Sınavda Kitap Açmak: Öğretmenlerin Tuhaf Stratejisi
Son zamanlarda öğretmenler arasında yaygınlaşan bir yöntem, öğrencileri sınavlarda kitap açmaya teşvik etmek. Ancak bu yöntem, eğitim camiasında "gösterip vermemek" olayına yeni ve tuhaf bir boyut kazandırıyor.
Öğretmenler, öyle sorular soruyorlar ki, öğrencilerin kitaba danışarak cevapları bulmaları imkansız hale geliyor. Ya da en az 2346595 kere kitabı okumuş, hatim etmiş ve sentezini yapmış gibi olmanızı bekliyorlar. Bu durum, öğrencileri adeta bir labirente sokuyor ve sınavları geçebilmek için ezberci bir yaklaşıma itiyor.
Bu yöntem, eğitimin amacından sapmış, öğrencilerin düşünme ve analiz yeteneklerini engellemiş bir yaklaşım. Öğretmenler, öğrencilerinin bilgi peşinde koşmasını engelleyerek, adeta engelleri aşma yolunda onlara zorluk çıkarıyorlar. Bu durum, eğitim sistemimizde ne yazık ki yaygınlaşan bir hastalık haline geliyor.
Öğretmenlerin bu tuhaf stratejisi, öğrencileri kitaptan uzaklaştırmak ve ezberci eğitimi teşvik etmekten başka bir işe yaramıyor. Öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve yaratıcı çözümler üretmelerini sağlamak yerine, onları adeta robotlar gibi ezber yapmaya zorluyor.
Bu durumun eğitim sistemimizdeki etkileri uzun vadede daha da kötü sonuçlar doğurabilir. Öğrenciler, düşünmeyi bırakıp ezberlemeye odaklandıkça, yaratıcılıkları azalır ve problem çözme becerileri geriler. Bu da gelecekte onları bekleyen zorluklara hazırlıksız yakalayabilir.
Öğretmenlerin bu tuhaf ve adeta öğrencileri kandırmaya yönelik yaklaşımı, eğitim camiasında bir an önce tartışılmalı ve çözümler bulunmalıdır. Aksi takdirde, eğitim sistemimizdeki sorunlar daha da derinleşerek gelecek nesillerimizi olumsuz etkileyecektir.
Son zamanlarda öğretmenler arasında yaygınlaşan bir yöntem, öğrencileri sınavlarda kitap açmaya teşvik etmek. Ancak bu yöntem, eğitim camiasında "gösterip vermemek" olayına yeni ve tuhaf bir boyut kazandırıyor.
Öğretmenler, öyle sorular soruyorlar ki, öğrencilerin kitaba danışarak cevapları bulmaları imkansız hale geliyor. Ya da en az 2346595 kere kitabı okumuş, hatim etmiş ve sentezini yapmış gibi olmanızı bekliyorlar. Bu durum, öğrencileri adeta bir labirente sokuyor ve sınavları geçebilmek için ezberci bir yaklaşıma itiyor.
Bu yöntem, eğitimin amacından sapmış, öğrencilerin düşünme ve analiz yeteneklerini engellemiş bir yaklaşım. Öğretmenler, öğrencilerinin bilgi peşinde koşmasını engelleyerek, adeta engelleri aşma yolunda onlara zorluk çıkarıyorlar. Bu durum, eğitim sistemimizde ne yazık ki yaygınlaşan bir hastalık haline geliyor.
Öğretmenlerin bu tuhaf stratejisi, öğrencileri kitaptan uzaklaştırmak ve ezberci eğitimi teşvik etmekten başka bir işe yaramıyor. Öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek ve yaratıcı çözümler üretmelerini sağlamak yerine, onları adeta robotlar gibi ezber yapmaya zorluyor.
Bu durumun eğitim sistemimizdeki etkileri uzun vadede daha da kötü sonuçlar doğurabilir. Öğrenciler, düşünmeyi bırakıp ezberlemeye odaklandıkça, yaratıcılıkları azalır ve problem çözme becerileri geriler. Bu da gelecekte onları bekleyen zorluklara hazırlıksız yakalayabilir.
Öğretmenlerin bu tuhaf ve adeta öğrencileri kandırmaya yönelik yaklaşımı, eğitim camiasında bir an önce tartışılmalı ve çözümler bulunmalıdır. Aksi takdirde, eğitim sistemimizdeki sorunlar daha da derinleşerek gelecek nesillerimizi olumsuz etkileyecektir.