Sevginin Her Şeyin İlacı Olması
Sevgi, hayatımın her alanında yaşadığım deneyimlerden ve uzun yıllar boyunca tanık olduğum insanların hikayelerinden çıkardığım derslerle ilgili agresif bir şekilde yazmam gerekirse; kesinlikle katılıyorum. Her birey, hayatının belirli dönemlerinde sevgiye daha az ya da daha fazla maruz kalır. Bu dönemler bazen uzun yıllar sürebilirken, bazen de aniden sona erebilir. Yaş ilerledikçe, kişinin sevgi eşiğinin hangi tarafında daha fazla zaman geçirdiği, o tarafın onun için daha çekici hale gelme eğiliminde olduğunu gösterir. Ömrünün büyük bir kısmını sevgiden yoksun geçiren bir insan, genellikle orta yaşlara geldiğinde umudunu yitirir, yalnızlığa sığınır ve dış dünyaya karşı saldırgan bir tavır sergiler. Ancak, bu insan uzun süre boyunca biri tarafından sevgiyle beslendiğinde, kendini yeniden keşfetme şansı doğar. Ne var ki, yaş ilerledikçe ve huysuzluk arttıkça, bu tür insanlarla karşılaşma ihtimali azalır... Diğer taraftan, orta yaşlara gelene kadar sevgiyle dolu bir hayat süren insanlar, etraflarındaki sevgisiz, sömüren ve üzen kişilerle ilişkilerini keserler ve sadece sevgiye değer veren insanlara yönelirler. Bu sevgisiz tipler genellikle hayatlarının büyük bir kısmını sevgiden mahrum olarak geçiren kişilerdir. Onları sevenler olabilir, ancak saygı duydukları kişiler değildir. Narsisizm, psikopatlık ve manipülasyon gibi durumlar farklı sebeplere dayanabilir, ancak sevgisizlik genellikle bu tür olumsuz davranışların arkasındaki ana etkendir.
Sevgisizlik, herhangi bir tıbbi hastalık için olabileceği gibi, karakterle ilgili konularda da kesin bir çözüm sunar. Bir kişinin psikolojisi ne kadar sağlamsa ve işine ne kadar sevgi katabiliyorsa, etki alanındaki diğer insanların huzuru da buna bağlı olarak artar. Bu kişi sayesinde huzurlu olan diğer bireyler de, bu huzuru ve sevgiyi çevrelerine yansıtırlar. Sevgi, adeta dalga dalga yayılabilir. Her bireyin hayatında sevgi dolu bir çevre oluşturma fırsatı vardır. Ne kadar sosyal ve aktif bir yaşam sürerse, bu fırsatların sayısı da o kadar artar. Bu fırsatları iyi değerlendirdikçe, huzur ve sevgiye ulaşma şansımız da artar. Bazı durumlarda, bu fırsatlar önümüze sunulmuş olabilir ancak biz farkında olmayabiliriz. Bu yüzden yapmamız gereken şey açık gözlü olmak ve sevgi dolu insanlarla karşılaşma şansımızı artıracak adımlar atmaktır.
Ayrıca, sevginin sadece insanlar için değil, hayvanlar için de büyük bir iyilik kaynağı olduğunu unutmamalıyız. Bir kedi veya köpek sahiplenerek, onlarla kurulan derin bir sevgi bağı, sizin ve onların mutluluğu için harika bir kaynaktır. Birden fazla hayvan sahiplenip, onları sosyalleştirdiğinizde, sevgi depolarınız daha da dolacaktır. Sevgi dolu bir ortamda yaşayan bir birey, sevdiği işi yapan, sevgi dolu bir eşe sahip ve sevdiği dostlarla çevrili olduğunda, hayatta sırtını yere getiremez.
Sonuç olarak, sevgiye açık olduğumuz sürece, sevginin hayatımızı nasıl pozitif yönde etkilediğini daha açık bir şekilde görebiliriz. Sevgisizlikten kaynaklanan zararları fark etmek ve buna karşı koymak da kolaylaşır. Bu sebeple, hayatımızda sevgiye yer veren, bizi mutlu eden ve güven veren kişilerle birlikte olmayı tercih etmeli ve sevgiyi çoğaltmalıyız. Sevgi dolu insanlar bir araya gelerek, sevgisizliğe karşı mücadele etmeli ve güvenli bir ortam yaratmalıdır. Sevgiyle kalın.
Sevgi, hayatımın her alanında yaşadığım deneyimlerden ve uzun yıllar boyunca tanık olduğum insanların hikayelerinden çıkardığım derslerle ilgili agresif bir şekilde yazmam gerekirse; kesinlikle katılıyorum. Her birey, hayatının belirli dönemlerinde sevgiye daha az ya da daha fazla maruz kalır. Bu dönemler bazen uzun yıllar sürebilirken, bazen de aniden sona erebilir. Yaş ilerledikçe, kişinin sevgi eşiğinin hangi tarafında daha fazla zaman geçirdiği, o tarafın onun için daha çekici hale gelme eğiliminde olduğunu gösterir. Ömrünün büyük bir kısmını sevgiden yoksun geçiren bir insan, genellikle orta yaşlara geldiğinde umudunu yitirir, yalnızlığa sığınır ve dış dünyaya karşı saldırgan bir tavır sergiler. Ancak, bu insan uzun süre boyunca biri tarafından sevgiyle beslendiğinde, kendini yeniden keşfetme şansı doğar. Ne var ki, yaş ilerledikçe ve huysuzluk arttıkça, bu tür insanlarla karşılaşma ihtimali azalır... Diğer taraftan, orta yaşlara gelene kadar sevgiyle dolu bir hayat süren insanlar, etraflarındaki sevgisiz, sömüren ve üzen kişilerle ilişkilerini keserler ve sadece sevgiye değer veren insanlara yönelirler. Bu sevgisiz tipler genellikle hayatlarının büyük bir kısmını sevgiden mahrum olarak geçiren kişilerdir. Onları sevenler olabilir, ancak saygı duydukları kişiler değildir. Narsisizm, psikopatlık ve manipülasyon gibi durumlar farklı sebeplere dayanabilir, ancak sevgisizlik genellikle bu tür olumsuz davranışların arkasındaki ana etkendir.
Sevgisizlik, herhangi bir tıbbi hastalık için olabileceği gibi, karakterle ilgili konularda da kesin bir çözüm sunar. Bir kişinin psikolojisi ne kadar sağlamsa ve işine ne kadar sevgi katabiliyorsa, etki alanındaki diğer insanların huzuru da buna bağlı olarak artar. Bu kişi sayesinde huzurlu olan diğer bireyler de, bu huzuru ve sevgiyi çevrelerine yansıtırlar. Sevgi, adeta dalga dalga yayılabilir. Her bireyin hayatında sevgi dolu bir çevre oluşturma fırsatı vardır. Ne kadar sosyal ve aktif bir yaşam sürerse, bu fırsatların sayısı da o kadar artar. Bu fırsatları iyi değerlendirdikçe, huzur ve sevgiye ulaşma şansımız da artar. Bazı durumlarda, bu fırsatlar önümüze sunulmuş olabilir ancak biz farkında olmayabiliriz. Bu yüzden yapmamız gereken şey açık gözlü olmak ve sevgi dolu insanlarla karşılaşma şansımızı artıracak adımlar atmaktır.
Ayrıca, sevginin sadece insanlar için değil, hayvanlar için de büyük bir iyilik kaynağı olduğunu unutmamalıyız. Bir kedi veya köpek sahiplenerek, onlarla kurulan derin bir sevgi bağı, sizin ve onların mutluluğu için harika bir kaynaktır. Birden fazla hayvan sahiplenip, onları sosyalleştirdiğinizde, sevgi depolarınız daha da dolacaktır. Sevgi dolu bir ortamda yaşayan bir birey, sevdiği işi yapan, sevgi dolu bir eşe sahip ve sevdiği dostlarla çevrili olduğunda, hayatta sırtını yere getiremez.
Sonuç olarak, sevgiye açık olduğumuz sürece, sevginin hayatımızı nasıl pozitif yönde etkilediğini daha açık bir şekilde görebiliriz. Sevgisizlikten kaynaklanan zararları fark etmek ve buna karşı koymak da kolaylaşır. Bu sebeple, hayatımızda sevgiye yer veren, bizi mutlu eden ve güven veren kişilerle birlikte olmayı tercih etmeli ve sevgiyi çoğaltmalıyız. Sevgi dolu insanlar bir araya gelerek, sevgisizliğe karşı mücadele etmeli ve güvenli bir ortam yaratmalıdır. Sevgiyle kalın.
