Sabancı Holding'in 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı için hazırladığı reklam filmi, gençleri vatanseverlikten uzakmış gibi gösteren bir yaklaşıma sahiptir. Reklam, Türkiye'nin genç nüfusuna hitap ederek onların ülkede kalmalarını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ancak, reklamın içeriği ve sunumu, gençlerin göç etme nedenlerini ve yaşadıkları gerçekleri göz ardı ederek, gençleri tek suçlu olarak gösteren bir tutumu yansıtmaktadır.
Reklamın gençlik sorunlarına odaklanması, gençlerin ülkeyi terk etmelerinin sadece gençliklerinden kaynaklandığı yanılgısını yaratmaktadır. Oysa gençlerin ülkeyi terk etme sebepleri arasında siyasi ve sosyo-ekonomik koşulların büyük bir etkisi bulunmaktadır. Ekonomik belirsizlikler, işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği, ifade özgürlüğü kısıtlamaları gibi nedenler, gençleri yurtdışına göç etmeye yönlendiren önemli faktörlerdir.
Reklam filmi, bu derin ve karmaşık nedenlere hiç temas etmeden gençlerin yüzeysel tercihleriyle ülkeyi terk ettiği ima ederek, gençleri suçlayıcı bir yaklaşım sergilemektedir. Gerçekte ise gençlerin ülkeyi terk etmelerine yol açan sorunların çoğu, toplumsal yapının ve mevcut politikaların sonucudur. Bu nedenle, gençleri tek sorumlu olarak gösteren bir mesaj, gerçek sorunların görmezden gelinmesine ve haksız bir suçlama getirilmesine neden olmaktadır.
Gençlerin ülkeyi terk etmelerinin altında yatan sorunlar, bireysel tercihlerden ziyade toplumsal ve yapısal faktörlere dayanmaktadır. Bu nedenle, sorunları sadece gençlerin üzerine yıkmak yerine, kök sebepleri anlamak ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmek daha faydalı olacaktır.
Reklamın gençlik sorunlarına odaklanması, gençlerin ülkeyi terk etmelerinin sadece gençliklerinden kaynaklandığı yanılgısını yaratmaktadır. Oysa gençlerin ülkeyi terk etme sebepleri arasında siyasi ve sosyo-ekonomik koşulların büyük bir etkisi bulunmaktadır. Ekonomik belirsizlikler, işsizlik, eğitimde fırsat eşitsizliği, ifade özgürlüğü kısıtlamaları gibi nedenler, gençleri yurtdışına göç etmeye yönlendiren önemli faktörlerdir.
Reklam filmi, bu derin ve karmaşık nedenlere hiç temas etmeden gençlerin yüzeysel tercihleriyle ülkeyi terk ettiği ima ederek, gençleri suçlayıcı bir yaklaşım sergilemektedir. Gerçekte ise gençlerin ülkeyi terk etmelerine yol açan sorunların çoğu, toplumsal yapının ve mevcut politikaların sonucudur. Bu nedenle, gençleri tek sorumlu olarak gösteren bir mesaj, gerçek sorunların görmezden gelinmesine ve haksız bir suçlama getirilmesine neden olmaktadır.
Gençlerin ülkeyi terk etmelerinin altında yatan sorunlar, bireysel tercihlerden ziyade toplumsal ve yapısal faktörlere dayanmaktadır. Bu nedenle, sorunları sadece gençlerin üzerine yıkmak yerine, kök sebepleri anlamak ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmek daha faydalı olacaktır.