Strese kapıldığımızda, içimize kapanıp yapmacık davranışlar sergileyebiliriz. Önümüzde duran kırmızı sayı, sanki çok uzaklarda ve sadece dürbünle okunabilecek kadar uzak gibidir. Her seferinde taksici bu durumu fark edecek mi diye endişelenir, bindiğinizden beri kaç kere o sayıya baktınız diye düşünürsünüz. Gözleriniz o tarafa kaymasın der, kayarsa ne olur? İtibarınız zedelenir... Aslında bu birey için taksiye ödenecek para çok önemlidir, hatta bazen para yetmeyebilir... O zaman takside ne işiniz var demezler mi adama... Taksicinin taksimetreye bakılmasından rahatsız olması konusu da var tabii (bkz: taksicinin taksimetreye bakılmasından rahatsız olması) (bkz: taksimetreye bakmadan nasıl yolculuk yapılır). Sorunlar olmasa bile, param olsa bile içimde bir merak olur, taksimetreyi kontrol etmek isterim. Taksimetreye sık sık bakmak, benim için taksici esnafına karşı ayıp bir davranış olarak hep gelmiştir. Taksiciyi dolandırıcı olarak suçluyormuşum gibi hissederim. Her taksiye bindiğimde, sanki taksimetreye oturmuş mini etekli bir kadın gibidir. Baktım bakacağım diye içime kapanır, renkten renge dalarım... Bir sürü aptallık yaparım işte... Gerçekten saçmalık...