Değerli sözlük insanları,
Konu biraz önemli ve derin. Uzun olacak ve içinde yabancı terimler olmasına özen gösterdim. Malumunuz ülkede ve dünyada erkek-kadın ilişkileri, durumları ve konumları arasında ciddi fikirler, çatışmalar ve akımlar var. Kadın daha ince, duygusal, lineer düşünme seviyesi düşük, şefkatli vs. gibi kalıplara sokuluyor. Bu kalıplar ve tanımlar kadın üzerinde etkili bir hal alıyor ve kadına bu tanımlara uygun davranış şekilleri geliştiriliyor. Kadınlar da bu tanımlara uygun yaşamaya gayret edip çoğunlukla başarılı bir şekilde bu kalıplara oturuyorlar. Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor. Bu kadın erkek yarışmasını etkilemiyor gibi duruyor olabilir. Feminist söylemin eşit haklar ve eşit siyasi rol konusuna şimdilik bir çelişki taşımıyor gibi duruyor.
Fakat yine de bunu feminist söylem ve feminist felsefe ile tartışmayacağım. Kadınların fiziksel yapıları ile ilgili de bir durum söz konusu değil. Tamamen duygusal, davranışsal, sosyolojik ve ekonomik etki ile birleştirmeyi düşünüyorum.
Gelelim erkeklere. Erkek dik durması gereken, ağlamayan, trip atmayan, sevgisini açıkça göstermeyen, savaşçı, para kazanan ve güç sahibi olması gereken kalıpların içerisinde. Fark ettiniz mi kadınların neredeyse tam zıttı. Erkekler de bu kalıplara tam sığdı ve bir müddet bu şekilde davrandılar.
Şimdi karşılaştıralım bu durumları. Çocukken erkek ve dişi çocukların hepsi aynı tepkiyi gösterir, ağlar, küser, oyun oynar, renk seçimleri yoktur vs. Fiziksel açıdan değerlendirmeyeceğim için sadece duygusal konuları ele alalım.
Kadın şefkat sahibi ve ince bir yapı, erkek ise değil. Aslında erkek de öyle ama bu özellikler çocukken toplum tarafından erkekten alınmış oluyor. Erkek şefkatli değil. Erkek ağlayınca veya bunalıma girince biri onun başını okşayıp yarasını ve acısını dindirmemiş, bu yüzden ağlayan bir kadının veya çocuğun yarasını dindirmek kavramı nedir bilmiyor ve uygulamıyor. Erkek trip atmıyor çoğu zaman. Bu kadının trip atarken karşısındaki insanın nasıl hissettiğini bilmemesine sebep oluyor çünkü kadın çok az trip yemiş ve durumun farkında değil. Kadın hiç bir zaman bir şey almak zorunda kalmamış kendi ihtiyaçları haricinde o yüzden erkeğin durumundan anlama gibi bir eyleme göremiyor otomatik olarak.
Bu duygusal durumları bize veren toplumdur ve toplumun erkeği getirdiği bu hal tam olarak bir canavar yaratma halidir. Elbette bunun tarihsel ve evrimsel süreci vardir ama artık o süreçte değiliz ve dünya değişiyor. Bu yüzden her iki türün de eşit duygusal aktarlara hakkı vardir. Erkek duygularını yaşamalı ve sonuna kadar kadınla eşit bir duygusal aktarım yapmalıdır.
Okuyan herkese teşekkürler.
Konu biraz önemli ve derin. Uzun olacak ve içinde yabancı terimler olmasına özen gösterdim. Malumunuz ülkede ve dünyada erkek-kadın ilişkileri, durumları ve konumları arasında ciddi fikirler, çatışmalar ve akımlar var. Kadın daha ince, duygusal, lineer düşünme seviyesi düşük, şefkatli vs. gibi kalıplara sokuluyor. Bu kalıplar ve tanımlar kadın üzerinde etkili bir hal alıyor ve kadına bu tanımlara uygun davranış şekilleri geliştiriliyor. Kadınlar da bu tanımlara uygun yaşamaya gayret edip çoğunlukla başarılı bir şekilde bu kalıplara oturuyorlar. Buraya kadar her şey normal gibi görünüyor. Bu kadın erkek yarışmasını etkilemiyor gibi duruyor olabilir. Feminist söylemin eşit haklar ve eşit siyasi rol konusuna şimdilik bir çelişki taşımıyor gibi duruyor.
Fakat yine de bunu feminist söylem ve feminist felsefe ile tartışmayacağım. Kadınların fiziksel yapıları ile ilgili de bir durum söz konusu değil. Tamamen duygusal, davranışsal, sosyolojik ve ekonomik etki ile birleştirmeyi düşünüyorum.
Gelelim erkeklere. Erkek dik durması gereken, ağlamayan, trip atmayan, sevgisini açıkça göstermeyen, savaşçı, para kazanan ve güç sahibi olması gereken kalıpların içerisinde. Fark ettiniz mi kadınların neredeyse tam zıttı. Erkekler de bu kalıplara tam sığdı ve bir müddet bu şekilde davrandılar.
Şimdi karşılaştıralım bu durumları. Çocukken erkek ve dişi çocukların hepsi aynı tepkiyi gösterir, ağlar, küser, oyun oynar, renk seçimleri yoktur vs. Fiziksel açıdan değerlendirmeyeceğim için sadece duygusal konuları ele alalım.
Kadın şefkat sahibi ve ince bir yapı, erkek ise değil. Aslında erkek de öyle ama bu özellikler çocukken toplum tarafından erkekten alınmış oluyor. Erkek şefkatli değil. Erkek ağlayınca veya bunalıma girince biri onun başını okşayıp yarasını ve acısını dindirmemiş, bu yüzden ağlayan bir kadının veya çocuğun yarasını dindirmek kavramı nedir bilmiyor ve uygulamıyor. Erkek trip atmıyor çoğu zaman. Bu kadının trip atarken karşısındaki insanın nasıl hissettiğini bilmemesine sebep oluyor çünkü kadın çok az trip yemiş ve durumun farkında değil. Kadın hiç bir zaman bir şey almak zorunda kalmamış kendi ihtiyaçları haricinde o yüzden erkeğin durumundan anlama gibi bir eyleme göremiyor otomatik olarak.
Bu duygusal durumları bize veren toplumdur ve toplumun erkeği getirdiği bu hal tam olarak bir canavar yaratma halidir. Elbette bunun tarihsel ve evrimsel süreci vardir ama artık o süreçte değiliz ve dünya değişiyor. Bu yüzden her iki türün de eşit duygusal aktarlara hakkı vardir. Erkek duygularını yaşamalı ve sonuna kadar kadınla eşit bir duygusal aktarım yapmalıdır.
Okuyan herkese teşekkürler.