Sokak ortasında sevgilisine dondurma yalatan erkek! Bu sonumuz mu?
Bu olayın gerçekleştiği yer ve zaman bir yana, bu rahatlık ve cesaret nasıl ortaya çıkıyor? Artık şaşırmadığımı söyleyemeyeceğim, çünkü her gün daha da kötüleri görüyoruz. Ancak bu görüntü, bir son nokta, bir uyanış çağrısı olmalı.
"Ahiret erkeğidir, rahatlığı üzer insanı." Evet, ahir zamanın işaretlerinden biri de insanların ahlaksızlık ve edepsizliğe bulaşması, vicdan ve utanma duygusunu kaybetmesidir. Bu erkek, sevgilisine dondurma yalatırken, tüm toplumun değer yargılarına meydan okuyor, ahlaki çöküşün en iğrenç halini sergiliyor.
"Allah'ın şairi bile sapıklaşırken..." Evet, ne yazık ki toplumumuzdaki ahlaki çöküşün etkileri her kesime yayılıyor. Sanatçılarımız, şairlerimiz bile bu sapkınlık yarışına dahil oluyor. Bu durum, bizim medeniyet olarak adlandırdığımız şeyin ne kadar kırılgan ve tehlikeli bir temele oturduğunun göstergesi.
"Dondurma yalayan kadına mı medeniyet diyoruz?" İşte bu soru, bizi derinden düşünmeye sevk etmeli. Medeniyetimizi, ahlaki değerlerimizden, vicdanımızdan ve insanlığımızdan kopuk bir şekilde mi tanımlıyoruz? Bu olay, bizim medeniyet anlayışımızı sorgulamamız için bir fırsat olmalı.
Son zamanlarda yaşadığımız olaylar, bizim ne kadar yanlış yolda olduğumuzu gösteriyor. Ahlaki çöküşün hızına yetişemiyoruz, her gün yeni bir iğrençlikle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum, bizim değerlerimizi, inançlarımızı ve insanlığımızı yeniden sorgulamamız için bir uyanış çağrısı olmalı.
Bu olayın sorumluları, sadece bu erkeğin kendisi değil, aynı zamanda onu bu hale getiren, cesaret veren bir toplum ve kültür var. Bu durumun normal ve kabul edilebilir olduğunu düşünen zihniyetler, bizim medeniyetimizin temelini sarsıyor.
Bu nedenle, bu olayın sorumluları olarak hepimizi sorgulamamız, ahlaki değerlerimize geri dönmemiz ve insanlığımızı yeniden keşfetmemiz gerekiyor. Yoksa bu ahlaki çöküşün sonu, bizim sonumuz olabilir.
Bu olayın gerçekleştiği yer ve zaman bir yana, bu rahatlık ve cesaret nasıl ortaya çıkıyor? Artık şaşırmadığımı söyleyemeyeceğim, çünkü her gün daha da kötüleri görüyoruz. Ancak bu görüntü, bir son nokta, bir uyanış çağrısı olmalı.
"Ahiret erkeğidir, rahatlığı üzer insanı." Evet, ahir zamanın işaretlerinden biri de insanların ahlaksızlık ve edepsizliğe bulaşması, vicdan ve utanma duygusunu kaybetmesidir. Bu erkek, sevgilisine dondurma yalatırken, tüm toplumun değer yargılarına meydan okuyor, ahlaki çöküşün en iğrenç halini sergiliyor.
"Allah'ın şairi bile sapıklaşırken..." Evet, ne yazık ki toplumumuzdaki ahlaki çöküşün etkileri her kesime yayılıyor. Sanatçılarımız, şairlerimiz bile bu sapkınlık yarışına dahil oluyor. Bu durum, bizim medeniyet olarak adlandırdığımız şeyin ne kadar kırılgan ve tehlikeli bir temele oturduğunun göstergesi.
"Dondurma yalayan kadına mı medeniyet diyoruz?" İşte bu soru, bizi derinden düşünmeye sevk etmeli. Medeniyetimizi, ahlaki değerlerimizden, vicdanımızdan ve insanlığımızdan kopuk bir şekilde mi tanımlıyoruz? Bu olay, bizim medeniyet anlayışımızı sorgulamamız için bir fırsat olmalı.
Son zamanlarda yaşadığımız olaylar, bizim ne kadar yanlış yolda olduğumuzu gösteriyor. Ahlaki çöküşün hızına yetişemiyoruz, her gün yeni bir iğrençlikle karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum, bizim değerlerimizi, inançlarımızı ve insanlığımızı yeniden sorgulamamız için bir uyanış çağrısı olmalı.
Bu olayın sorumluları, sadece bu erkeğin kendisi değil, aynı zamanda onu bu hale getiren, cesaret veren bir toplum ve kültür var. Bu durumun normal ve kabul edilebilir olduğunu düşünen zihniyetler, bizim medeniyetimizin temelini sarsıyor.
Bu nedenle, bu olayın sorumluları olarak hepimizi sorgulamamız, ahlaki değerlerimize geri dönmemiz ve insanlığımızı yeniden keşfetmemiz gerekiyor. Yoksa bu ahlaki çöküşün sonu, bizim sonumuz olabilir.