Bir devrin değiştiğini resmen kanıt niteliğinde olan fantezi. Eskilerden beri böyle süre gelir. Çocuklar böyle korkutulurdu. "Yok işte karnen kırık gelirse seni okuldan alırım" vsvs.
Arkadaşlar; her çocuğun kendine ayrı bir kapasitesi vardır ve öyle değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani komşunun çocuğu mühendislik hedefledi ve bu doğrultuda ilerliyor. Okuyor diye sizin çocuğunuz da okuyacak diye bir kaide yok. "Eee! Ben olamadım, bari çocuğum olsun..." olmasın! Senin çocuğun aklı ve eli neye yatkınsa o olsun. Çocuklarınıza kendi hayatınızda yaşanamamışlıklardan yön vermeyin.
çoğunuz kabul etmese de şu an Türkiye'de ciddi bir gelir-kültür-güç çatışması yer alıyor. Bu çatışmanın en belirgin yerlerinden birisi de burası aslında. Yok sanayiye girdim, usta bana şöyle yaptı, şu kadar param çıktı, yok bilmem ne.. Sosyal medyada eğitimli kesim diyelim ki doktorlar sanayide karşılaştığı ustanın kendisinden çok kazandığını öğrenince orada burada döktürüyor sallıyor. Ya da orta seviye bir üniversitede kamu yönetimi, işletme, maliye okumuş bir kişi kendini geçindirecek kadar iyi kötü bir iş bulmuş, o çok güzel restaurantlarda akşam yemeği yediğini görünce okuduğu okula küfrediyor.
Bu okumuş arkadaşların avantajları ise flört durumunda çıkıyor. Elbette hepsi Brad Pitt değiller ama iş köşe kapmaca oyununa dönünce yine maddi yönden bir tık geride kalabiliyorlar. Bunun sizin çevrenizde de çok güzel örnekleri vardır eminim. Su tesisatçısı, sanayici olup sizin 36 ay taksitle bile alamadığınız o giriş seviyesi basit arabaları bu adamlar eşlerine nakit cash para ile alabiliyorlar. Çünkü sıcak para bu adamların cebinde dönüyor aslında. Uzun lafın kısası evet sanayide çalışmakta herkesin harcı değildir. En basitinden bir otomobil bile dünya kadar mühendislik çalışması içerir ve bunu anlayamadan iş yapamazsınız. Hani o kafası basmayan çocuklar okumaz sanıyor ya bazılarınız.. O iş öyle değil. Artık herkes yazılımcı, herkes doktor, herkes mühendis. Para gerçekten çok enteresan bir biçimde büyüklerin “okuyun, okuyun” sözlerine baka baka adil olmayan bir biçimde el değiştirdi. Üzgünüm bu böyle uzun süre de sürecek. Esas sıkıntı hiç kimsenin çocuğunu göndermek istememesinden mütevellit berber dahi bulamamamızdan başlayacak mesela. *Avrupa gibi bir saç traşına 25eur ödeyip çıkarız herhalde.*
Arkadaşlar; her çocuğun kendine ayrı bir kapasitesi vardır ve öyle değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani komşunun çocuğu mühendislik hedefledi ve bu doğrultuda ilerliyor. Okuyor diye sizin çocuğunuz da okuyacak diye bir kaide yok. "Eee! Ben olamadım, bari çocuğum olsun..." olmasın! Senin çocuğun aklı ve eli neye yatkınsa o olsun. Çocuklarınıza kendi hayatınızda yaşanamamışlıklardan yön vermeyin.
çoğunuz kabul etmese de şu an Türkiye'de ciddi bir gelir-kültür-güç çatışması yer alıyor. Bu çatışmanın en belirgin yerlerinden birisi de burası aslında. Yok sanayiye girdim, usta bana şöyle yaptı, şu kadar param çıktı, yok bilmem ne.. Sosyal medyada eğitimli kesim diyelim ki doktorlar sanayide karşılaştığı ustanın kendisinden çok kazandığını öğrenince orada burada döktürüyor sallıyor. Ya da orta seviye bir üniversitede kamu yönetimi, işletme, maliye okumuş bir kişi kendini geçindirecek kadar iyi kötü bir iş bulmuş, o çok güzel restaurantlarda akşam yemeği yediğini görünce okuduğu okula küfrediyor.
Bu okumuş arkadaşların avantajları ise flört durumunda çıkıyor. Elbette hepsi Brad Pitt değiller ama iş köşe kapmaca oyununa dönünce yine maddi yönden bir tık geride kalabiliyorlar. Bunun sizin çevrenizde de çok güzel örnekleri vardır eminim. Su tesisatçısı, sanayici olup sizin 36 ay taksitle bile alamadığınız o giriş seviyesi basit arabaları bu adamlar eşlerine nakit cash para ile alabiliyorlar. Çünkü sıcak para bu adamların cebinde dönüyor aslında. Uzun lafın kısası evet sanayide çalışmakta herkesin harcı değildir. En basitinden bir otomobil bile dünya kadar mühendislik çalışması içerir ve bunu anlayamadan iş yapamazsınız. Hani o kafası basmayan çocuklar okumaz sanıyor ya bazılarınız.. O iş öyle değil. Artık herkes yazılımcı, herkes doktor, herkes mühendis. Para gerçekten çok enteresan bir biçimde büyüklerin “okuyun, okuyun” sözlerine baka baka adil olmayan bir biçimde el değiştirdi. Üzgünüm bu böyle uzun süre de sürecek. Esas sıkıntı hiç kimsenin çocuğunu göndermek istememesinden mütevellit berber dahi bulamamamızdan başlayacak mesela. *Avrupa gibi bir saç traşına 25eur ödeyip çıkarız herhalde.*
