Bugün 20. yıl, akıllara, vicdanlara, yüreklere tekrar kazınan katliam. (bkz: unutma unutturma) Sarajevoda, katliamla ilgili açılan sergide, sadece tek bir fotoğrafla olayın çok güzel anlatıldığı, suçsuz ve günahsız insanların katledildiği yer; United Nothing (bkz: un) Sarayjevo gezisi sırasında şans eseri denk geldiğim Srebrenica savaş sergisine girerken, katliam hakkında okuduğum her şey hafızamda olmasına ramen gördüklerim karşısında boğazım düğümlendi. Sayacak tonlarca şey, tonlarca acı olmasına ramen bu kara güne ait aklıma kazınanlara gelince; katliam ve kuşatma günlerinde yapılmış amatör çekimlerden oluşan, kameralara takılan görüntülerin oluşturduğu kısa filmde, insanların nasıl kıstırıldığı, nasıl kandırıldığı, nasıl savunmasız bırakıldığı açık açık anlatılırken, bombardımanın altında, çekim sırasında kurşun seslerini duyabileceğiniz anlarda kameraya takılan küçücük bir kız çocuğuna uzanan mikrofona şu yanıtı verdi kız çocuğu: "S unserem yok ve su almak için yolun karşısına geçmek zorundayız ve fakat bunu bile yapamıyoruz çünkü yürümeye başlar başlamaz sniperlar ateşe başlıyor, ama yine de karşıya geçmeye mecburuz çünkü suyumuz yok!" Hollandalı UN askerlerinin bir nevi pususuna kurban giden günahsız Müslümanlar, güvenli bölge ilan edilmiş yerlerde önce silahsızlaştırılan sonra da Sırp'lara adeta kurbanlar gibi teslim edilip katliamlarına olanak verilen dedeler, babalar, çocukları ve hatta bebekler. Amatör çekimlere takılan görüntülerde tüylerimi diken diken eden yaşama sevinçleri gördüm, kuşatma altındaki insanlar bombardıman ve silah sesleri altında bile sosyal hayatlarını terketmemişler, savaşa, tehditlere boyun eğmemişler, yer altlarında önceden planladıkları evlerin bodrumlarında rock konserleri vermişler, eğlenmişler, bir başka evde bale yapmış modern sanat tecrübelerini paylaşmışlar, bir başka yerde, kuşatma altındaki bütün Bosna kadınları, doğalarından ve zarifliklerinden ödün vermeden güzelce giyinip, saçlarını yaptırıp eldeki malzemeleri paylaşarak güzellik yarışması bile düzenlemişler.. Ve fakat bunu sırf ego manyağı doyumsuz Sırpların yahut bu katliama olanak veren adi Hollandalıların suçu değil. Bu katliamda, o dönem Avrupa'da nefes alan ve bu olanlara dur demeyen her liderin payı ve sorumluluğu var. Allah, geride kalanlara, ellerinde yasin-i şeriflerle ailelerinin mezarlarında nöbet tutanlara, halen daha çocuklarının, eşlerinin, babalarının kemiklerini bile bulamayanlara sabırlar versin. Katliam sırasında toplanma alanlarından birinde asılmış pankart gibi Srebrenica "Avrupa'nın en büyük açık hava mezarlığı".