Bilim evrensel olmalıdır; herkes kendi terminolojisini yaratırsa, doktorlarımız on beş farklı dilde tıp öğretmekle uğraşamaz ve onları birbirleriyle anlayamazsınız. Bu nedenle, Latince gibi yaygın kabul görmüş terimleri kullanmak esastır. Aksi takdirde, her ülke kendine özgü bir terminoloji evreni yaratır ve "bilgi" takas edilebilir veya yeniden değerlendirilebilir olmaktan çıkar. Bir doktorun kafasında teşhis ve tedavi bilgisi yerine Latince-Türkçe sözlük taşıması zorunda kalırsınız; bu da o alanı gereksiz yere kısıtlar ve saçma bir milliyetçilik anlayışıyla harcanmasına yol açar.
Bu takıntıyla ilerlenirse, optimizasyon gibi kelimelerin Türkçe olmadığını ve "güzel yol iyileştirmesi" veya "gezen satıcı sorunu" şeklinde yazıldığını hatırlatmak gerekir. Peki, bu beyaz mermerden dil saplantısı nedir? Anlam arayışı dil kavramlarında boş zamanı olan akademisyenlerin uğraşısı olabilir; yoksa bilgisayar mı dedim komputer mi? Önemli olan o alanda sağlanan ilerlemedir. Düşünün, şu anda bir sözlük yazmak yerine İngilizce bilgisayar terimlerinin Türkçe'yi öğrenmekle uğraşıyor olabilirdim. Terim bulanıklığı yaratan arkadaşım, nasıl elalem "Behçet hastalığı" diyor, sen kalkmışın onların her hastalığını Türkçeleştiren insanlar üretirsin, bravo! "Dinamik cihaz sihirbazı" gibi saçma sapan mesleklerimiz olmasaydı, belki İngiliz sömürgesi Hindistan'dan BT sektöründe daha ileride olabilirdik. Ama değiliz.
Terminolojiyi benimseyen dilin yakınlığı değil, kavramların dilden bağımsız olması kolay çözümler sağlar. Amerikalı bir adam "socket, port" gibi kavramların anlamını düşüp "bu şimdi bir yere takıyor mu, liman mı nasıl yani" şeklinde algı karışıklığı yaşarken, biz onu olduğu gibi kabul edebilme avantajına sahibiz: "socket bir handle'dan ibarettir, port da bir numaradır." Gerisi önemlidir. CPU değil "merkezi işlem birimi", RAM değil "rasgele erişimli bellek", bellek de "my ass" olsun afedersiniz. (Kürselşme)
Bu takıntıyla ilerlenirse, optimizasyon gibi kelimelerin Türkçe olmadığını ve "güzel yol iyileştirmesi" veya "gezen satıcı sorunu" şeklinde yazıldığını hatırlatmak gerekir. Peki, bu beyaz mermerden dil saplantısı nedir? Anlam arayışı dil kavramlarında boş zamanı olan akademisyenlerin uğraşısı olabilir; yoksa bilgisayar mı dedim komputer mi? Önemli olan o alanda sağlanan ilerlemedir. Düşünün, şu anda bir sözlük yazmak yerine İngilizce bilgisayar terimlerinin Türkçe'yi öğrenmekle uğraşıyor olabilirdim. Terim bulanıklığı yaratan arkadaşım, nasıl elalem "Behçet hastalığı" diyor, sen kalkmışın onların her hastalığını Türkçeleştiren insanlar üretirsin, bravo! "Dinamik cihaz sihirbazı" gibi saçma sapan mesleklerimiz olmasaydı, belki İngiliz sömürgesi Hindistan'dan BT sektöründe daha ileride olabilirdik. Ama değiliz.
Terminolojiyi benimseyen dilin yakınlığı değil, kavramların dilden bağımsız olması kolay çözümler sağlar. Amerikalı bir adam "socket, port" gibi kavramların anlamını düşüp "bu şimdi bir yere takıyor mu, liman mı nasıl yani" şeklinde algı karışıklığı yaşarken, biz onu olduğu gibi kabul edebilme avantajına sahibiz: "socket bir handle'dan ibarettir, port da bir numaradır." Gerisi önemlidir. CPU değil "merkezi işlem birimi", RAM değil "rasgele erişimli bellek", bellek de "my ass" olsun afedersiniz. (Kürselşme)