Türkiye'deki Sevgisizliğin ve Nefretin Nedeni
Nurdan Gürbilek, "Kötü Çocuk Türk'te Ağlayan Çocuk" resmi hakkında çarpıcı bir tespitte bulundu. Bu klişe resmin 80'lerden itibaren neden bu kadar popüler olduğu temel bir soru işareti haline geldi: Hepimizin içi derin bir buruklukla dolu. Doğduğumuz ailenin lideri olan baba, şefkat ve merhametten oldukça yoksun bir profillere sahip. Genellikle öfke dolu, bağıran, döven, aşağılayan, görünmez olan, kendi başına hareket eden, başıboş bir şekilde yaşayan baba figürü, çocuklarının geleceğini sigaraya ve alkole harcayan, annelerini gözümüzün önünde aşağılayan ve döven bir modeli temsil ediyor. Babalarımız bizi gerçekten sevmiyor; babalar günü kutlamalarını bir kenara bırakın. Baba sevgisine gerçekten layık görülen çok az çocuk var. Babalar, saldırgan, ruhsuz ve sefil bir şekilde dolanıyorlar. Türkiye'nin "babacan" bir toplum olduğu düşünüldüğünde, bu sevgisiz ve agresif baba figürünün aslında "devlet baba" tarafından özendiğini fark ediyoruz. 2017 yılındayız ve hala "acı çekme" trendi halen güncelliğini koruyor. Instagram'da "yarına ulaşamayan gençler" için sigaralar yakılıyor, mağduriyet hikayeleri popüler hale geliyor, üzüntü dolu içerikler magazin dergilerinde prim yapıyor. Acıma, yorgunluk ve başarısızlık hala cazip bir imaj oluşturuyor. Bu kadar patolojik bir ortamda sevgiden değil, intikamdan, öç alma duygusundan ve meydan okumalardan bahsediliyor.
Nurdan Gürbilek, "Kötü Çocuk Türk'te Ağlayan Çocuk" resmi hakkında çarpıcı bir tespitte bulundu. Bu klişe resmin 80'lerden itibaren neden bu kadar popüler olduğu temel bir soru işareti haline geldi: Hepimizin içi derin bir buruklukla dolu. Doğduğumuz ailenin lideri olan baba, şefkat ve merhametten oldukça yoksun bir profillere sahip. Genellikle öfke dolu, bağıran, döven, aşağılayan, görünmez olan, kendi başına hareket eden, başıboş bir şekilde yaşayan baba figürü, çocuklarının geleceğini sigaraya ve alkole harcayan, annelerini gözümüzün önünde aşağılayan ve döven bir modeli temsil ediyor. Babalarımız bizi gerçekten sevmiyor; babalar günü kutlamalarını bir kenara bırakın. Baba sevgisine gerçekten layık görülen çok az çocuk var. Babalar, saldırgan, ruhsuz ve sefil bir şekilde dolanıyorlar. Türkiye'nin "babacan" bir toplum olduğu düşünüldüğünde, bu sevgisiz ve agresif baba figürünün aslında "devlet baba" tarafından özendiğini fark ediyoruz. 2017 yılındayız ve hala "acı çekme" trendi halen güncelliğini koruyor. Instagram'da "yarına ulaşamayan gençler" için sigaralar yakılıyor, mağduriyet hikayeleri popüler hale geliyor, üzüntü dolu içerikler magazin dergilerinde prim yapıyor. Acıma, yorgunluk ve başarısızlık hala cazip bir imaj oluşturuyor. Bu kadar patolojik bir ortamda sevgiden değil, intikamdan, öç alma duygusundan ve meydan okumalardan bahsediliyor.