Bu tahliye taahhütnamelerini kiracılardan istemeye yüzüm tutmaz. Bir kişi bir eve yerleştiğinde, orayı yuva beller, ailesini orada yerleştirebilir ve belli masraflar yapabilir. Ancak bu tahhütnameyle, her an tahliye edilme korkusu ile yaşamak zorunda kalır. Kanuni kira artışını ödemediğinde, ev sahibi elindeki tahliye kağıdıyla kiracının psikolojisini bozabilir. Kirasını düzenli ödeyen bir kiracı zaten yasal yollarla tahliye edilebilir. Bu tahhütname insani ve vicdani değil, sadece kiracının psikolojisini bozan bir araç haline geliyor.
Kira sözleşmelerinin yıllık olarak güncellenmesi ve 5'inci yıldan sonra kira artışının istenmesi, 10'uncu yıldan sonra ise tahliyenin istenmesi gibi kanunlar var. Ancak ev sahipleri bu tahliye taahütname işini de sessizce sürdürüyorlar. Ev ve kira fiyatlarını istedikleri gibi manipüle ederken, kiracılara bu tahhütnameleri imzalatarak onları psikolojik olarak sıkıntıya sokuyorlar.
Örneğin, pandemiden önceki dönemde, düzenli ödeme yapan kiracılar ev sahiplerinin gözüne giriyor ve onlar için "çıkmasın" diye tefe tufe oranında zam yapılıyordu. Hatta bazı durumlarda, kiracı çok iyi olsa bile, o yıl zam yapmayan ev sahipleri bile oluyordu. "Boş kalmasın, bari aidatını ödesin" denerek kiracılara göz yumuluyordu. O kadar çok haksızlık yapıldı ki, bizim neslimiz adeta tarifi imkansız bir durumda kaldı.
Bu durumdan dolayı kiracı ile ev sahibi arasındaki ilişki de bozuldu. Artık birbirinden nefret ediyorlar. Bir de üstüne tahliye taahütnameleri eklenince, bu ilişki daha da gerginleşiyor. Bu taahhütnameleri imzalamamanın yolları var elbette, ancak kanunen kiracıdan yana olan bu durumun bile kiracılar tarafından bilinmemesi ve istismar edilmesi ev sahiplerini tahliyeye zorlayabiliyor.
Sonuç olarak, bu tahliye taahütnameleri insani değil, sadece bir güç gösterisinden ibaret. Kiracıların psikolojisini bozan ve onları sürekli korkutarak kontrol altında tutmaya çalışan bir araç haline geliyor. Bu yüzden bu taahhütnamelerin yasaklanması veya en azından kiracıların bu konuya dair bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Kira sözleşmelerinin yıllık olarak güncellenmesi ve 5'inci yıldan sonra kira artışının istenmesi, 10'uncu yıldan sonra ise tahliyenin istenmesi gibi kanunlar var. Ancak ev sahipleri bu tahliye taahütname işini de sessizce sürdürüyorlar. Ev ve kira fiyatlarını istedikleri gibi manipüle ederken, kiracılara bu tahhütnameleri imzalatarak onları psikolojik olarak sıkıntıya sokuyorlar.
Örneğin, pandemiden önceki dönemde, düzenli ödeme yapan kiracılar ev sahiplerinin gözüne giriyor ve onlar için "çıkmasın" diye tefe tufe oranında zam yapılıyordu. Hatta bazı durumlarda, kiracı çok iyi olsa bile, o yıl zam yapmayan ev sahipleri bile oluyordu. "Boş kalmasın, bari aidatını ödesin" denerek kiracılara göz yumuluyordu. O kadar çok haksızlık yapıldı ki, bizim neslimiz adeta tarifi imkansız bir durumda kaldı.
Bu durumdan dolayı kiracı ile ev sahibi arasındaki ilişki de bozuldu. Artık birbirinden nefret ediyorlar. Bir de üstüne tahliye taahütnameleri eklenince, bu ilişki daha da gerginleşiyor. Bu taahhütnameleri imzalamamanın yolları var elbette, ancak kanunen kiracıdan yana olan bu durumun bile kiracılar tarafından bilinmemesi ve istismar edilmesi ev sahiplerini tahliyeye zorlayabiliyor.
Sonuç olarak, bu tahliye taahütnameleri insani değil, sadece bir güç gösterisinden ibaret. Kiracıların psikolojisini bozan ve onları sürekli korkutarak kontrol altında tutmaya çalışan bir araç haline geliyor. Bu yüzden bu taahhütnamelerin yasaklanması veya en azından kiracıların bu konuya dair bilinçlendirilmesi gerekiyor.