Sinema festivalinin hava değişik bir şekilde insanları etkiliyor olmalı ki, festival seyircisi bir anda dönüşüme uğruyor. İki gün önce Frank Dux'un hayatını ve dövüş sporunu anlatan bir film izleyip "huuuup" diye ses çıkaran, film sonunda alkışlayan kişi, festival salonuna yaklaştıkça bambaşka biri haline dönüşüyor. Bu durumu Bostancı-Bakırköy deniz otobüslerinde gözlemleyip şaşkınlıkla karşıladığım bu anlık değişim, maalesef gözlerde donukluk, hareketlerde yapaylık, algılarda tuhaflık, ellerde ise bir sanat eseri ustünde sınav çeken örümcek duruşu, gözlerde alaycı bir Atilla Dorsay bakışı şeklinde kendini gösteriyor. Bu belirtileri sergileyen ve tanıdık olduğumuz kişilerin festivale gelip festival seyircisine dönüştüğü bir salonda film izlemek rahatsız edici olabiliyor. Adeta bir sempozyuma gelmiş gibi her sahnede "çerçeve böyle, açı şöyle" gibi yorumlar yapmaya çalışan bu insanlar, filmdeki asıl anlatılmak istenen detayları kaçırıp sizin de paylaşmanıza engel oluyorlar.