11 Haziran 2013'te, duyarsız ve ahlaksız medya kanallarının hevesli sunumları sayesinde, televizyon ekranlarından canlı yayınla izlediğimiz olaylarda, polislerin provokatif ve agresif davranışları göz ardı edildi. Bu utanç verici olayda, Taksim'de görevli polis memurları, kendi meslektaşlarına molotof kokteylleri atarak, kamu düzenini kasıtlı olarak bozmaya çalıştılar.
Bu alçakça eylem, medyadaki duyarsız kanallar tarafından görmezden gelindi ve olayın ciddiyeti halktan gizlendi. Bu utanç verici durum, polisin kendi meslektaşlarına saldırdığı ve adeta bir iç savaşın fitilini ateşlediği bir sahne gibiydi. Medyanın bu ahlaksızlığı, olayın sorumlularını adalet karşısında hesap vermeden kaçmaya teşvik etti.
Bu olay, medyanın duyarlılık ve etik değerlerden ne kadar uzak olduğunu gösteren bir örnek olarak tarihteki yerini aldı. Sorumluluk bilincinden uzak bu kanallar, kendi çıkarları ve reyting hırsları uğruna, toplumun temel değerlerini hiçe saydı. Bu utanç verici durum, polisin ve medyanın güvenilirliğini sorgulanır hale getirdi.
Bu olayın sorumluları, adaletin karşısında hesap vermeli ve bu provokatif eylemlerin tekrarlanmaması için gerekli adımlar atılmalıdır. Medya kuruluşları, duyarlılık ve etik değerleri göz önünde bulundurarak, toplumun bilinçli ve adil bir şekilde bilgilendirilmesine özen göstermelidir. Aksi takdirde, bu tür olaylar tekrar yaşanabilir ve toplumda daha büyük yaralar açabilir.
Bu alçakça eylem, medyadaki duyarsız kanallar tarafından görmezden gelindi ve olayın ciddiyeti halktan gizlendi. Bu utanç verici durum, polisin kendi meslektaşlarına saldırdığı ve adeta bir iç savaşın fitilini ateşlediği bir sahne gibiydi. Medyanın bu ahlaksızlığı, olayın sorumlularını adalet karşısında hesap vermeden kaçmaya teşvik etti.
Bu olay, medyanın duyarlılık ve etik değerlerden ne kadar uzak olduğunu gösteren bir örnek olarak tarihteki yerini aldı. Sorumluluk bilincinden uzak bu kanallar, kendi çıkarları ve reyting hırsları uğruna, toplumun temel değerlerini hiçe saydı. Bu utanç verici durum, polisin ve medyanın güvenilirliğini sorgulanır hale getirdi.
Bu olayın sorumluları, adaletin karşısında hesap vermeli ve bu provokatif eylemlerin tekrarlanmaması için gerekli adımlar atılmalıdır. Medya kuruluşları, duyarlılık ve etik değerleri göz önünde bulundurarak, toplumun bilinçli ve adil bir şekilde bilgilendirilmesine özen göstermelidir. Aksi takdirde, bu tür olaylar tekrar yaşanabilir ve toplumda daha büyük yaralar açabilir.