ansızın aklıma geliveren bir cümle. hemen aklımda kaldığı kadarıyla, bugünkü halimle üzerine düşündüğümde, dedim ki, kimbilir kimden ne vakit duyacağı saksı gibi dikilme orada lafını, yıllar sonra fenacıl iç sesi tekrar etti de, koskoca erol büyükburç olduğunu hatırlatmak zorunda kaldı kendine kendini. nasıl da kendi kendimize ediyoruz kavgalarımızı diye geçti içimden, bir başkasında nasıl da şıp diye görüyoruz meselenin ötekiyle pek de bir ilgisi olmadığını. sonra dönüp yıllar evvelinden o kesiti izledim. olay, alttan alarak alkışlanmasıyla patlamış ötekinin. alkışları yine kaptırdın gördün mü diyen içindeki şeytanının oyununa gelmiş, savaş ilan etmiş, ayağa dahi kalkmış bu uğurda. iyice bir şeyleri anladım, uzun anlatmaya takatsizim. o zamanlar ne düşünmüştüm hatırlamıyorum bugün izleyince hiç ama hiç komik gelmedi. kendimize iyi bakalım. kendimize iyice bakalım. iyi olmaya zorlamadan. görmek isteğiyle. gördüklerimizle başa çıkabilecek anlamlarımız olsun ve tutunup onlara, kendimizi şöyle adam akıllı bir görmeye niyet edelim. yaşlılık yakın. görelim ki, yerleşelim iyice yerimize. rahat edelim, gevşeyelim ve tabi alıştıralım kendimize kendimizi kabul ederek, sevmeyi isteyerek bilmiyorsak bile sevmesini. iyilikler dileyelim kendimiz için. kimse için istemenin aklımıza gelmeyeceği güzellikleri isteyelim, canımızın hep sağlığını isteyelim, hep nazlayıp, pışpışlayalım kalplerimizi, yeterince eleştirdiysek, eleştiriye doyduysak biraz da övelim, biraz da rahat verelim gönüllerimize ki, çoğalsın, güç bulsun içimizdeki aydınlık, kötücül yerlerimize uzanmaya. yumuşayalım aldığımız her yaşla. yumuşayalım her bir başarımızla. yumuşayalım her karşılaşmamızda ötekiyle. her kucakla biraz daha yumuşayalım, her bakışla, her eylemle biraz daha. amin.