Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Türk dilleri

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir. Tüm Türk dilleri Ana Türkçe adı verilen varsayımsal anadilden türemiştir. Aile kendi içerisinde Oğuz, Kıpçak, Karluk ve Sibirya kollarını kapsayan Şaz öbeği ile Ogur öbeği olmak üzere ayrılır. Türk dillerini diğer dil ailelerinden farklı kılan önemli bir özelliği, konuşucularının uzun süre göçebe olarak yaşamışlığı ve buna bağlı olarak bu dillerin sürekli birbirlerinden etkilenmiş olmalarıdır. Türk dilleri çok sayıda aynı anlamda kullanılan ortak sözcüklere sahip olmalarının yanı sıra tümce yapıları da hep aynı kalır. Çağdaş Türk yazı dilleri veya Türk dilinin kolları gibi adlandırıldıklarına da rastlanır. (Bakınız: "Dil" ve "Lehçe" tartışması) Tarih sağ|400px|küçükresim|Türk dillerini konuşan nüfus Yüzyıllar boyunca Türk dilleri konuşan halklar özellikle Fars, Slav ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır. Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiş, benzer şekilde de diğer dilleri etkilemişlerdir. Bu yüzden Türk dilleri kümesi ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri kimi yönlerden belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi Samoyloviç'in genetik sınıflandırması olmakla birlikte ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir. Çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı sözcükler şeklinde bilinen ilk örneklerine rastlanan Türk dili, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar. 19’uncu yüzyıl sonlarına doğru yoğunluk kazanan araştırmalarla Altay dilleri olarak adlandırılan Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri ile Fin-Ugor dilleri olarak anılan Fin, Macar ve Samoyed dillerinin Ural-Altay adında bir dil ailesi oluşturduğu düşüncesi, yeryüzünde genel kabul görmüş bir kuramdı. Ancak, 20’nci yüzyılın ikinci yarısından beri yürütülen dil bilimi araştırmalarıyla Ural ve Altay dillerinin bir dil ailesi oluşturamayacağı düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Fin, Macar ve Samoyed dilleri ile Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri arasında benzerlikler bulunuyordu ama bu benzerlikler bir dil ailesi oluşturmaya yetecek ölçüde bir kaynak dilden miras kalan ortak dil ögesi içermiyordu. Altay dil ailesi varsayımı için gösterilen kanıtların modern dil bilimsel standartları karşılamaması ve Türk ile Moğol dillerinin zaman içinde ayrışmak yerine yakınlaştığını gösteren bulgular, 1950'lerden bu yana Altay ailesinin dil bilimciler tarafından genel kabul görmemesine yol açtı. Günümüzde Türk dilleri kendi başına bir dil ailesi olarak kabul edilmektedir. Türk yazı dilinin tarihi VII ve VIII. yüzyıllarda Orhun vadisinde dikilmiş olan yazıtlarla başlar. Gerek Orhun Yazıtları’nda kullanılmış olan gelişmiş ve işlek dil gerekse komşu ülke kaynaklarında yer alan bilgiler, Türk yazı dilinin başlangıcının çok daha eskiye gittiğini gösterir. Yakın dönemde bulunan yeni yazıtların okunması Türk yazı dilinin tarihini daha da gerilere götürmemizi sağlayacaktır. Çin yıllıklarındaki bir Hun ağıtına ait iki dize ile birkaç sözcük MS 4’üncü yüzyıl Türkçesi hakkında fikir vermektedir. Ancak, edebi metin niteliğindeki ilk büyük metinler Tonyukuk (725), Bilge Kağan (731) ve Kül Tigin (732) adına dikilmiş olan Göktürk Yazıtları’dır. Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Divanü Lugati’t-Türk ise 1072 yılında Kâşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Yaklaşık 9 bin sözü içeren eser, yalnızca bir sözlük, yalnızca bir dil bilgisi kitabı değil, aynı zamanda Türk yazı dilinin ve ağızlarının ele alındığı, kültür değerlerinin kayda geçirildiği anıtsal folklorik bir kaynaktır. Kâşgarlı Mahmut; Karahanlı, Uygur, Oğuz, Kıpçak, Kırgız ve diğer akraba topluluklarının söz varlığını bir araya getirerek hazırladığı yapıtına Divanu Lugat'it-Türk adını vermiştir. Kâşgarlı Mahmut’un yirmiyi aşkın yazı dilini ve ağzını Türk adı altında toplaması, bilimlik bir gerçekliği ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde ortak dil ögelerine dayanan bu yazı dilleri ve ağızlar, zaman içerisinde kendi iç gelişmelerini sürdürerek bugün yazı dilleri ve resmî diller hâline gelmişlerdir. Tarihçi ve Türkolog Osman Karatay (2022), Ön-Türklerin Moğollar ve Tunguz halklarından ziyade eski Hint-Avrupalılar ve Urallar ile daha yakın bir ilişkisi olduğu sonucuna varmıştır. Zamanla, Türk halkları hem İranlılar hem de Moğollarla uzun süreli temas halinde olmuş ve Orta Asya Bozkırı çobanları arasında baskın grup haline gelmiştir. Karatay, dilsel verilere dayanarak şu sonuca varmıştır: "Proto-Hint-Avrupa ve Proto-Türkçe arasındaki sözlü yazışmalar da oldukça dikkat çekicidir. Ön-diller çağındaki bu yakın ilişki öyle bir gerçeğe işaret etmektedir ki, en erken ya da Proto-Türkler bir tarihte ortaya çıkmıştır. Ural ve Hint-Avrupa çekirdek topluluklarına yakın veya bitişiğindeki alan." Coğrafî dağılım alt=|küçükresim|300x300pik|Türk dillerinin yayıldığı alan. Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzey Asya gibi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'nın yaklaşık %1,8'i Türkçe konuşabilmektedir. Alman asıllı Rus Türkolog W. Radloff'un dünya dilleri arasında Türk dili kadar geniş bir alana yayılmış başka bir dil daha bulunmadığını söylediği belirtilmektedir. 19’uncu yüzyılda Türkolog Á. H. Vámbéry, Türk dilinin yayılma alanının genişliğini yaptığı gezi sırasında görmüş ve Balkanlardan Mançurya’ya kadar yolculuk yapacak bir kişinin Türk dilini bilmesi durumunda bu yolculuğunu en kolay bir biçimde yapabileceğini; zira bu topraklarda en geçerli dilin Türk dili olduğunu söylemişti. Bugün bu alan daha da genişlemiştir. Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren çalışmak ve okumak başta olmak üzere çeşitli nedenlerle sanayileşmiş Avrupa ülkelerine Türklerin göçmesi sonucunda Türk dilinin yayılma alanı Balkanları da aşarak Atlas Okyanusu kıyılarına ulaşmıştır. küçükresim|240px|Çin'in batısındaki Türk dilleri Türk dili, yoğunluğu Orta Asya ve Orta Doğu’da bulunan ve en azından son bin yıldır yerleşik halklar hâlinde olan; Türkiye Cumhuriyeti, eski Sovyetler Birliği’nden bağımsızlaşmış Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi Türk cumhuriyetleri, Balkan ülkeleri, Rusya, İran, Irak, Afganistan, Çin gibi devletler içinde konuşma dili veya yazı dili olarak yaşayan yirmi yazı dili koluna ayrılmaktadır. Orta Çağ ile Yeni Çağı Osmanlı İmparatorluğu ve Altın Ordu Devleti gibi büyük coğrafyalara yayılan siyasi birlikler içinde yaşayan bu Türk toplulukları, 20’nci yüzyıl ilk çeyreğine kadar etkili olan klasik yazı dilleri Osmanlıca ve Çağataycanın birleştirici karakteriyle güçlü bir yazılı edebiyat ve millî bir halk edebiyatı geliştirmiştir. Dil mirasının çok büyük bir kısmını oluşturan sözler, atasözleri, deyimler ve temel kavramlar bu Türk topluluklarının dillerinde ortaktır. Türk dilinin bu ortak ve bütünleştirici özelliği, konuşma dillerindeki, ağızlardaki farklılıklarına karşın yazılı çeşitli lehçeleri, farklı konuşma dilleri bulunan Arapçanın, Çincenin veya Hintçenin durumu ile benzerlik göstermektedir. Bu dillerin içinde alt diller olarak gelişen birçok farklı ağza karşın tek bir dilin olması gibi, Türkçe de Sovyetler Birliği’nin özel siyasi şartları altında farkları yapay olarak artırılmış yazı dillerine ayrılmıştır. Bu yazı dilleri Türkçe, Azerice, Türkmence, Özbekçe, Kazakça, Kırgızca, Tatarca, Başkurtça, Uygurça, Gagavuzca, Karakalpakça, Kumukça, Karaçay-Balkarca, Nogayca, Hakasça, Altayca, Tuvaca, Çuvaşça ve Yakutçadır. Öte yandan büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Avrupa Birliği ülkelerine yerleşen yaklaşık 6 milyon Türk kökenli birey bulunmaktadır. Avrupa Birliği üyesi olmayan bazı Avrupa ülkelerinde de önemli ölçüde Türk nüfusu bulunmaktadır. Bu nüfusun önemli bir kısmı, yaşadığı ülkenin vatandaşıdır. Ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni üyelerinden Romanya’da, özellikle de Bulgaristan’da bu ülkelerin vatandaşı olarak çok sayıda Türk yaşamaktadır. Makedonya, Kosova gibi diğer ülkelerdeki yerleşik Türklerle birlikte bütün Avrupa kıtasındaki Türk nüfusun 7 milyonu aştığı düşünülmektedir. Avrupa’daki bu nüfusun tamamının dili Türkçedir. Bu ülkelerde Türkler tarafından yayımlanan gazeteler, dergiler, kitle iletişim araçları Türkçeyi kullanmaktadır. Çeşitli devirlerde Arabistan yarımadasındaki ve Kuzey Afrika’daki ülkelere; Güney ve Kuzey Amerika kıtasında başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere ve Avustralya’ya yerleşen konuşurları sayesinde, bugün Türk dili dünyanın dört bir köşesinde yaşayan, konuşulan, kullanılan dil konumuna ulaşmıştır. Uydudan yapılan radyo ve televizyon yayınları, ağ evresinde yayıncılık, yurt dışında da yayımlanan gazetelerimiz ve dergilerimiz, öğretim kurumları ve kurslar aracılığıyla bugün Türk dili yeryüzünde etkin bir biçimde işlevini sürdüren dil konumuna ulaşmıştır. Bugünün dünya siyasi haritasına bakıldığında farklı yönetimler altında ama sınırdaş ülkelerde yaşayan ve birbirine çok benzer dilleri konuşan Türk soylu halkların dil benzerliğinin yanı sıra çok büyük ölçüde kültür benzerlikleri gösterdiği bilinen bir gerçektir. Anadolu’daki bir halk türküsü Balkanlarda, Orta Doğu’da, Kafkaslarda hatta Orta Asya’da bilinmekte, dinlenmekte ve söylenmektedir. Türk mutfağının sevilen yemeği mantı, boyutları ve adı değişse de Sibirya’dan Çin’e, Orta Asya’dan Anadolu’ya ortak özellikler gösterir. Nasrettin Hoca’nın ünü ve fıkraları Türk soylu halklar arasında yayıldığı gibi, aynı topraklarda komşu uluslararasında da yaygınlaşmıştır. Ancak Türk dili konuşurları arasında en dikkat çekici benzerlik söz varlığında ve biçim özelliklerinde kendisini göstermektedir. Dünya da birçok ülkede bağımsız olarak yürütülen akademik Türkoloji çalışmalarının sonuçlarına göre, bu Türk yazı dilleri, sözlük bilimi ölçeklerine göre sıralanan söz varlığı verilerine göre birbirinin ses dengi hâlindeki sözlere sahiptir. Hiçbiri yabancı dillerden alıntı olmayan temel söz varlığı sayesinde Türk toplulukları araya bir başka iletişim aracı koymadan kendi dilleri aracılığıyla birbirleriyle anlaşabilmektedir. Bütün bu yazı dillerinde ve lehçelerde sayı adları, adıllar, fiiller ortaktır. Atlas Okyanusu kıyılarından Çin’in içlerine değin uzanan topraklarda 220 milyon insan bir, iki, üç, dört/tört, beş, altı, yedi/yeddi/ceti, sekiz, dokuz/tokuz, on diyerek saymaktadır. Birkaç sayı adındaki küçük ses değişikliği dışında bütün sayı adları tam bir ortaklık gösterir. Lehçeler arasındaki bu ses farklılıkları genel farklılıklardır ve düzenli olarak diğer sözlerde de görülürler. Türk dillerinde fiillerde de büyük ölçüde ortaklık olduğu bilinmektedir. Var olan örneklerin yanı sıra, Türk yazı dillerinin sözleri, birbirinden kimileyin tek bir sesin değişkenliği ile ayrılmaktadır. Türk dilinin bu kollarının bağımsız sınırlara sahip ülkelerde yazı dilleri olarak kullanılması, onları birbirinden bağımsız olmayan diller halinde kabul etmemize imkân verir. Bu dillerin söz dizimi de aynı yapılık özelliği göstermektedir. Tamlamada tamlayan daima tamlanandan önce gelmektedir. Cümlede ögelerin dizilişi de: özne + tümleçler + yüklem biçimindedir. Gagavuzca ve Karayca gibi az sayıda lehçe dışında bütün Türk dillerinde söz dizimi benzerliği kendini göstermektedir. Sınıflandırma "Ağızlar, yazı dilinin bozulmuş bir şekli değil, onun yanında, fakat ondan bağımsız olarak yaşayan ve nesiller boyu devam edegelen dil değerleridir." "Bugün Anadolu’nun birçok yer, köy, oba, dağ, ırmak ve saire adları, Türk boy, uruğ ve soylarına izafe edildiklerinden bu eski Türk hatıralarını muhafaza ettikleri gibi, eski gelenek ve görenekler de silinip ortadan kalkmamıştır. Hele şive ve ağız malzemesi bakımından, Türk kabilelerin, Türk uruğlarının ve sairenin, Türk dili tarihinde unutulmaz hizmetleri vardır." Sınıflandırma sorunları Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksandr Samoyloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır. Çuvaşçanın ayrımı Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur. Kimi bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir: Çuvaşca "tahar", ama Nogayca "togiz" – ("dokuz") Çuvaşca "kör", ama Türkçe "köz" Çuvaşça, Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistan'da 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkurtistan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak İdil Bulgarlarının torunları olarak görürler. Halaçcanın ayrımı Diğer Türk dillerinden uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkî-i Kadim'den çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer dillerden ayrı kalması ve Farsça'dan etkilenmesine rağmen ana dilden parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsça'ya benzer. Öteki ayrımlar Türk dillerin öteki dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece; Kıpçakça: Kuzeybatı Türk dili Oğuzca: Güneybatı Türk dili Uygurca: Güneydoğu Türk dili Sibirya Türk dili diye ayrılırlar. Yakutça ve Dolganca da uzun süre ayrı kalmalarından dolayı diğer Türk dillerinden farklıdır. Bu diller zamanla daha çok Tunguz ve Moğol dillerine yaklaşmışlardır, diğer dillerdeki Arapça ve Farsça sözcükler bunlarda bulunmaz. Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsçadan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusça'dan da etkilenmişlerdir. Özellikle Tanzimat döneminden sonra Türkçe, Fransızcadan pek çok terim almıştır. Bunların yanında son dönemde İngilizceden de Türkçeye pek çok sözcük girmiştir; ancak Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Atatürk tarafından TDK'nin kurulmasıyla birlikte Türkçede öze dönüş süreci başlamıştır. Modern dil bilimindeki sınıflandırma En son verilere göre Türk dilleri grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir): Ana Türk dili Ogurca (ya da Bolgarca) Bolgarca (ölü), Çuvaşça (1,8 milyon), Hunca (ölü), Avarca (ölü) Türkî-i Kadim (Genel isim olarak kullanımı) Kıpçakça (Kuzeybatı Türk) Batı: Kırım-Tatarcası (500.000), Kumıkça (280.000), Karaçay-Balkarca (250.000), Karaimce (ölmek üzere), Kumanca (ölü) Kuzey: Tatarca (7,8-8.8 milyon), Başkurtça (2,2 milyon) Güney: Kazakça (14-16 milyon), Kırgızca (5,2 milyon), Karakalpakça (400.000), Nogayca (70.000), Sıbırca (200.000) Oğuzca (Güney-Batı Türkî) Batı: Türkçe (77 milyon, ikinci dil olarak konuşanlarla 83 milyon), Azerice (35-40 milyon), Gagavuzca (400.000) Doğu: Türkmence (6,8-8.5 milyon), Horasan Türkçesi (400.000 ?) Güney: Kaşgayca (1,5 milyon), Afşarca (300.000), Aynallu dili (7.000), Sonkori (?) Salar: Salarca (60.000) Uygurca Uygurca 20-25 milyon (Güneydoğu Türkçe) Çagatay Çagatayca (ölü) Batı: Özbekçe (28 milyon) Doğu: Ana Türkçe (Orhun Kök, Yenisey Kök, Eski Uygurca, Karahanlıca) (ölü) Uygurca (20-25 milyon) Yugurca (Batı Yugur) (5.000) Ayni dili (Ainu) (7.000) İli Türk dili (100) Sibirce (Kuzeydoğu Türk) Kuzey: Yakutça (456.000), Dolganca (5000) Güney: Yeniseyce Hakasça (65.000), Şorca (10.000) Sayan Tuvaca (200.000), Tofaca (ölü) Altayca Altayca (75.000) (lehçeleri: Oyrot dili; Tuvaca, Kumanda, Ku; Teloytca, Telengitçe) Çulim Çulimce (500) Argu Halaçça (Kalayca) (42.000) Sınıflandırmanın kriterleri Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanı sıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır: Ogur dil grubundaki /-r/ yerine /-z/ kullanılması, bu dil grubunu diğerlerinden ayırır. Sibirya-Türk dillerini diğerlerinden farkına bir örnek: Tuvaca "adak", Yakutça "atah" diğerlerinde ise "ayak" denir. Yalnızca Halaç dilinde "hadak" denir. Oğuz dil grubu diğerlerinden sonek başlatan /G/'nin eksik olmasıyla ayrılır. Örnek: "kalan" (kalmak), diğer Türk dillerinde "kalgan"; "bulanmak", diğerlerinde "bulganmak". Sonekin sonuna eklenen /G/ güneydoğu Türk grubunu kuzeybatı grubundan ayırır: Uygurca "taglik" ama Tatarca "tawlı" – (dağlık). Demografi Dillerin nüfus sıralaması ana dili (birinci dil), ikinci dil, yabancı dil konuşurları bakımından birkaç ölçüt göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ana dili, birinci dil, ikinci dil ve yabancı dil olarak konuşurlar bakımından İngilizcenin 2 milyara yaklaşan bir konuşuru olduğu kestiriminde bulunulmaktadır. Ana dili konuşurları bakımından yapılan sıralamalarda ise Çince farklı lehçeleri olmasına karşın birinci dil olma özelliğine sahiptir. Birbirinden ses, biçim ve söz varlığı özellikleri bakımından ayrılan sekiz ayrı lehçesiyle Çincenin, pek çok lehçesinin yanı sıra Urduca ile birlikte Hindustânînin tek dil kabul edildiği ve buna göre dünyada en fazla konuşuru bulunan diller sıralamasında Çincenin birinci, Hintçenin ikinci dil kabul edilmesi karşısında Türk dili de 180 milyon insan dolayında konuşuruyla sıralamada tek bir dil olarak kabul edilmelidir. Bu ölçütlerle Türk dili dünya da en fazla konuşuru bulunan diller arasında sekizinci sırada yer almaktadır. Dünyada Türk dilinin öğretimi Ana dili konuşurları dışında Türk dili lehçelerinin birinci dil, ikinci dil veya yabancı dil konuşurları da bulunmaktadır. Özellikle Türkçenin pek çok ülkede konuşuru olduğu saptanmıştır. Ethnologue verilerine göre Türkiye Cumhuriyeti dışında 34 ülkede Türkçe konuşucusu bulunmaktadır. Konuşur nüfusunun yanı sıra Sovyetler Birliği’nin dağılması, Körfez Savaşı gibi yakın tarihte yaşadığımız olaylar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesinde ve dünyadaki önemini artırmış, Türkiye çekim merkezi hâline gelmiştir. Bu gelişmeler, Türkçenin Türk cumhuriyetlerinde ve diğer ülkelerde öğretimi konusunda çeşitli aşamalardaki yeni öğretim kurumlarının, üniversitelerde yeni bölümlerin kurulmasını ve özel dershanelerde kursların açılmasını sağlamıştır. Ülkelerdeki Türk nüfusun yoğunluğuna ve isteğe göre ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretildiği seksen yedi ülke bulunmaktadır. En az bir ortaöğretim kurumunda Türkçenin öğretildiği bu ülkeler şunlardır: ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahili, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kamboçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğolistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam, Yemen Bazı ülkelerde ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretilmesinin yanı sıra özel kurslarda da isteğe göre Türkçe öğretilmektedir. Kurslarda Türkçe öğretilen kırk altı ülke saptanmıştır. Bu ülkeler şunlardır: ABD, Almanya, Belçika, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kırgızistan, Kolombiya, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Meksika, Mısır, Moğolistan, Norveç, Peru, Polonya, Portekiz, Rusya, Singapur, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkmenistan, Vietnam, Yunanistan Dokuz ülkede Türkçe öğretimin yapıldığı üniversite bulunmaktadır. Bu ülkeler şunlardır: Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Romanya, Türkmenistan Bünyesinde Türkçe öğretilen, Türk dili ve edebiyatı araştırmalarının yapıldığı, Türkoloji bölümlerinin bulunduğu yirmi sekiz ülke vardır. Bu ülkeler şunladır: Almanya, Avustralya, Azerbaycan, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Endonezya, Fildişi Sahili, Gürcistan, Irak, İran, İsveç, Japonya, Kamerun, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Kosova, Litvanya, Macaristan, Mısır, Moldova, Romanya, Rusya, Türkmenistan, Ukrayna, Venezuela, Yemen Sonuç Bugün Türk dilleri, yaklaşık 12 milyon kilometre karelik bir alanda 180 milyon nüfusun konuştuğu, yüze yakın ülkede öğretiminin yapıldığı, kökleri tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan, 600 bini aşkın söz varlığına sahip dünya dilleridir. Özellikle giyim, yiyecek, askerlik başta olmak üzere hemen her alanda çok sayıda Türk dili kökenli sözcük ile tarihte ve bugün Türk soylu halkların yaşadığı coğrafyalardaki Türk dili kökenli çok sayıda yer adı dünya dillerinde varlığını bugün de sürdürmektedir. Dünyanın hemen her bölgesinde öğretimi yapılan, bilimsel araştırmalara konu olan, dünya dillerine katkıda bulunan Türk dili, en yaygın ve en köklü dünya dillerinden biridir. Türkiye'deki Çalışmalar Türkiye'de Türk dilleri veya Türk lehçeleri adı altında birçok Türk dilinin bir arada veya müstakil olarak ele alındığı akademik yayınlar mevcuttur. Makaleler dışında birçok Türk dilinin birlikte ele alındığı başlıca kaynaklardan bazıları şunlardır: Ahmet Cevat Emre, Türk Lehçelerinin Mukayeseli Grameri, TDK, İstanbul 1949. Saadet Çağatay, Türk Lehçeleri Örnekleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1950. Ahmet Bican Ercilasun vd., Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, Kültür Bakanlığı, Ankara 1991. Timur Kocaoğlu vd., Türk Dünyası Konuşma Kılavuzu, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1992. Talat Tekin, Türk Dilleri -Giriş-, Simurg, İstanbul 1999. Ahmet Buran, Çağdaş Türk Lehçeleri, Akçağ, İstanbul 2001. Nami Ardakoç vd., Modern Türk Dilleri Seyahat ve Konuşma Kılavuzu, Geçit Kitabevi, İstanbul 2005. Ahmet Bican Ercilasun vd., Türk Lehçeleri Grameri, Akçağ, İstanbul 2007. Bunlardan Kültür Bakanlığı'nın 1991 yılında yayınlamış olduğu Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü adındaki sözlük Türk Dil Kurumu'nun resmî sözlük sitesinde çevrimiçi olarak kullanıma açılmıştır. Pamukkale Üniversitesi'nden bir araştırma görevlisi tarafından hazırlanan PAÜ ÇTLE adlı sitede de çeşitli Türk Lehçelerinin sözlükleri ve sözcük öğrenmeye yönelik oyunlar çevrimiçi olarak bulunmaktadır. "Dil" ve "Lehçe" tartışması küçükresim|Azerbaycan'da Abdullah Bey Efendizade tarafından telgraf için geliştirilen ve kullanılması komisyon kararı ile kabul edilen Latin temelli Azeri yazısını tanıtan kitabın kapağı (1919) küçükresim|Sovyet öncesi dönemde uluslararası literatürde lehçe tasnifini yansıtan bir örnek: The world historians' history of the world. (1908) SSCB kurulmadan önce Türk dilli halkların başlıca iki yazı dili vardı: Osmanlı Türkçesi ve Çağatay Türkçesi. Bu dönemde Osmanlı ve Azerbaycan sahası dışında Türk dünyasının önemli bir kesimi Çağatay Türkçesini kullanır ve bu yazı diline Türkî Til derlerdi. Bu dönemde ve hatta SSCB kurulduktan sonra da bir süre yabancıların da tasnifte Türk lehçeleri adlandırmasını kullandıkları görülür. Esasen Rusların her bir Türk boyuna ayrı birer yazı dili oluşturma gayretleri Çarlık Rusyası zamanında başlamıştır. Bununla birlikte W. Radloff'un Opıt slovarya tyurkskih nareçiy (Versuch eines Wörterbuches der Turk-Dialecte) I-IV adlı eseri de Türk Lehçelerinin bir Sözlük Denemesi ismini taşımaktaydı ve eserde bugün birer yazı dili hâline gelmiş olan Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, vd. lehçe olarak tasnif edilmişti. Özbek Abdurrauf Fitrat'ın 1919 yılında yayımlanan Tilimiz başlıklı yazısında kendi dilinden Türkçe adıyla bahsettiği görülür. Azerbaycanlı Mirza Alekber Sabir'in de 1910 yılında “Günəş” gazetesinde Osmanlıcadan kendi diline tercüme yapılmasını Türkçeden Türkçeye tercüme olarak yorumladığı ve eleştirdiği görülür. Azerbaycanlı şair, yazar ve aynı zamanda eğitimci olan Abdulla Şaiq'in Türk dili (1924) ve Türk ədəbiyyatı (1924) adlı eserleri de Azericenin Türk dili olarak adlandırılmasına örnek teşkil etmektedir. B. Ercilasun. Türkiye'de Türk lehçeleri şeklindeki tasnifin geçmişten beri devam eden bir uygulama olduğunu ve bunu yapmanın Rusların uyguladığı dil politikası neticesinde ortaya çıkan tasnifi kabul etmemekten ibaret olduğunu iddia etmektedir. Talat Tekin'in de önceleri lehçe tasnifini kabul ettiği, sonradan dil tasnifine yöneldiği görülmektedir. Türkiye'de Türk dilleri ailesinin adlandırılması ve bu dillerin yalnızca bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil Kurumu, yayınlarında önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. Türkiye genelinde birçok üniversite lehçe tasnifini kabul ederek Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları ismiyle bölümler açmıştır. İstanbul Üniversitesi ise daha aşırı bir tutumla "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Ancak İstanbul Üniversitesi'nde Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü açılmış olması bu görüşten vazgeçildiğini göstermektedir. Bu durumda Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında artık eskimiş olan üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir: Türkiye haricinde dünya genelindeki dil biliminin ve Hacettepe Üniversitesinde Türkolog ve Altayist Prof. Dr. Talat Tekin'nin görüşü: diller, Ankara Üniversitesi'nin, Türk Dil Kurumu'nun ve Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü açan üniversitelerin görüşü: lehçeler, İstanbul Üniversitesi'nin eski görüşü: Çuvaşça, Yakutça ve Halaçça lehçe, diğerleri şive. Türk dilleri ailesi küçükresim|400px|Türk dillerinin (turuncu) yeryüzündeki diğer dil ailelerinin arasındaki yeri. Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 189 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Yeryüzündeki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir. Yeryüzündeki büyük dil aileleri: 1. Hint-Avrupa dil ailesi 2. Çin-Tibet dil ailesi 3. Nijer-Kongo dil ailesi 4. Afro-Asya dil ailesi 5. Avustronezce dil ailesi 6. Dravid dilleri ailesi 7. Türk dilleri ailesi 8. Ural dilleri ailesi Tükenmek üzere olan Türk dilleri Bazı diller yalnızca birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır: Güney Sibirya'da Tofaca Litvanya'da ve Polonya'da Karaimce Musevi-Kırım-Tatarcası Kuzeybatı Çin'de İli Türkçesi (İli ovasında). Yalnızca birkaç bin konuşanı kalmış olanlar: İran'da Aynallu dili Çin'de Yugurca (Kansu ili) Kaşkayca (Kaşkay ili) Kuzey Sibirya'da Dolganca Güney Sibirya'da Çulimce (Altay bölgesinin kuzeyinde Çulım ırmağı kenarında). Diğer Türk dilleri böyle bir yok olma tehlikesi taşımıyor ve büyük Türk dillerinin konuşucu sayısı giderek artmaktadır. Resmî durum Türkçe, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk cumhuriyetlerinde ve Türk bölgelerinde resmî dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkurtça, Yakutça, Hakasça, Tuvaca, Altayca ve Çin'de Uygurca. Türk dilleri Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur. Çizelge alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar yalnızca ana dili olarak konuşanları göstermektedir. Ulusal diller Türkçe, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmî dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkurtça, Yakutça, Hakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca. Türk diller arasındaki benzerlikler Aşağıdaki çizelgelerde Türk dillerinde tümce yapısının benzerlik ve farklılıklarını gösteren örnekler sunulmuştur: Türk dillerde aynı zamanda büyük ve küçük ses uyumu vardır (Özbekçe hariç), yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve tümce yapısı özne-nesne-yüklem sırasıyla oluşturulur. Kazakça örnek: jaz (yaz) jaz-uw (yazı) jaz-uw-şı (yazıcı/yazar) jaz-uw-şı-lar (yazıcılar) jaz-uw-şı-lar-ım (yazıcılarım) jaz-uw-şı-lar-ım-ız (yazıcılarımız) jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da (yazıcılarımızda) jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da-ğı (yazıcılarımızdaki) jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da-ğı-lar (yazıcılarımızdakiler) jaz-uw-şı-lar-ım-ız-da-ğı-lar-dan (yazıcılarımızdakilerden) Türk dilleri ve anlaşılabirlik Türk dillerini konuşanların dörtte üçü en büyük üç Türk dilinden birini kullanır: Türkçe; yaklaşık 77 milyon ana dili olarak konuşanı vardır. Türkiye, Balkanlar, Batı ve Orta Avrupa'daki ikinci dil olarak konuşanlar ile 83 milyonu bulur. Özbekçe; 28-30 milyon konuşucu: Özbekistan, Kuzey Afganistan, Tacikistan ve Batı Çin. Azerice; 40-45 milyon konuşucu: Azerbaycan ve Güney Azerbaycan, Gürcistan, Rusya, Türkiye. Doğu Slav ülkeleri, Irak ve Suriye Bir milyondan fazla konuşucusu olan diğer Türk dilleri: Kazakça 16 milyon konuşucu: Kazakistan, Özbekistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Uygurca 20-25 milyon konuşucu: Çin-Sincan Türkmence 8.5 milyon konuşucu: Türkmenistan, Kuzey İran Kırgızca 5,2 milyon konuşucu: Kırgizistan, Kazakistan, Doğu Türkistan Çuvaşça 2 milyon konuşucu: Rusyanın Avrupa kısmında Başkurtça 2,5 milyon konuşucu: Başkurtistan Tatarca 8,8 milyon konuşucu: Merkez Rusya dan Batı Rusyaya kadar Kaşkayca 1,5 milyon konuşucu: İran'ın Fars ve İsfahan ve Huzistan illerinde Gagavuzca 350.000 konuşucu:Moldova Gagavuzya özerk yönetimi,Ukrayna,Romanya,Rusya Tuvaca 400.000 konuşucu: Tuva özerk Cumhuriyeti,Moğolistan Sengel,Doğu Türkistan Altay,Rusya Sayılar 8/2007 tarihli kaynaklardan alınmıştır. %5 - %10 daha yüksek sayılar gösteren kaynaklar bulmak da mümkündür. Neredeyse tüm Türk dillerinin sesbilim, sözdizim ve şekil bilgisi aynıdır. Yalnızca Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur. Türk dillerini birbirlerini anlayabilen dillerden oluşan gruplara ayrılır. En büyük grup Türkçe, Azerice ve Türkmence'yi içine alan Oğuz grubudur. Diğer gruplar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu gruplarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır; ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabilirliği zorlaştıran ya da imkânsız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok sözcük vardır: (Daha fazla örnek için buraya bakınız: söz varlığı karşılaştırması) Yazı sistemleri En eski Türk yazıları Orhun-Yenisey runlarıdır. Bunların çoğu 7. ve 8. yüzyıldan kalmadır. Bu yazı, eski Germen runlarına benzediği için Run olarak adlandırılır; ama aralarında akrabalık yoktur. Sadece biçim ilişkisi vardır. Asıl yazı geleneği 10. yüzyılın sonlarında ve 11. yüzyılın başlarında Güneydoğu Türk halklarında, Karahanlılar döneminde, Türkî-i Kadimin bir lehçesi olan Karlukça ile gelişir. Güneybatı Türk dillerinin yazıya alınması, 10. ve 11. yüzyılda Selçuklu dili ile başlar. Kardeş diller olan Eski Osmanlıca ve Eski Azeri dillerinden günümüz Türkçe ve Azerice gelişmiştir. 14. yüzyılın Harezm Türkçesi de Güneybatı Türk dillerine mensuptur. Bu dilden günümüz Horasanca ve Türkmence gelişmiştir. Kuzeybatı Türk dillerine ait en eski belgeler, Kumanca dili ile yazılmış olan Codex Cumanicus'dur ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilin günümüzdeki torunları Tatarca ve Başkurtçadır. İdil Bulgarları dilinde yazılmış en eski yazılar 13. ve 14. yüzyıldan kalmadır. Bu dilden ya da buna yakın bir dilden Çuvaş dili gelişmiştir. Güneydoğu Türk dillerinden olan Çağatayca yazıların 15. yüzyıla dayanan örnekleri bulunmuştur. Çağatayca, günümüz Uygurca ve Özbekçesinin temelini oluşturur. Türk dillerinin yazılışları Klasik Edebiyat dilleri olan Osmanlıca, Azerice, Çağatayca, Tatarca ve Kırım Tatarcası yalnızca Arap alfabesini kullandılar. 1924-1930 yılları arasındaki sürede başka Türk dilleri de, önce yalnız Azerice'de kullanılan latin alfabesi ile yazılmaya başlandı. 1936-1940 yıllarında Rus bölgelerinde, Türk dillerince değiştirilmiş bir Kiril alfabesi kullanılmaya başlanmıştır. Arap ve Latin alfabesi kullanan Türk dilleri birbirlerıne daha da yakınlaşırken, Kiril alfabesi kullanan diller farklılaşmışlardır. Dillerin farklılaşarak ayrı diller haline gelmesi desteklenmiştir. 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla yeni Türk cumhuriyetleri kurulmuştur. Bu ülkeler, yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan, 2005 yılına kadar Türk dillerine uygun bir ortak Latin alfabeye geçmek için antlaşma imzalamışlardır. Amaç Türk kültür mirasının korunmasıdır. Ayrıca diğer ülkelerde yaşayan Türk azınlıkların 2010'a kadar bu ortak alfabeye katılmaları gerektiğine karar verilmiştir. Türk dilleri konuşan Museviler, İbrani alfabesi'ni kullanırlar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki Kıbrıs Türkleri de Kıbrıs Türkçesi'ni kullanırlar. Ayrıca bakınız Türkçe Altay dilleri Türk halkları Türk dünyası Türk devletleri Lehçe Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dil aileleri Kaynakça "Dil" ve "Lehçe" tartışması bölümünün kaynağı Prof.Dr. Talat Tekin'in makalesi: Türk Dilleri Ailesi 180 milyon - Ana dil & 200 milyon toplam ifadesinin kaynağı: Katzner, Kenneth (Mart 2002). Languages of the World, Third Edition. Routledge, an imprint of Taylor & Francis Books Ltd. ISBN 978-0-415-25004-7. Demir, Nurettin, 2006. “Türkiye’de Dil-Lehçe-Şive-Ağız Tartışmaları”, Recent Changes in the Turkish Language Debate, Bilgi Üniversitesi, 3-4 Aralık 2004, İstanbul. Akar, Ali, Türk Dili Tarihi, Dönem-Eser-Bibliyografya, Ötüken Yayınları, Yayın Nu: 597, 339 s., Kültür Serisi: 272, ISBN 975-437-517-8, İstanbul, 2005 Johanson, Lars ve Csató, Éva Ágnes: The Turkic Languages Routledge, London 1998. ISBN 0-415-08200-5. Öztopçu, Kurtuluş: Dictionary of the Turkic Languages Routledge, London 1996, 1999. ISBN 0-415-14198-2. Dış bağlantılar İnteraktif Türk Dilleri Haritası Türk Dilleri En Yaygın Fiiller Karşılaştırması Türk Dil Kurumu* Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları (Azerice, Kazakça, Kırgızca, Özbekçe gibi lehçelerin sözlükleri) Türk Dili Yazıları Türkçe Türk lehçeleri morfolojik çeviri modülü İran'daki Türkler - Video Konuyla ilgili yayınlar Akhatov G. Kh. 1960. "About the stress in the language of the Siberian Tatars in connection with the stress of modern Tatar literary language" .- Sat *"Problems of Turkic and the history of Russian Oriental Studies." Kazan. Akhatov G.Kh. 1963. "Dialect West Siberian Tatars" (monograph). Ufa. Baskakov, N.A. 1962, 1969. "Introduction to the study of the Turkic languages. Moscow. Boeschoten, Hendrik & Lars Johanson. 2006. Turkic languages in contact. Turcologica, Bd. 61. Wiesbaden: Harrassowitz. ISBN 3-447-05212-0 Clausen, Gerard. 1972. An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford: Oxford University Press. Deny, Jean et al. 1959–1964. Philologiae Turcicae Fundamenta. Wiesbaden: Harrassowitz. Johanson, Lars & Éva Agnes Csató (ed.). 1998. The Turkic languages. London: Routledge. ISBN 0-415-08200-5. Johanson, Lars. 1998. "The history of Turkic." In: Johanson & Csató, pp.81–125. Johanson, Lars. 1998. "Turkic languages." In: Encyclopædia Britannica. CD 98. Encyclopædia Britannica Online, 5 sept. 2007. Menges, K. H. 1968. The Turkic languages and peoples: An introduction to Turkic studies. Wiesbaden: Harrassowitz. Öztopçu, Kurtuluş. 1996. Dictionary of the Turkic languages: English, Azerbaijani, Kazakh, Kyrgyz, Tatar, Turkish, Turkmen, Uighur, Uzbek. London: Routledge. ISBN 0-415-14198-2 Samoilovich, A. N. 1922. Some additions to the classification of the Turkish languages. Petrograd. Schönig, Claus. 1997–1998. "A new attempt to classify the Turkic languages I-III." Turkic Languages 1:1.117–133, 1:2.262–277, 2:1.130–151. Starostin, Sergei A., Anna V. Dybo, and Oleg A. Mudrak. 2003. Etymological Dictionary of the Altaic Languages. Leiden: Brill. ISBN 90-04-13153-1 Voegelin, C.F. & F.M. Voegelin. 1977. Classification and index of the World's languages''. New York: Elsevier. Dinlenebilir örnekler Türk dillerinin konuşulduğu bölgelerin haritası (İngilizce) Türkçe, Moğolca ve Tunguzcanın sınflandırılmaları , Kausen, Ernst. (Almanca) Ernst Kausen, Türk dillerinde ortak sözcuklerin karşılaştırması (Almanca) Türkçe dilleri ile ilgili bağlantılar (İngilizce) Türkçe dilleri ile ilgili bağlantılar (2) (İngilizce) Türkiye'de konuşulan diller (Türkçe)
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri