Gecenin körüne kadar ağlamış ve en sonunda sevgilinin teselli eden kolları arasında uyuyakalmıştı. Gecenin başka bir köründe aniden uyanmış, ilk başta durum anlamış değildi. "Sabaha kadar işkence çekeceğim yine" diye düşünmüştü. Tam bu anda sevgilinin sıcacık nefesi hissetmişti. "Eğer bu bir işkenceyse gelsin, gelsin ve bütün yaşamım boyunca benim en tatlı anlarımı oluştursun." Sevgilisi, yine hiçbir şey yapmadan sizi gülümsetebilmiş, yüzünüzü aydınlatabilmişti. Ay ışığının sevgilinin yüzüne vurması sonucu oluşan güzel görüntü izlendi önce, dünyanın en güzel varlığı yanınızda uyuyordu ve yüzündeki en ufak ayrıntıyı bile doya doya, saatlerce izleyebilmeniz için ay size bu iyiliği yapmıştı. Mışıl mışıl uyuyan sevgilisi mi rahatsız ediyordu bu ışık? Ay ışığını elle kesme fikri tam o anda akla düştü. Saçı yüzüne dökülmüştü, belki onu rahatsız ediyordu bu durum ama en ufak bir kıpırtının onu görmekte olduğu güzel rüyadan koparabileceği riski göze alınacak gibi değildi. Kıyamıyor, dokunamıyordunuz... Anlaşılan sevgilisi bu gece boyunca uzaktan sevilecekti, hiç bir karşılık beklemeden, ellerini tutamadan, tenine dokunamadan. Yüzüne söyleyemeye cesaret edemedikleriniz dökülür dudaklarınızdan, belli belirsiz bir fısıltıya dönüşen o sözcükleri belki de hiçbir zaman bilmeyecekti. Aşkın en saf haliyle sevilecekti sevgili bu gece.