1986 yapımı gerilim-gizem-aksiyon filmi The Hitcher, 80'lerin kült filmlerinden. VHS döneminde Türkiye'de de ses getirmişti. Devamı ve remake'i de bulunuyor. Başrollerinde Rutger Hauer, Thomas Howell ve Jennifer Jason Leigh var. Yönetmen Robert Harmon'ın ilk filmi. Stüdyo, filmi ucuza çekmek için onu seçmiş. Konusu belli: Çölde ıssız bir otoyolda gizemli bir otostopçu ile karşılaşan Jim hayatının hatasını yapar.
Baştan belirtelim, film sürekli arabada geçmiyor. Farklı ortamlarda bir kedi fare oyunu izliyoruz. Ama odak noktasımız hep otoyol. Önce gizem ve gerilim, yer yer korku unsurları ile başlayan film, dakikalar ilerledikçe mad max-vari bir aksiyona dönüşüyor. Thomas Howell, Geleceğe Dönüş'teki Marty McFly'ı çağrıştırıyor. Rutger Hauer ise olağanüstü bir şekilde otostopçu rolünü canlandırıyor. Filmin bu kadar konuşulmasının nedeni aksiyonu veya gerilimi değil, hakkında üretilen türlü türlü teoriler.
Filmi izlerseniz aşağıdaki spoilerın kilidini açıp dipsiz bir kuyuya dalabilirsiniz...
--- Dev Spoiler ---
Filmin ilk senaryosu aslında korku ve dehşet unsurları içeriyordu. Stüdyo sonradan bu öğeleri törpülemiş. Örneğin, meşhur tabaktaki parmak sahnesinde aslında orijinal senaryoda göz bulunuyormuş. (Oha!) Bu değiştirildi. Kızın ikiye ayrıldığı sahne de gösterilmiyor. Yani film korku ekseninden bir şekilde kaydırılıp aksiyona bağlandı. Buna filmin zenginliği gözüyle de bakabilirsiniz, yönetmenin kafasının karışıklığı ile de bakabilirsiniz. Bu, izleyiciye kalmış.
Ben bu türler arası sevişmeleri keyifli bulanlardanım.
Bence filmin sonunda karakolda otostopçunun elini tutan Jim ona bir ataş ya da buna benzer metal bir şey veriyor. (Bunun filmde görmemiz mümkün değil.) Böylece otostopçumuzun kelepçelerinden kurtulup, araçtan kaçmasını sağlıyor. Amaç, onunla teke tek yüzleşmek ve kızın intikamını almak. Otostopçu araçta kelepçelerinden kurtulup hatta zinciri önüne atınca onun bu hesaplaşmasını bir anlamda kabul etmiş oluyor. Finalde de bizi müthiş bir düello bekliyor.
Peki John Ryder'ın, yani otostopçunun motivasyonu neydi? Kimdi bu adam? İşte teorilerin havada uçuşup, işlerin karıştığı yer burası.
Öncelikle otostopçumuz muhtemelen cinayetlere o gün başladı ve bizim bahtsız Jim tam da oradan geçiyordu. Kendisinin ilk cinayeti de mavi Vosvos'un içindeki şofördü. Zaten o mavi Vosvos'u filmin başında da Jim'i sollarken görürüz. Buraya dayanarak katilimizin o gün delirdiğini varsayabiliriz. Polis tarafından yakalanana kadar yoldan geçen kim durursa bütün arabalara otostopla binip herkesi öldürmeyi planlıyordu. Dedikleri doğruysa kol-bacak ne varsa kesiyor. Ayrıca çok iyi silah kullanabiliyor, helikopter düşürüyor, karakol basıp polislerin hepsini ustalıkla öldürüyor, tabancanın boş olduğunu hemen anlıyor... Asker geçmişi olabilir. Ancak aynı zamanda bir polis/kanun nefretini de var. Belki zorlama olacak ama kendisini Rambo'ya benzetiyorum. O da böyle bir anda balataları sıyırıp katliama girişmişti. "Aslında Vietnam gazisiydi" diyenlerin dayanağı burası. Ama o zaman parmak izi kaydı olması gerekmez miydi? Belki otostopçu şeytani bir varlık ve Jim'in mücadeleci yanını görüp mirasını devretmek istemiş olabilir.
+Benden ne istiyorsun ??-Zeki çocuksun, anlarsın
Bu esnada Jim'in gözlerine birer madeni para koyar. Malum ortaçağda ölenlerin göz kapaklarına para konurdu. Yani yakın zamanda öleceksin demek istiyor. Peki Jim ölecekse o zaman kötülük ve bu döngü nasıl devam edecek? Karakoldaki katliamda neden Jim'i öldürmeyip hücresinin kilidini açık bıraktı mesela?
Ya da belki John Ryder intihara meyilliydi. Artık ölmek istiyordu ve bunun için durdurulana kadar insan öldürmeyi amaçlamıştı. Ama bu da neden Jim'e saplantı duyduğunu ve kimliksiz olduğunu açıklamıyor.
Aslında Jim ve John'un Lost Highway'deki gibi aynı kişiler olduğu ya da tüm olanların Jim'in rüyası olduğu (filmin başında uyuyordu) gibi uçuk teoriler de var. Filmin devamı da var ama izlemedim. Çünkü John Ryder olmadığından hakkındaki gizemler aydınlanamayacak.
--- Dev Spoiler ---
Baştan belirtelim, film sürekli arabada geçmiyor. Farklı ortamlarda bir kedi fare oyunu izliyoruz. Ama odak noktasımız hep otoyol. Önce gizem ve gerilim, yer yer korku unsurları ile başlayan film, dakikalar ilerledikçe mad max-vari bir aksiyona dönüşüyor. Thomas Howell, Geleceğe Dönüş'teki Marty McFly'ı çağrıştırıyor. Rutger Hauer ise olağanüstü bir şekilde otostopçu rolünü canlandırıyor. Filmin bu kadar konuşulmasının nedeni aksiyonu veya gerilimi değil, hakkında üretilen türlü türlü teoriler.
Filmi izlerseniz aşağıdaki spoilerın kilidini açıp dipsiz bir kuyuya dalabilirsiniz...
--- Dev Spoiler ---
Filmin ilk senaryosu aslında korku ve dehşet unsurları içeriyordu. Stüdyo sonradan bu öğeleri törpülemiş. Örneğin, meşhur tabaktaki parmak sahnesinde aslında orijinal senaryoda göz bulunuyormuş. (Oha!) Bu değiştirildi. Kızın ikiye ayrıldığı sahne de gösterilmiyor. Yani film korku ekseninden bir şekilde kaydırılıp aksiyona bağlandı. Buna filmin zenginliği gözüyle de bakabilirsiniz, yönetmenin kafasının karışıklığı ile de bakabilirsiniz. Bu, izleyiciye kalmış.
Ben bu türler arası sevişmeleri keyifli bulanlardanım.
Bence filmin sonunda karakolda otostopçunun elini tutan Jim ona bir ataş ya da buna benzer metal bir şey veriyor. (Bunun filmde görmemiz mümkün değil.) Böylece otostopçumuzun kelepçelerinden kurtulup, araçtan kaçmasını sağlıyor. Amaç, onunla teke tek yüzleşmek ve kızın intikamını almak. Otostopçu araçta kelepçelerinden kurtulup hatta zinciri önüne atınca onun bu hesaplaşmasını bir anlamda kabul etmiş oluyor. Finalde de bizi müthiş bir düello bekliyor.
Peki John Ryder'ın, yani otostopçunun motivasyonu neydi? Kimdi bu adam? İşte teorilerin havada uçuşup, işlerin karıştığı yer burası.
Öncelikle otostopçumuz muhtemelen cinayetlere o gün başladı ve bizim bahtsız Jim tam da oradan geçiyordu. Kendisinin ilk cinayeti de mavi Vosvos'un içindeki şofördü. Zaten o mavi Vosvos'u filmin başında da Jim'i sollarken görürüz. Buraya dayanarak katilimizin o gün delirdiğini varsayabiliriz. Polis tarafından yakalanana kadar yoldan geçen kim durursa bütün arabalara otostopla binip herkesi öldürmeyi planlıyordu. Dedikleri doğruysa kol-bacak ne varsa kesiyor. Ayrıca çok iyi silah kullanabiliyor, helikopter düşürüyor, karakol basıp polislerin hepsini ustalıkla öldürüyor, tabancanın boş olduğunu hemen anlıyor... Asker geçmişi olabilir. Ancak aynı zamanda bir polis/kanun nefretini de var. Belki zorlama olacak ama kendisini Rambo'ya benzetiyorum. O da böyle bir anda balataları sıyırıp katliama girişmişti. "Aslında Vietnam gazisiydi" diyenlerin dayanağı burası. Ama o zaman parmak izi kaydı olması gerekmez miydi? Belki otostopçu şeytani bir varlık ve Jim'in mücadeleci yanını görüp mirasını devretmek istemiş olabilir.
+Benden ne istiyorsun ??-Zeki çocuksun, anlarsın
Bu esnada Jim'in gözlerine birer madeni para koyar. Malum ortaçağda ölenlerin göz kapaklarına para konurdu. Yani yakın zamanda öleceksin demek istiyor. Peki Jim ölecekse o zaman kötülük ve bu döngü nasıl devam edecek? Karakoldaki katliamda neden Jim'i öldürmeyip hücresinin kilidini açık bıraktı mesela?
Ya da belki John Ryder intihara meyilliydi. Artık ölmek istiyordu ve bunun için durdurulana kadar insan öldürmeyi amaçlamıştı. Ama bu da neden Jim'e saplantı duyduğunu ve kimliksiz olduğunu açıklamıyor.
Aslında Jim ve John'un Lost Highway'deki gibi aynı kişiler olduğu ya da tüm olanların Jim'in rüyası olduğu (filmin başında uyuyordu) gibi uçuk teoriler de var. Filmin devamı da var ama izlemedim. Çünkü John Ryder olmadığından hakkındaki gizemler aydınlanamayacak.
--- Dev Spoiler ---