşik Devletleri Temsilcisi Timothy F. Murphy, Akıl Sağlığı Krizi Yasasında Yardımcı Aileleri (HR2646) tanıttı. İki partili yasa tasarısında önemli revizyonlar yapıldı ve 2015 yılında Murphy ve Kongre Üyesi Eddie Bernice Johnson tarafından yeniden sunuldu. Kasım 2015'te, Sağlık Altkomitesini 18-12 oyla geçti. Kaynakça
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri