Fatma Sezen Yıldırım, 13 Temmuz 1954 doğumlu. Bugün 70 yaşı. 50 yıldır şarkı yazıyor. 40 yıl sahnede kaldı. Türkiye'nin en güzel, en acılı, en baskılı, en müreffeh, en rezil zamanlarını tek başına yaşamış gibi, yüzlerce yıldır hayattaymış da her şeye şahit olmuş gibi, yedi insanın hayatını tek başına yaşamış gibi, yüzlerce insan onun hanında konaklayıp yoluna devam etmiş gibi, bütün sevdiklerini kaybetmiş gibi, bütün sevdiklerine içinden geçenleri zamanlıca söyleyebilmiş gibi, kalbini açtıklarından keskin ihanetler görmüş gibi, uzaktan ve yakından çok sevmiş çok sevilmiş gibi... En sahici hislerle yüzlerce şarkı yaptı. Koca ülkeye bir sürü duygu öğretti. Koca ülkeyi duygulandırdı. Şarkılarıyla milyonlarca insana milyonlarca şey öğretti. Özel hayatını çok bilmiyorum ama bana her kaybını biraz daha hayatla dolu olarak atlatmış gibi geliyor. Uzay heparı'dan, Onno Tunç'tan, Meral Okay'dan, Aysel Gürel'den, anne babasından, sevgililerinden, kaybettiği dostlarından sonra hep şarkı yapmış, şarkıyla iyileşmiş, hayata şarkıyla devam etmiş gibi geliyor. Şarkılarla derin nefes almış da öyle hayatta kalmış gibi geliyor. Kendi sanatının yanında, müzik için yüreklendirdiği bir sürü insan onun okulunda eğitim görmüş sanki. Ortada elbette bir müzik akademisi falan yok ama Sezen Aksu'dan el alan, gönül alan bir sürü insan onun yolundan giderek sanatçı olabilmiştir. Bana göre, Türk pop müziğine en büyük iki armağanı Sertab Erener ile Levent Yüksel'dir. Sezen Aksu, her zaman vicdanına güvenilen bir insan olmuştur. Şarkıları aynı zamanda vicdanın tarihidir, vicdan sahibi birinin sözleridir. Sezen Aksu "Türkiye" isimli duygudur. Her zaman her yerdedir. Bundan sonra da onyıllarca hatırlanacak, şarkıları dinlenecek. Çok şey bilen, çok şey yaşamış görmüş bir kadın olarak kalbimizi en kısa yoldan ele geçirmeye devam edecek. Doğum günü kutlu olsun. Çok yaşasın.