Askerde bölge komutanlığının kantinlerinde muhasebe tutuyorum. Giriş çıkışlarla ilgileniyorum. Meşrubat tedarikçisi yeni üründen bahsetti. Link benzeri bir içecek ama link'in beşte bir fiyatına satılıyor. Komutana bahsettim. İki koli al, er kantininde deneyelim dedi. Kolide 48 adet varmış. Ben de istek formuna 96 yazıp verdim tedarikçiye. Ertesi gün bir geldiler koli koli yığıyolar. Meğer ben 96 koli işaretlemişim. Komutan diyor, bi gitmesin bu ürün sana içiricem hepsini. Er kantinine iki koli gönderdik. Bir saat geçmeden kantinci geldi beş koli yüklendi gitti. Batman sıcağında şimdiki paraya vurursak iki liralık içecek kapış kapış gitti. Komutana bahsettim kahkahayı patlattı. Demem o ki sadece askerde karşılaşılan olay ucuz gıda ürünleridir. Esnaf sağolsun askeriyeye çok düşük kar ile ürün tedarik ederlerdi. Biz de en fazla yüzde on kar marjıyla satabiliyorduk. Yürütmelik böyleydi. Yürütmelikten bahsetmişken şunu da yazayım. Kantinciler bakkalda, markette, büfede çalışmış erlerden seçilirdi. Ben de muhasip komutan da marketçilikten anlamayız. Asker litrelik kola alıp yanında plastik bardak alıp üç beş kişi paylaşarak içiyorlar. Paradan 6 sıfır atılmadan önceki dönem bu anattığım. Plastik bardağın alış fiyatı 18 bin lira. Biz üzerine en fazla yüzde on koyabiliyoruz. Yukarı yuvarlayıp yüzde onu aşabiliyoruz ama çok fazla da değil. Bardağı 18 bine alıp 20 bin satış fiyatı koyduk ama en küçük para birimi 50 bin lira. Komutan kafayı yiyecek. Yüzde 250 den fazla karla satıyoruz. Denetleme olursa ne cevap vereceğim. İşin içinden çıkamadık. Kantinlere 20 bin fiyat biçip verdik bardakları. Akşam kasa teslimine geldi kantin askeri. Komutan dalgasına askere sordu. Ben sana plastik bardağı 20 binden satman için verdim. En küçük para 50 bin. Aradaki farkı ne yapıyorsun? Askerin dediği. İki taneyi 50 bine beş taneyi 100 bine satıyorum komutanım. Komutan yine kahkaha attı. Ulan ermac bütün gün bizim niye aklımıza gelmedi paket yapıp satmak. dedi.