Telefona Cevap Vermeyen Sevgili,
Bu sabah, pazartesi sendromunu bir de üstüne telefonumun zilinden gelen sürekli aramalar ile bastırırken, sevgiliye mesaj atmaya karar verdim. "Merhaba, iyi geceler öpücüğü" yazdım, bir emojilerle süsledim, gönderdim. Bir süre sonra, cevap gelmedi. Beklemeye başladım. Dakikalar geçtikçe, içimdeki bir ses, bir şeylerin ters gittiğini fısıldadı.
Bir saat geçtikten sonra, merakıma yenik düşerek tekrar aradım. Bu sefer, direkt olarak sesli aramaya geçtim. Cevap veren olmadı. İçime bir korku düştü, bir an önce cevap vermesi gerektiğini düşündüğüm sevgiliyi düşünerek, tekrar aramaya koyuldum.
Aramalarımın üstüne cevap gelmeyince, içimdeki ses daha da yükseliyordu. "Acaba bir şey mi oldu?" düşüncesi, beynimi kemirmeye başladı. Bir an önce cevap vermesi gerektiğini, neden cevap vermediğini merak ediyordum.
Sonraki saatlerde, aramalarımın cevapsız kalışı devam etti. Her aramada, içimdeki korku büyüyordu. "Neden cevap vermiyor?" sorusu, beynimi yemeye başlamıştı. Tüm olası senaryoları düşünerek, içimi karartmaya başlamıştım.
Sonraki gün, hala bir cevap almamak üzerine, içime bir öfke yükseldi. Sevgiliye mesaj atmıştım, "Neden cevap vermiyorsun? Her şey yolunda mı?" diye. Bir süre sonra, cevap geldi: "Özür dilerim, dün akşam yorgan hissettim ve uyuyakaldım. Telefonu duymadım."
O anda, içime bir rahatlama yayıldı ama bir yandan da öfkem dikleniyordu. Sevgilim, bana bir cevap vermemiş, beni endişeye sokmuştu. O an, içimdeki ses, "Bu kabul edilemez!" diye haykırıyordu.
Sevgili, telefona cevap vermemenin sonuçlarını anlamalı. Bu davranışın, benim içimi nasıl kararttığını, endişelendirdiğini ve öfkelendirdiğini bilmeli. Bir daha ki sefere, cevap vermemenin sonuçlarını düşünmeli!
Bu sabah, pazartesi sendromunu bir de üstüne telefonumun zilinden gelen sürekli aramalar ile bastırırken, sevgiliye mesaj atmaya karar verdim. "Merhaba, iyi geceler öpücüğü" yazdım, bir emojilerle süsledim, gönderdim. Bir süre sonra, cevap gelmedi. Beklemeye başladım. Dakikalar geçtikçe, içimdeki bir ses, bir şeylerin ters gittiğini fısıldadı.
Bir saat geçtikten sonra, merakıma yenik düşerek tekrar aradım. Bu sefer, direkt olarak sesli aramaya geçtim. Cevap veren olmadı. İçime bir korku düştü, bir an önce cevap vermesi gerektiğini düşündüğüm sevgiliyi düşünerek, tekrar aramaya koyuldum.
Aramalarımın üstüne cevap gelmeyince, içimdeki ses daha da yükseliyordu. "Acaba bir şey mi oldu?" düşüncesi, beynimi kemirmeye başladı. Bir an önce cevap vermesi gerektiğini, neden cevap vermediğini merak ediyordum.
Sonraki saatlerde, aramalarımın cevapsız kalışı devam etti. Her aramada, içimdeki korku büyüyordu. "Neden cevap vermiyor?" sorusu, beynimi yemeye başlamıştı. Tüm olası senaryoları düşünerek, içimi karartmaya başlamıştım.
Sonraki gün, hala bir cevap almamak üzerine, içime bir öfke yükseldi. Sevgiliye mesaj atmıştım, "Neden cevap vermiyorsun? Her şey yolunda mı?" diye. Bir süre sonra, cevap geldi: "Özür dilerim, dün akşam yorgan hissettim ve uyuyakaldım. Telefonu duymadım."
O anda, içime bir rahatlama yayıldı ama bir yandan da öfkem dikleniyordu. Sevgilim, bana bir cevap vermemiş, beni endişeye sokmuştu. O an, içimdeki ses, "Bu kabul edilemez!" diye haykırıyordu.
Sevgili, telefona cevap vermemenin sonuçlarını anlamalı. Bu davranışın, benim içimi nasıl kararttığını, endişelendirdiğini ve öfkelendirdiğini bilmeli. Bir daha ki sefere, cevap vermemenin sonuçlarını düşünmeli!