Hayatı boyunca bir sezon dahi taraftarı olduğu takım için asla "mütevazı bütçelerle kurulmuş, yıldızı değil oyun kimliği ön planda olacak" takım talebinde bulunmamış. Aksine yaz kış farketmeksizin tüm transfer dönemlerinde muhakkak yıldız oyuncu transferleri istemiş, beklemiş, bunun için olabilecek tüm mecralarda umarsızca yangın yapmış.
"İstanbul kodaman takımlarının boş beleş taraftar kitlelerinin" başlığı altında birbirine laf sokmaya çalıştığı takım. G.Saraylı Fenerlisi de, paralı başkan bulunca coşan Beşiktaşlı da aynı sefil, vasıfsız profil:
"Maddi dara düşüp de eldekilerle kurulan ve zamanla iyi top oynayan takımı için ne güzel kolej takımı olduk der; kulüp azcık paralanınca da Los Galácticos isterim, o da gelsin bunu da alalım diye transfer yangını yapar!"
Praglar Lille'ler, Oly'ler tokatlayınca da neden biz böyle takımlar kuramiyoruz diye güya saf saf isyan eder! Ulan sen kurdurmuyorsun ki o takımı senin yüzünden olmuyor! Her sezon transfer yangını yapan, "Rakip X topcusunu çekmiş, siz hele bir çekmeyin Y'yi de nasıl keyifle istifa diye bağırır ortalığı yıkarız!" diye internet köşelerinde pusuda bekleyen sensin! Yönetimler de belki istemiyor olsa dahi yapıyor bu işleri, sonuçta para kulübün parası!
Taraftar istiyor, basıyor parayı, koltuğunu sağlama almak için al, geç ona ne ki! Ama sonra ağlayan da sensin, ama nasıl bizim 1/5 bütçemizde takım bizi perişan edebiliyorlar diye... Senin yüzünden işte, ağlama!
Hazır yeri geldi güncel örneğini verelim: 2010'ların ortalarında Ajax bir yapılandırmaya gitti ve Kevin Strootman gibi kaliteli ilk 11 oyuncularının tamamına yakınını bir iki yıl içinde elden çıkardı, takım altyapıdan gelenlerle oluşturuldu ve inatla devam etti 3-5 yıl. O koca Ajax 1-2 değil 4-5 yıl yalpaladi, ligde zirveye yaklaşamadı, Avrupa'da tokat üstüne tokat yedi. Lakin 2010'ların sonunda ham mevye pişti: Hatırlayanlar vardır Ajax'ın Şampiyonlar Ligi coşuşlarını, yarı final yaptı, grupta 6/6 filan. Ligde de tekrar zirveyi aldı. Bunu niye anlattım: O kadar maddi gücü ve imkanı olan... G.Saray'da da, Beşiktaş'ta da, Fenerbahçe'de de şuna benzer projeleri değil beş 1 sezon bile gönüllü/planlı olarak yapamazsın! Yaptirmazlar! Ne demeeeek! Bu topçu G.Saray seviyesinde degiiiil! Fener topçusu olamaaaaaz! İlla yıldız, illa kendini kanıtlamış, illa milyon euro! Bizde maddi kriz filan yaşayacaksın ki bu havayı "o da mecburiyetten" yakalasın! 2008 G.Saray'ı gibi 11 yerliyle oynayarak, Feda Beşiktaş'ı gibi -bu örneklerdeki takımlar nasıldı; maaş dengeli, 1-2 yıldız topçusu varsa da takımın parçası, taraftarla bütünleşmiş, oyun kimlikli, mükâfatını da zirveyi görerek almış... O yüzden ağlamayın, hak ettiğinizi yaşıyorsunuz şimariksporlular!
"İstanbul kodaman takımlarının boş beleş taraftar kitlelerinin" başlığı altında birbirine laf sokmaya çalıştığı takım. G.Saraylı Fenerlisi de, paralı başkan bulunca coşan Beşiktaşlı da aynı sefil, vasıfsız profil:
"Maddi dara düşüp de eldekilerle kurulan ve zamanla iyi top oynayan takımı için ne güzel kolej takımı olduk der; kulüp azcık paralanınca da Los Galácticos isterim, o da gelsin bunu da alalım diye transfer yangını yapar!"
Praglar Lille'ler, Oly'ler tokatlayınca da neden biz böyle takımlar kuramiyoruz diye güya saf saf isyan eder! Ulan sen kurdurmuyorsun ki o takımı senin yüzünden olmuyor! Her sezon transfer yangını yapan, "Rakip X topcusunu çekmiş, siz hele bir çekmeyin Y'yi de nasıl keyifle istifa diye bağırır ortalığı yıkarız!" diye internet köşelerinde pusuda bekleyen sensin! Yönetimler de belki istemiyor olsa dahi yapıyor bu işleri, sonuçta para kulübün parası!
Taraftar istiyor, basıyor parayı, koltuğunu sağlama almak için al, geç ona ne ki! Ama sonra ağlayan da sensin, ama nasıl bizim 1/5 bütçemizde takım bizi perişan edebiliyorlar diye... Senin yüzünden işte, ağlama!
Hazır yeri geldi güncel örneğini verelim: 2010'ların ortalarında Ajax bir yapılandırmaya gitti ve Kevin Strootman gibi kaliteli ilk 11 oyuncularının tamamına yakınını bir iki yıl içinde elden çıkardı, takım altyapıdan gelenlerle oluşturuldu ve inatla devam etti 3-5 yıl. O koca Ajax 1-2 değil 4-5 yıl yalpaladi, ligde zirveye yaklaşamadı, Avrupa'da tokat üstüne tokat yedi. Lakin 2010'ların sonunda ham mevye pişti: Hatırlayanlar vardır Ajax'ın Şampiyonlar Ligi coşuşlarını, yarı final yaptı, grupta 6/6 filan. Ligde de tekrar zirveyi aldı. Bunu niye anlattım: O kadar maddi gücü ve imkanı olan... G.Saray'da da, Beşiktaş'ta da, Fenerbahçe'de de şuna benzer projeleri değil beş 1 sezon bile gönüllü/planlı olarak yapamazsın! Yaptirmazlar! Ne demeeeek! Bu topçu G.Saray seviyesinde degiiiil! Fener topçusu olamaaaaaz! İlla yıldız, illa kendini kanıtlamış, illa milyon euro! Bizde maddi kriz filan yaşayacaksın ki bu havayı "o da mecburiyetten" yakalasın! 2008 G.Saray'ı gibi 11 yerliyle oynayarak, Feda Beşiktaş'ı gibi -bu örneklerdeki takımlar nasıldı; maaş dengeli, 1-2 yıldız topçusu varsa da takımın parçası, taraftarla bütünleşmiş, oyun kimlikli, mükâfatını da zirveyi görerek almış... O yüzden ağlamayın, hak ettiğinizi yaşıyorsunuz şimariksporlular!
