Üzgünüm, ancak birilerinin açıkça belirtmesi gereken bir gerçek var: Sanata ilgi duyan erkekler zamanla erkeksi özelliklerini kaybetme eğilimindeler. Bu iddiamı kanıtlamak için sanatçılar üzerinden bazı örnekler sunacağım. - Edebiyat - Lev Tolstoy: Roman yazdıkça edebiyatta ustalaşan Tolstoy, maalesef erkekliğini kaybetmiştir. 82 yaşındayken içinde artık hiç erkeklik kalmadığı için karısı tarafından tahammül edilmeyen Tolstoy, sokaklarda terkedilmiştir. Soğuk Rusya'nın buz gibi sokaklarında erkekliğini kaybetmiş bir halde sonunu beklerken tren istasyonunda donarak hayata gözlerini yummuştur. - Resim - Vincent van Gogh: Kendisinden büyük ve çocuksu kuzeninin evlilik teklifini reddeden Vincent, sanata odaklanarak erkekliği suçlanmış ve beş parasız kalıp alkolik bir fahişe ile yaşamaya başlamıştır. Sonunda babası tarafından eve götürülerek bir erkek değil bir çocuk olarak görülmüştür. Vincent, kafasına sıkarak ve alkolik fahişenin intiharıyla birlikte hayatına son vermiş ve erkekliğini sonsuza dek kaybetmiştir. - Heykel - Auguste Rodin: Düşünen Adam heykelinin yaratıcısı Rodin, erkekliğini sanata kaptıranlardan biridir. Victor Hugo heykelinin cesur bir şekilde yapılması Fransızları şok etmiş ve Hugo'nun heykelinin organı kesilmiştir. Rodin, doğalgaz faturalarını ödeyemez duruma geldiği için önce karısını kaybetmiş ve sonra erkekliğini yitirerek vefat etmiştir. - Müzik - Ludwig van Beethoven: Viyolonsel tutuşturulmuş bir şekilde doğan Beethoven, hayatı boyunca kadın eli değmemiştir. Alkole sığınarak yaşayan ve siroz nedeniyle 56 yaşında vefat eden Beethoven, erkekliğini kazanamadan hayata veda etmiştir. - Felsefe - Nietzsche: Felsefenin bir sanat olduğunu kabul etmeyenlere önceden belirtmek isterim; felsefe de bir sanattır. Nietzsche, sanatın karmaşık dünyasına düşmüş ve ailesinden sağlığından ve en sonunda erkekliğinden vazgeçmiştir. Lou Salome, ona karşı ilgisiz kalmıştır. Nietzsche, kadınını ve parasını kaybeden diğer sanatçılar gibi aynı kaderi paylaşarak felsefenin pençesinden kurtulamamıştır. Bu sanatçıların yaşamlarına ve deneyimlerine baktığımızda, trajedi, yalnızlık, başarısızlık ve içe kapanma gibi talihsiz sonlarla karşılaşıyoruz. Öte yandan, kaslı kafa, gömleğinin üzerinden kıllar fırlatan ve terlikle kombin yapmaktan habersiz olan gerçek erkekler, erkeksiliklerini koruyarak hayatlarını sürdürmektedirler. Yanlarında bir kadın bulundurmakta hiç zorluk çekmezler ve çoğu zaman ilgi odağı olurlar. Bu erkeklerin boş bel işlerle uğraşmadıkları ve erkeksiliklerinden ödün vermedikleri görülür. Sanatın seksten ibaret olduğunu savunanlara inanmayın. Üzgünüm ama sanat genellikle pek işe yaramaz. Bir sanat galerisinde fular takan beyaz çoraplı erkekleri bir düşünün, bir de fabrikada ter içinde çalışan erkekleri hayal edin. Ellerinizi vicdanınıza koyun ve hangi ortamdaki testosteron seviyesinin daha yüksek olduğunu söyleyin. Bu bilgiler ışığında, sevgili Ekşi erkek kardeşlerime tavsiyem, sanattan ve diğer kadınsı faaliyetlerden uzak durun. Sağlıklı ve güçlü kalın.