Her şey bir gün değişime yenik düşecektir. Ya değişecek, ya deforme olup kaybolacak, ya da sessiz sedasız kendini bozmadan bitirecektir kendini. Sanat müziğinin geleceği sanırım üçüncü söylediğim ihtimale uyuyor. Ona yakışan da bu olur zaten. Acı ama olması gerektiği gibi. Peki neden böyle? Şundan böyle: Sekizler çocuklarından biriyim ben de, çok müzik dinlerim ama alkol almadığım sürece kolay kolay sanat müziği dinlemem. Ama sanat müziğini özellikle dinlemememe rağmen, tıpkı nesildaşlarım gibi onlarca TSM şarkısı bilirim. Her çalan TSM şarkısının ya sözleri ya ezgisi mutlaka bir şekilde tanıdık gelir, çoğunu ise eşlik edecek derecede bilirim. Çünkü babalarımız, annelerimiz biz küçükken bunları dinliyordu. Evde oturup bol bol TV'de Türk filmi izleyen bir nesiliz biz ve bu filmlerde de çokça bulunurdu. Yani kendi isteğimiz dışında maruz kaldık bu müziğe biz. (İyi ki de maruz kaldık, orası ayrı tabii) Babamız traş olurken söylüyordu ondan kaptık, annemizle beraber Hülya Koçyiğit filmleri izledik ondan kaptık, sonra teknoloji biraz daha gelişti, kasetler aldı ailemiz. Muazzez Ersoy un, nostalji serisi dolaştı elden ele, onlar dinledi, biz de dinledik. Güzel şarkılardı ayrıca çok küçüklüğümüzden aşina olduğumuz için (insanların müzik zevkini daha bebekken kazandığına, bu yüzden hiçbir zaman ne TSM den anlayan bir Avrupalı, ne de klasik müziği içten sevebilecek bir Türk olamayacağını iddia eden bir teori vardı bi de, ama onun sırası değil şimdi) daha kolay kabul ediyorduk bu müziği, peki bundan sonra gelen nesille ne olacak? Biz ya çocuğu olan ya da en kötümser ihtimalle 6-7 sene içinde yeni bir nesil yaratacak olan bir nesiliz ama bizim için TSM bir nüans olacak sadece. Geçmişi, artık kayıp giden anıları hatırlatan, gülümseten, duyduğumuzda eşlik ettiğimiz, duymadığımızda eksikliğini hissetmediğimiz bir müzik. MP3'lerini nadir indirdiğimiz, gidip albümlerini satın almadığımız bir müzik. Ülkemizde en iyi kimin icra ettiğini ya da içindeki genç yetenekleri takip etmediğimiz bir müzik. Ve çok azımız yeni nesli ortaya çıkardığımızda bu şarkıları dinliyor olacağız. Çok azımızın çocuğu bu şarkılara kulağı aşina olarak büyüyecek. Ve onlar artık bilmeyecekler bu şarkıları. Duydukları zaman da dedelerimiz bu şarkıları dinlermiş diye dinleyecekler, eski Türk filmlerini izlemeye tenezzül etmeyecek çoğu, farkında olmadan daha da uzaklaşacaklar bu müzikten ve onlar bilmediklerinden bir 30 yıl sonraki nesil daha az bilecek TSM hakkında ve sonra azalarak bitecek bu müzik. Tabii yine icra edenler olacak, bundan 200 sene sonra belki hala dinleyenler olacak, ama şimdiki gibi herkesin repertuarında olmayacak bu şarkılar, şu yorgan işlemecileri gibi nesli tükecek ve günün birinde bu müziği bilen bir kaç yüz kişi kalacak. Acı belki, gerçek ama.