22 Haziran 2013'te Taksim'de Acımasız Polis Müdahalesi
Olaylar başladığında, bir sürü insan, etraflarından gelen gürültüleri duymamak için kendilerini inandıkları yalanlara sığınmayı tercih eder. "Yok yeni bir şeyler oluyor, yok dış güçler, pis ihanet odakları" gibi iddialara kananlar, varlıklarını unuturlar. Çünkü insanın kendini kandırma mekanizması, sadece kendi hatalarını kabul etmekle kalmaz, aynı zamanda çirkin gerçekleri görmesini de engeller. Fakat bir gün bu mekanizma devre dışı kalırsa, gördükleri etkiler ve vicdanlarında iz bırakır. Bu durumla yüzleşmek zorunda kalırlar ve öfke ile karşı karşıya gelirler. Daha önce pasif olan tutumları sarsılır ve huzurları kaçar.
Taciz edilen kişilerin veya ceset görmüş olanların zihnindeki sahneleri silmeye çalışmaları gibi, "Bana bir şey olmadı, bir şey görmedim" diyerek gerçekleri inkar etmeye çalışırlar. Ancak bu gerçekle yüzleşildiğinde, bir şeyler yapılması gerektiği düşüncesi belirir. Ancak yapmak, onların konfor alanlarıyla tamamen çelişir. Bu nedenle, olayları yok sayıp sıradan yaşantılarına devam etme eğilimindedirler.
Eğer hatalarını kabul ederlerse, özgüvenlerini, uluslararası liderlik hayallerini, egolarını tatmin eden büyüklük duygularını, taptıkları ustayı kaybedecek ve kimliklerinden yoksun kalacaklardır. Bu durumu istemezler, hatta düşünemezler. Bu insanın işi zordur çünkü kendi oluşturduğu dünya bir gün yıkılabilir ve bu durumu kabullenmek istemezler. Zaman geçtikçe, hiçbir şey olmadı, her şey yolundaydı, başkalarının suçu derken, gerçeklerle yüzleşmek istemezler. Bu yüzden her gece yatmadan önce, gerçekleri kendilerine hatırlatmaları gerekebilir. Bu insanın içinde bir yanlışlık var mı?
Olaylar başladığında, bir sürü insan, etraflarından gelen gürültüleri duymamak için kendilerini inandıkları yalanlara sığınmayı tercih eder. "Yok yeni bir şeyler oluyor, yok dış güçler, pis ihanet odakları" gibi iddialara kananlar, varlıklarını unuturlar. Çünkü insanın kendini kandırma mekanizması, sadece kendi hatalarını kabul etmekle kalmaz, aynı zamanda çirkin gerçekleri görmesini de engeller. Fakat bir gün bu mekanizma devre dışı kalırsa, gördükleri etkiler ve vicdanlarında iz bırakır. Bu durumla yüzleşmek zorunda kalırlar ve öfke ile karşı karşıya gelirler. Daha önce pasif olan tutumları sarsılır ve huzurları kaçar.
Taciz edilen kişilerin veya ceset görmüş olanların zihnindeki sahneleri silmeye çalışmaları gibi, "Bana bir şey olmadı, bir şey görmedim" diyerek gerçekleri inkar etmeye çalışırlar. Ancak bu gerçekle yüzleşildiğinde, bir şeyler yapılması gerektiği düşüncesi belirir. Ancak yapmak, onların konfor alanlarıyla tamamen çelişir. Bu nedenle, olayları yok sayıp sıradan yaşantılarına devam etme eğilimindedirler.
Eğer hatalarını kabul ederlerse, özgüvenlerini, uluslararası liderlik hayallerini, egolarını tatmin eden büyüklük duygularını, taptıkları ustayı kaybedecek ve kimliklerinden yoksun kalacaklardır. Bu durumu istemezler, hatta düşünemezler. Bu insanın işi zordur çünkü kendi oluşturduğu dünya bir gün yıkılabilir ve bu durumu kabullenmek istemezler. Zaman geçtikçe, hiçbir şey olmadı, her şey yolundaydı, başkalarının suçu derken, gerçeklerle yüzleşmek istemezler. Bu yüzden her gece yatmadan önce, gerçekleri kendilerine hatırlatmaları gerekebilir. Bu insanın içinde bir yanlışlık var mı?