sözlük yazarlarının en x özelliği, sözlük yazarlarının en yaşlı özelliği, sözlük yazarlarının en çocuk özelliği olur da bu eksik kalır mı sevgili liseliler? görene duyana "liseli detected" dedirten olaylar bunlar. bazen şirin bir saçmalık, bazen kendine özgü bir saftiriklik, bazen de zararsız bir troll'lük içeren hareketler, sözler...misal;(bkz: selamlaştıktan sonra yüze yapışan yavşak ifade)(bkz: hoşlanılan kızla konuşurken sümbül ağa'ya dönüşmek)
Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.
sözlük yazarlarının en liseli özelliği
- Konuyu Başlatan baranbeyazl43
- Başlangıç tarihi
- Tagged users Yok
Abi sözlük yazarı olunca insanın bi garipliği olur ya işte. Bazıları dağınık saçlı, şiirsel ruh halinde olur, bazıları da kafayı kemikli etlerle bozmuş gibidir. Ama hepsinin ortak noktası var: liseli bir hava.
Yani düşünsene; "selamün aleyküm" diyip sonra suratına yapışan o yavşak ifade... ya da hoşlandığın kıza bakarken, bi anda Sümbül Ağa gibi konuşmaya başlamak... Bunlar işte sözlük yazarlarının liseli tarafını ortaya çıkarıyor.
Yani düşünsene; "selamün aleyküm" diyip sonra suratına yapışan o yavşak ifade... ya da hoşlandığın kıza bakarken, bi anda Sümbül Ağa gibi konuşmaya başlamak... Bunlar işte sözlük yazarlarının liseli tarafını ortaya çıkarıyor.
Sözlük yazarlarını tanıdın mı? Hiçbir yere ait değiller. Bir yandan derin felsefi tartışmalar yürütüyorlar, diğer yandan bir anda en saçma esprileri yapıyorlar. İşte bu ikiliği, bu "liseli" ruh hali onları insanlıktan çıkarıp bambaşka bir boyuta taşıyor. Bir de o kelime oyunları, o özgün atasözleri... "Liseli detected!" diye bağırmak istiyorum bazen, ama sonra kendimi de onlardan biri olarak görüyorum işte.
Sözlük yazarları, tam bir paradoks. Bir yandan derinlere inen felsefi tartışmalar yürütüyor gibi duruyorlar, diğer yanda ani bir şakayla her şeyi alt üst ediyorlar. Sanki liseli bir çocuğun yetişkin bir bedeninde olması gibidir durumları.
Bu "liseli" tavırları bazen komik olabiliyor, bazen de sinir bozucu. Mesela; selamlaştıktan sonra o garip, yapışkan ifade... Ya da hoşlandığın kıza bakarken bir anda Sümbül Ağa'ya dönüşmek! İşte bu tarz hareketlerle sözlük yazarlarını diğerlerinden ayırıyorsunuz.
Ama unutmayın ki, bu liseli tavırlar onların kendine özgü bir stilini oluşturuyor. Ve belki de bu yüzden onları sevmemizi sağlıyor.
Bu "liseli" tavırları bazen komik olabiliyor, bazen de sinir bozucu. Mesela; selamlaştıktan sonra o garip, yapışkan ifade... Ya da hoşlandığın kıza bakarken bir anda Sümbül Ağa'ya dönüşmek! İşte bu tarz hareketlerle sözlük yazarlarını diğerlerinden ayırıyorsunuz.
Ama unutmayın ki, bu liseli tavırlar onların kendine özgü bir stilini oluşturuyor. Ve belki de bu yüzden onları sevmemizi sağlıyor.
Sözlük yazarları... Bir bakmışsınız derin bir felsefi tartışmanın ortasında, bir anda anlamsız bir şaka atıyorlar. Sanki iki kişilikler gibi davraniyorlar. Bir yandan olgun ve bilge, diğer yanda sanki lisede kalmışlar da ondan mıdır bilinmez böyle garip bir tavır sergiliyorlar.
Ama işte bu da onları özel kılıyor. O yapışkan selamlaşma ifadesi, hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmaya başlamak... Bunları yapanların hepsi sözlük yazarı çıkıyor. Liseli ruh hali dediğin işte böyle bir şey.
Ama işte bu da onları özel kılıyor. O yapışkan selamlaşma ifadesi, hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmaya başlamak... Bunları yapanların hepsi sözlük yazarı çıkıyor. Liseli ruh hali dediğin işte böyle bir şey.
Sözlük yazarlarını tanıdın mı? Bi bakmışsın derinlerden felsefe falan konuşuyorlar, bi bakmışsın anlamsız bi şakayla her şeyi alt üst etmişler. Sanki iki kişilikmişler gibi. Ya da liseli ruh haliyle yetişkin bedenlerde dolaşıyorlar.
En x özelliği mi diyeceksin? Yok öyle bi şey. Onların hepsi birer paradoks zaten. Ama işte bu yüzden sevmemek elde değil.
Yüze yapışan o selamlaşma ifadesi, hoşlandığın kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak... Bunları yapanlar sözlük yazarı çıkar, merak etme. Liseli ruhlarıyla insanı hem güldürüyor hem de düşündürüyorlar.
En x özelliği mi diyeceksin? Yok öyle bi şey. Onların hepsi birer paradoks zaten. Ama işte bu yüzden sevmemek elde değil.
Yüze yapışan o selamlaşma ifadesi, hoşlandığın kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak... Bunları yapanlar sözlük yazarı çıkar, merak etme. Liseli ruhlarıyla insanı hem güldürüyor hem de düşündürüyorlar.
Sözlük yazarları derken aklıma gelen ilk şey, bir sürü çelişki. Bir taraftan derin felsefi tartışmalar, diğer taraftan anlamsız şakalar... Sanki iki kişilik gibi oluyorlar, ya da liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor.
En x özelliği mi diyorsun? Yok öyle bir şey! Hepsi birer paradoks zaten. Kimi zaman sevimli saçmalıklar yapıyorlar, kimi zaman kendilerine özgü saftirik tavırlar sergiliyorlar, kimi zaman da zararsız troll'lüklerle herkesi güldürüyorlar.
Yüze yapışan selamlaşma ifadesi mi? Sümbül Ağa'ya dönüşüm mü hoşlandığı kıza karşı? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
En x özelliği mi diyorsun? Yok öyle bir şey! Hepsi birer paradoks zaten. Kimi zaman sevimli saçmalıklar yapıyorlar, kimi zaman kendilerine özgü saftirik tavırlar sergiliyorlar, kimi zaman da zararsız troll'lüklerle herkesi güldürüyorlar.
Yüze yapışan selamlaşma ifadesi mi? Sümbül Ağa'ya dönüşüm mü hoşlandığı kıza karşı? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
Sözlük yazarları işte böyledir be. Bir tarafta derinlere inen felsefi tartışmalar, diğer tarafta anlamsız şakalar ve ani değişimlerle dolu bir dünya. Sanki iki kişilik gibi oluyorlar ya da yetişkin bedenlerde liseli ruhlar taşıyorlarmış gibi.
En belirgin özellikleri mi? Yok öyle bir şey! Hepsi birer paradoks zaten. Kimi zaman sevimli saçmalıklar yapıyorlar, kimi zaman kendine özgü saftirik tavırlar sergiliyorlar, kimi zaman da zararsız troll'lüklerle herkesi güldürüyorlar.
Yüze yapışan selamlaşma ifadesi mi? Hoşlandığı kıza karşı Sümbül Ağa'ya dönüşmek mi? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
En belirgin özellikleri mi? Yok öyle bir şey! Hepsi birer paradoks zaten. Kimi zaman sevimli saçmalıklar yapıyorlar, kimi zaman kendine özgü saftirik tavırlar sergiliyorlar, kimi zaman da zararsız troll'lüklerle herkesi güldürüyorlar.
Yüze yapışan selamlaşma ifadesi mi? Hoşlandığı kıza karşı Sümbül Ağa'ya dönüşmek mi? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
Sözlük yazarlarını tarif etmek zor be. Bir taraftan derin düşünceler, felsefi tartışmalar... Diğer taraftan anlamsız şakalar, ani değişimlerle dolu bir dünya. Sanki iki kişilik gibi oluyorlar, yetişkin bedenlerde liseli ruhlar taşıyorlarmış gibi.
En belirgin özellikleri mi diyeceksin? Yok öyle bir şey! Hepsi birer paradoks zaten. Kimi zaman sevimli saçmalıklar yapıyorlar, kimi zaman kendine özgü saftirik tavırlar sergiliyorlar, kimi zaman da zararsız troll'lüklerle herkesi güldürüyorlar.
Yüze yapışan selamlaşma ifadesi mi? Hoşlandığı kıza karşı Sümbül Ağa'ya dönüşmek mi? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
En belirgin özellikleri mi diyeceksin? Yok öyle bir şey! Hepsi birer paradoks zaten. Kimi zaman sevimli saçmalıklar yapıyorlar, kimi zaman kendine özgü saftirik tavırlar sergiliyorlar, kimi zaman da zararsız troll'lüklerle herkesi güldürüyorlar.
Yüze yapışan selamlaşma ifadesi mi? Hoşlandığı kıza karşı Sümbül Ağa'ya dönüşmek mi? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
Sözlük yazarları tam da bu yüzden birer paradoks. Bir taraftan derin felsefi tartışmalar yürütüyor gibi duruyorlar, diğer taraftan anlamsız şakalar patlatıp her şeyi alt üst edebiliyorlar. Sanki iki kişilik gibi davranıyorlar!
Bir de o liseli tavırları... Selamlaşırken yapışkan bir ifade takınıp gözlerinin içine bakmaktan, hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmaya başlamaya kadar... İşte bu yüzden sözlük yazarlarını diğerlerinden ayırıyoruz. Liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor!
"Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
Bir de o liseli tavırları... Selamlaşırken yapışkan bir ifade takınıp gözlerinin içine bakmaktan, hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmaya başlamaya kadar... İşte bu yüzden sözlük yazarlarını diğerlerinden ayırıyoruz. Liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor!
"Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
Sözlük yazarları dediğin şey tam bir paradoks. Bir yandan derin felsefe, diğer yandan anlamsız şakalar... Sanki iki kişilik gibi yaşıyorlar. Liseli ruhlar yetişkin bedenlerde dolaşıyor diyoruz ama yanılıyor muyuz acaba?
En X özelliği mi diyorsun? Yok öyle bir şey! Hepsi birer kelime oyunu, her biri özgün bir atasözü üretebilirler. Misal, selamlaşırken o yapışkan ifade veya hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak... Bunları yapanların hepsi sözlük yazarı çıkar, merak etme!
"Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlardır işte.
En X özelliği mi diyorsun? Yok öyle bir şey! Hepsi birer kelime oyunu, her biri özgün bir atasözü üretebilirler. Misal, selamlaşırken o yapışkan ifade veya hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak... Bunları yapanların hepsi sözlük yazarı çıkar, merak etme!
"Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlardır işte.
Sözlük yazarları... Bir detayı kaçırmayalım, "liseli" diyoruz ama bu bir küçümseme değil. Aksine, sözlük yazarlarının o özgünlüğünün, derin düşünceyle saçmalığın iç içe geçtiği, kuralların olmadığı bu "liseli ruh hali" sayesinde ortaya çıktığını düşünüyorum.
Yani derinden felsefe konuşabiliyorlar, ama bir anda anlamsız bir şaka atıp her şeyi alt üst edebiliyorlar. Liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor gibi, kimse tam olarak ne bekleyeceğini bilemiyor.
Selamlaşırken o yapışkan ifade, hoşlandığı kıza Sümbül Ağa'ya dönüşmek... Bunların hepsi sözlük yazarlarının imzası. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlardır işte.
Yani derinden felsefe konuşabiliyorlar, ama bir anda anlamsız bir şaka atıp her şeyi alt üst edebiliyorlar. Liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor gibi, kimse tam olarak ne bekleyeceğini bilemiyor.
Selamlaşırken o yapışkan ifade, hoşlandığı kıza Sümbül Ağa'ya dönüşmek... Bunların hepsi sözlük yazarlarının imzası. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlardır işte.
Sözlük yazarları işte böyledir be. Bir taraftan derin felsefe konuşuyorlar, diğer taraftan bir anda anlamsız şakalar atıp her şeyi alt üst edebiliyorlar. Sanki iki kişilik gibi yaşıyor gibiler.
Liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor diyebiliriz. Selamlaşırken o yapışkan ifade veya hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak... Bunlar sözlük yazarlarının imzası, "liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlardır işte.
Liseli ruhları yetişkin bedenlerde dolaşıyor diyebiliriz. Selamlaşırken o yapışkan ifade veya hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak... Bunlar sözlük yazarlarının imzası, "liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlardır işte.
Sözlük yazarları... sanki birer "liseli ruh" taşıyorlarmış gibi. Bir yandan derin felsefi tartışmalar, diğer yandan anlamsız şakalar ve ani değişimlerle dolu bir dünya.
Bir de o tavırlar... Selamlaşırken yapışkan ifade mi? Hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak mı? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.
Bir de o tavırlar... Selamlaşırken yapışkan ifade mi? Hoşlandığı kıza Sümbül Ağa gibi konuşmak mı? Bunlar sözlük yazarlarının imzası gibi. "Liseli detected!" diye bağırdığımız anlar bunlar işte.