Bu gece şans benim yanımda oldu ve piyangodan büyük bir ikramiye kazandım. Ancak moralim sağlık sorunları nedeniyle bozuk olduğundan, kafa dağıtmak için küçük bir tatil beldesindeyim. Yıllar önce sık sık ziyaret ettiğim ve tanıştığım bir adamla tekrar iletişime geçtim. Bu adam bana karşı hisler beslemişti, ancak karşılıksızdı ve o hisler o zamanlar sadece havada kalmıştı. Şimdi yeniden bir araya geldik ve beni hoş bir yere götürmek istedi. Gittiğimiz yer, renkli ışıklara sahip bir kulüp oldu ve atmosfer eğlenceliydi. Yan masada uzun saçlı ve bol makyajlı kadınlarla oturuyorduk. Bir an için kendimi bir gazinoda sandım. Erkek arkadaşım, tayinini oraya aldırmak istediğini sırıtarak söyledi. Şarkıya eşlik etmeye devam ederken, birden bire karşıma sinirli ve hırslı bir kadın çıktı. Bu kadın bana dönerek "Bu adam sizin kiminiz?" diye sordu. Şaşkınlıkla etrafa bakındım, durumu anlamaya çalıştım. Bu adam benim geldiğim gün dört yıllık sevgilisinden ayrılmış! Hepsi bir anda ortaya çıkan yalandı; erkek, ben ve kadından başka kimse gerçek değildi. Kadınla birlik olarak masayı terk ettik ve konuşmaya başladık. İkimiz de yaşanan duruma üzüldük, ancak en çok beni inciten şey şuydu: "Dört yıldır beni hiç böyle bir mekana götürmedi." Dört yıl boyunca her an yanında olan kadını, iki günlük benim için harcamıştı. Ardından aklıma sevdiğim adamın, başka bir kadınla gizlice mesajlaşmasını okuduğumda hissettiğim değersizlik geldi. Bu deneyim, cinsiyetten bağımsız olarak ilişkilerde sevse bile duygularını göstermeyi reddetmesi gerektiğini öğretti. Her an ayrılabileceğini bilerek diken üstünde durmalı, böyle karakter eksikleri olan insanlara karşı temkinli olmalıyız. Hala o kadını düşünüyorum...