Bu tahliye taahhütnamelerini kiracılardan istemeye yüzümüz tutmuyor. Bir kişi ve ailesi bir eve yerleşecek, orayı yuva belleyecek, masraf yapacak ve belki de yıllarını orada geçirecek. Ancak bu taahhütnameyle birlikte, her an tahliye edilme korkusu içinde yaşamak zorunda kalacak. Kanuni kira artışının katlarını ödemediğinde, ev sahibi elinde imzalanan tahliye kağıdıyle kiracının psikolojisini bozacak. Oysa ki kirası ödenmeyen veya kanuni zamları yapmayan kiracılar zaten tahliye edilir. İşin aslı, kiracıyı baştan iyi seçerseniz, böyle bir sorun da yaşamazsınız. Beş yılda bir kira güncellenmesi istenir, on yılda bir de tahliyesi. Kanunlar bu şekilde değil midir?
Fakat ne yazık ki, tahliye taahhütnamesi konusunda sessizlik içindeyiz. Ev ve kira fiyatlarını isteyerek bu noktaya getirdiler. Pandemi öncesi dönemleri hatırlayalım, kiracılar düzenli ödüyorsa gözünün içine bakılır, tahliyeler önlenir ve tefe tufe oranında zam yapılırdı. Hatta bazı durumlarda, kiracı çok iyi ise, o yıl zam yapmayan ev sahipleri bile oluyordu. "Aman boş kalmasın, bari aidatını ödesin" denirdi. Bizim Z kuşağına yapılan kötülüklerin tarifi imkansız. Hayat boyu baba evinde yaşamak zorunda kalanlar var.(Eğer baba evi varsa tabii.) Nerden baksan o da elinde kalıyor. Üst üste o kadar çok kötülük yapıldı ki, kiracı ev sahibinden, ev sahibi de kiracısından nefret eder hale geldi.
Bu tahliye taahütnamesi işini düşündüğümüzde aklıma gelenler şunlar:
1. Tahliye taahhüdü, sözleşmeden birkaç gün sonraki tarih olmalı. Anlamı: Sözleşmeyi yaptıktan sonra birkaç gün bekleyin ve bu sevr antlaşmasını gibi bir anlaşma imzalayın. Anahtarı vermeyin, elinizde kapı gibi bir sözleşme olsun. Kapıyı açtırır, girersiniz. Sözleşme karşılıklı imzalandığı andan itibaren, 10 senelik evin oturma hakkı sizin olmuş zaten.
2. Evliyseniz ve eşiniz imza almadıysa, tek imza geçersizdir.
3. Noterde yapılmadıysa da geçersizdir.
4. Noterde yapıldıysa, daha sonra notere gidip "ben vazgeçtim" diyerek iptal ettirebilirsiniz.
Aslında kanunlar kiracılardan yana. Dünyadaki tek ev bu ev de kalsa, yine de tahliye taahhütnamesini imzalamayın.
Fakat ne yazık ki, tahliye taahhütnamesi konusunda sessizlik içindeyiz. Ev ve kira fiyatlarını isteyerek bu noktaya getirdiler. Pandemi öncesi dönemleri hatırlayalım, kiracılar düzenli ödüyorsa gözünün içine bakılır, tahliyeler önlenir ve tefe tufe oranında zam yapılırdı. Hatta bazı durumlarda, kiracı çok iyi ise, o yıl zam yapmayan ev sahipleri bile oluyordu. "Aman boş kalmasın, bari aidatını ödesin" denirdi. Bizim Z kuşağına yapılan kötülüklerin tarifi imkansız. Hayat boyu baba evinde yaşamak zorunda kalanlar var.(Eğer baba evi varsa tabii.) Nerden baksan o da elinde kalıyor. Üst üste o kadar çok kötülük yapıldı ki, kiracı ev sahibinden, ev sahibi de kiracısından nefret eder hale geldi.
Bu tahliye taahütnamesi işini düşündüğümüzde aklıma gelenler şunlar:
1. Tahliye taahhüdü, sözleşmeden birkaç gün sonraki tarih olmalı. Anlamı: Sözleşmeyi yaptıktan sonra birkaç gün bekleyin ve bu sevr antlaşmasını gibi bir anlaşma imzalayın. Anahtarı vermeyin, elinizde kapı gibi bir sözleşme olsun. Kapıyı açtırır, girersiniz. Sözleşme karşılıklı imzalandığı andan itibaren, 10 senelik evin oturma hakkı sizin olmuş zaten.
2. Evliyseniz ve eşiniz imza almadıysa, tek imza geçersizdir.
3. Noterde yapılmadıysa da geçersizdir.
4. Noterde yapıldıysa, daha sonra notere gidip "ben vazgeçtim" diyerek iptal ettirebilirsiniz.
Aslında kanunlar kiracılardan yana. Dünyadaki tek ev bu ev de kalsa, yine de tahliye taahhütnamesini imzalamayın.