Çengelköy'de bir balıkçı dükkânı vardı. Ana cadde üzerinde, yaz kış taze balık satan bir dükkandı. Eskiden, doksanlar, belki seksenler, belki de daha eski yıllara dayanıyordu. Kapısında bir Türk bayrağı asılıydı. Yazın levrekler, çipuralar camekânlı buzdolabı içinde yeşillikler üzerinde tertemiz, sere serpe uzanırdı. Kışın genellikle ayıklanmış hamsiler, paketlenmiş hâlde kolaycı sevenlerini beklerdi. Tezgahın hemen yanında, bel hizasına kadar gelen bir akvaryumda da ekseriyetle canlı istavritler yüzerdi.
Pandemi günlerinde dükkânın yan duvarına balık hafızasının kısa süreli oluşuna dair yaygın inanıştan hareketle insanlara teessüf eden bir atarlı laf da yazılmıştı. Çünkü insanların balıklara bakıp kendilerine çeki düzen vermeleri icap ederdi.
Aslında caddenin hemen karşısında, sokak arasında bulunan aynı isimli bir balık restoranının iştirakiydi burası. O restoran işine devam ediyor. Mevcut durumda isteyene taze balık satışı da yapacaklarmış. Dükkân da zaten hâlen onlarınmış.
Kapanmasıyla Çengelköy'ü, önünden geçenlerin çağrışım havuzunu da denizden birkaç fersah uzaklaştıran, karaya iten bu balıkçının yerine şimdi bir patates kızartmacısı açılıyor, eli kulağında. Taze balık yerine patates kızartması. Anlatabiliyor muyum?
Pandemi günlerinde dükkânın yan duvarına balık hafızasının kısa süreli oluşuna dair yaygın inanıştan hareketle insanlara teessüf eden bir atarlı laf da yazılmıştı. Çünkü insanların balıklara bakıp kendilerine çeki düzen vermeleri icap ederdi.
Aslında caddenin hemen karşısında, sokak arasında bulunan aynı isimli bir balık restoranının iştirakiydi burası. O restoran işine devam ediyor. Mevcut durumda isteyene taze balık satışı da yapacaklarmış. Dükkân da zaten hâlen onlarınmış.
Kapanmasıyla Çengelköy'ü, önünden geçenlerin çağrışım havuzunu da denizden birkaç fersah uzaklaştıran, karaya iten bu balıkçının yerine şimdi bir patates kızartmacısı açılıyor, eli kulağında. Taze balık yerine patates kızartması. Anlatabiliyor muyum?