Tek Başına Yaşamanın Dezavantajları: Bireyselliğin Karanlık Yüzü
Tek başına yaşamak, kendi alanına ve rutinlerine saplantılı hale gelmen anlamına gelebilir. Bu durum, beklenmedik bir şekilde ev arkadaşının veya aile üyesinin varlığıyla ortaya çıkan derin bir rahatsızlığa yol açabilir. Evde kendinize ait olmayan eşyalar bile sizi rahatsız edebilir ve kendi kişisel alanınızın ihlali gibi hissettirebilir.
Örneğin, 3 gündür evde olan kardeşiniz var ve bu durum sizin için bir kabusa dönüşmüş durumda. Kendisini kişisel asistanınız veya köleniz gibi görmenize rağmen, kendi alışkanlıklarınız ve ritüelleriniz bozulduğundan şikayetçisiniz. Kendi alanınızın ihlaliyle ilgili hisleriniz o kadar güçlü ki, odanın kenarında duran açık bir valiz bile sizi rahatsız ediyor ve bu durumdan uzaklaşmanızı sağlıyor. Evde bana ait olmayan eşyalar görmek, kendinizden şüphe etmenize ve hatta uzaylıların getirip bıraktığı eşyalar gibi hissetmenize yol açıyor!
Günlük rutininiz zaten düzensizken, kardeşinizin varlığıyla daha da sapıtmış durumda. Sabah evden çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutuyor, telefonunuzu ve cüzdanınızı evde bırakıyorsunuz ve bu durum işyerinde utanç verici anlara yol açıyor. Vicdan azabı çekiyor ve aslında kötü bir abla olmadığınızı kendinize hatırlatmaya çalışıyorsunuz, ancak kardeşinize tüm bu garipliklerinizi anlatamamanız sizi daha da delirmekte.
Bu durumdan kurtulmanın tek yolu, kendi sözlerinizle "eve ara sıra insan almak". Evet, evinize yabancılar davet etmenin zamanı gelmiş olabilir! Varlığına alışık olmadığınız insanları eve davet etmek ve onlarla yaşamak, bu saplantılı bireyselliğin etkisinden kurtulmanıza yardımcı olabilir. Maceraperest ruhunuzu beslemek için, hiç tanımadığınız insanları bile kolundan tutup eve getirebilirsiniz. Evet, adrenalin de lazım hayatta!
Ancak, eğer bu fikri kabul edemiyorsanız ve evinizin kutsal alanı olarak görüyorsanız, o zaman oturup ağlamanın zamanı gelmiş demektir. Tek başına yaşamak her zaman özgürlük ve bağımsızlık anlamına gelmez, bazen de bu kadar saplantılı bireyselliğe yol açabilir. Bu durumdan kurtulmak için, kendi alanınızı paylaşmaya ve evinizin kapılarını yabancılara aralamanız gerekebilir. Aksi takdirde, tek başına yaşamanın dezavantajları sizi deliliğin eşiğine götürebilir!
Tek başına yaşamak, kendi alanına ve rutinlerine saplantılı hale gelmen anlamına gelebilir. Bu durum, beklenmedik bir şekilde ev arkadaşının veya aile üyesinin varlığıyla ortaya çıkan derin bir rahatsızlığa yol açabilir. Evde kendinize ait olmayan eşyalar bile sizi rahatsız edebilir ve kendi kişisel alanınızın ihlali gibi hissettirebilir.
Örneğin, 3 gündür evde olan kardeşiniz var ve bu durum sizin için bir kabusa dönüşmüş durumda. Kendisini kişisel asistanınız veya köleniz gibi görmenize rağmen, kendi alışkanlıklarınız ve ritüelleriniz bozulduğundan şikayetçisiniz. Kendi alanınızın ihlaliyle ilgili hisleriniz o kadar güçlü ki, odanın kenarında duran açık bir valiz bile sizi rahatsız ediyor ve bu durumdan uzaklaşmanızı sağlıyor. Evde bana ait olmayan eşyalar görmek, kendinizden şüphe etmenize ve hatta uzaylıların getirip bıraktığı eşyalar gibi hissetmenize yol açıyor!
Günlük rutininiz zaten düzensizken, kardeşinizin varlığıyla daha da sapıtmış durumda. Sabah evden çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutuyor, telefonunuzu ve cüzdanınızı evde bırakıyorsunuz ve bu durum işyerinde utanç verici anlara yol açıyor. Vicdan azabı çekiyor ve aslında kötü bir abla olmadığınızı kendinize hatırlatmaya çalışıyorsunuz, ancak kardeşinize tüm bu garipliklerinizi anlatamamanız sizi daha da delirmekte.
Bu durumdan kurtulmanın tek yolu, kendi sözlerinizle "eve ara sıra insan almak". Evet, evinize yabancılar davet etmenin zamanı gelmiş olabilir! Varlığına alışık olmadığınız insanları eve davet etmek ve onlarla yaşamak, bu saplantılı bireyselliğin etkisinden kurtulmanıza yardımcı olabilir. Maceraperest ruhunuzu beslemek için, hiç tanımadığınız insanları bile kolundan tutup eve getirebilirsiniz. Evet, adrenalin de lazım hayatta!
Ancak, eğer bu fikri kabul edemiyorsanız ve evinizin kutsal alanı olarak görüyorsanız, o zaman oturup ağlamanın zamanı gelmiş demektir. Tek başına yaşamak her zaman özgürlük ve bağımsızlık anlamına gelmez, bazen de bu kadar saplantılı bireyselliğe yol açabilir. Bu durumdan kurtulmak için, kendi alanınızı paylaşmaya ve evinizin kapılarını yabancılara aralamanız gerekebilir. Aksi takdirde, tek başına yaşamanın dezavantajları sizi deliliğin eşiğine götürebilir!