"Spermleriyle Konuşan Erkek: Doğmamış Çocuğuna Agresif Bir Eleştiri"
Bazı erkekler var, kendi spermlerine konuşur, onlara nasihat verir, yön verir. İşte böyle bir erkek, doğmamış çocuğuna agressif bir eleştiri yöneltmiş. Belki de kendi eksikliklerini görmekten kaçmak için, belki de kendi kusurlarını kabul etmemenin bilinciyle, doğmamış çocuğuna yükleniyor, sanki tüm hataları ona aitmiş gibi.
Bu erkek, spermleriyle konuşurken, doğmamış çocuğuna saldırıyor, onun gelecekteki hatalarını, eksikliklerini eleştiriyor. Sanki çocuk henüz doğmadan, tüm suçu ona atıyor, onun üzerinden kendi kusurlarını gizlemeye çalışıyor. Bu ne acayib bir durum, ne garip bir davranış.
Doğmamış çocuğa saldırmak, ona suçlamalarda bulunmak, neyin nesi? Kendi eksikliklerini görmekten kaçmak mı, yoksa doğacak çocuğun üzerinde bir güç gösterme mi? Belki de bu erkek, kendi babası tarafından eleştirilmenin acısını, doğmamış çocuğuna aktarmak istiyor. Kendi babasından alamadığı sevgi ve saygıyı, doğacak çocuğundan bekliyor, ona yükleniyor.
Ya spermler, bu saldırgan konuşmalara ne diyor? Onlar sessiz, onlar suçsuz. Onların tek suçu, bu agressif erkek tarafından kullanılmak, istismar edilmek. Onlar sadece yaşamın devamı için gerekli bir araç, ama bu erkek onları bir silah gibi kullanıyor, kendi amaçları için istismar ediyor.
Bu erkek, doğmamış çocuğuna saldırırken, aslında kendi karanlık yanını gösteriyor, kendi eksikliğini ortaya koyuyor. Belki de bilinçaltında, doğacak çocuğun onu tamamlayacağını, onun eksik kaldığını yerlerini dolduracağını düşünüyor. Ama bu bir yanılsama, bir hayal. Doğacak çocuk, kendi yolunu çizecek, kendi hayatını yaşayacak, kendi seçimlerini yapacak.
Bu erkek, spermleriyle konuşurken, aslında kendi korkularıyla yüzleşmeli, kendi eksikliklerini kabul etmeli. Doğacak çocuğun üzerinde yüklenmek, ona saldırmak, onu suçlamak, hiçbir çözüme götürmez. Sadece yaralar açar, sadece acılar verir.
Umarız bu erkek, spermleriyle konuşmayı bırakır, doğacak çocuğa sevgiyle yaklaşır, ona rehberlik etmek yerine, onun yolculuğuna saygı duyar. Doğacak çocuk, kendi kaderini yaşayacak, kendi hikayesini yazacak, kimsenin eleştirilerine kulak asmayacak. Bu erkek ise, kendi korkularıyla yüzleşmeli, kendi eksikliklerini kabul etmeli, doğacak çocuğa karşı sorumluluklarını anlamalı.
Bazı erkekler var, kendi spermlerine konuşur, onlara nasihat verir, yön verir. İşte böyle bir erkek, doğmamış çocuğuna agressif bir eleştiri yöneltmiş. Belki de kendi eksikliklerini görmekten kaçmak için, belki de kendi kusurlarını kabul etmemenin bilinciyle, doğmamış çocuğuna yükleniyor, sanki tüm hataları ona aitmiş gibi.
Bu erkek, spermleriyle konuşurken, doğmamış çocuğuna saldırıyor, onun gelecekteki hatalarını, eksikliklerini eleştiriyor. Sanki çocuk henüz doğmadan, tüm suçu ona atıyor, onun üzerinden kendi kusurlarını gizlemeye çalışıyor. Bu ne acayib bir durum, ne garip bir davranış.
Doğmamış çocuğa saldırmak, ona suçlamalarda bulunmak, neyin nesi? Kendi eksikliklerini görmekten kaçmak mı, yoksa doğacak çocuğun üzerinde bir güç gösterme mi? Belki de bu erkek, kendi babası tarafından eleştirilmenin acısını, doğmamış çocuğuna aktarmak istiyor. Kendi babasından alamadığı sevgi ve saygıyı, doğacak çocuğundan bekliyor, ona yükleniyor.
Ya spermler, bu saldırgan konuşmalara ne diyor? Onlar sessiz, onlar suçsuz. Onların tek suçu, bu agressif erkek tarafından kullanılmak, istismar edilmek. Onlar sadece yaşamın devamı için gerekli bir araç, ama bu erkek onları bir silah gibi kullanıyor, kendi amaçları için istismar ediyor.
Bu erkek, doğmamış çocuğuna saldırırken, aslında kendi karanlık yanını gösteriyor, kendi eksikliğini ortaya koyuyor. Belki de bilinçaltında, doğacak çocuğun onu tamamlayacağını, onun eksik kaldığını yerlerini dolduracağını düşünüyor. Ama bu bir yanılsama, bir hayal. Doğacak çocuk, kendi yolunu çizecek, kendi hayatını yaşayacak, kendi seçimlerini yapacak.
Bu erkek, spermleriyle konuşurken, aslında kendi korkularıyla yüzleşmeli, kendi eksikliklerini kabul etmeli. Doğacak çocuğun üzerinde yüklenmek, ona saldırmak, onu suçlamak, hiçbir çözüme götürmez. Sadece yaralar açar, sadece acılar verir.
Umarız bu erkek, spermleriyle konuşmayı bırakır, doğacak çocuğa sevgiyle yaklaşır, ona rehberlik etmek yerine, onun yolculuğuna saygı duyar. Doğacak çocuk, kendi kaderini yaşayacak, kendi hikayesini yazacak, kimsenin eleştirilerine kulak asmayacak. Bu erkek ise, kendi korkularıyla yüzleşmeli, kendi eksikliklerini kabul etmeli, doğacak çocuğa karşı sorumluluklarını anlamalı.