Başlık: Turkcell Müşteri Hizmetleri'ndeki Dini Yönlendirme ve Kötü Hizmet
Turkcell Müşteri Hizmetleri departmanı ile son deneyimim, şirketin hizmet kalitesindeki düşüşü ve siyasi/dini taraflılığı hakkında bir uyarı hikayesi olarak hizmet vermektedir. Son bir saat içinde, biri kadın diğeri erkek olan iki müşteri temsilcisiyle (MT) konuşmam, şaşırtıcı ve rahatsız edici bir şekilde sona erdi.
Kadın MT ile konuşmam sırasında, sorunumu çözmekten kaçınan ve sorumsuzca davranan bir tutum sergiledi. Görüşmeyi sonlandırırken, "Allaha emanet olun" diyerek dinî bir ifadede bulundu. Bu ifade, bir müşteri hizmet temsilcisi tarafından uygun olmayan ve Turkcell'in laik değerlerini yansıtmayan bir yorumdu.
Ertesi dakika, erkek MT ile bağlantı kurdum ve sorunu çözmek için yardım istedim. Ancak o da dinî bir yola saptı ve "Hayırlı Cumalar" diyerek yanıt verdi. Bu noktada, şaşkınlık ve kızgınlık içinde kaldım, çünkü ben Müslüman değilim ve bu tür bir selam, benim gibi farklı inançlara sahip müşterileri dışlayan bir tutum sergiliyor.
Bu durum, Turkcell'in Müşteri Hizmetleri departmanının, özellikle de varlık fonu sayesinde AKP'nin kadrolaşmasının bir sonucu olarak, dini tandanslı konuşmaların teşvik edildiğini ve hatta zorunlu hale getirildiğini gösteriyor. MT'lerin kurabileceği cümleler belli ve birilerinin bu konuşmalara dini bir yön vermesi isteniyor.
Bu durum, şirketin müşteri hizmetleri politikasına gölge düşürmekte ve laik değerlere bağlı kalması gereken bir telekomünikasyon şirketinin dinî siyasi taraflılık göstermesine yol açmaktadır. Turkcell'in, çalışanlarını bu tür tarafsız ve kapsayıcı olmayan konuşmalar yapmaktan alıkoymak için acil adımlar atması gerekmektedir.
Müşteriler, dinî inançlarına bakılmaksızın, saygı ve eşitlik görmeyi hak ediyorlar. Bu deneyim, Turkcell'in hizmet kalitesindeki düşüşü ve siyasi/dini taraflılığı hakkında bir uyarı olarak görülmeli ve şirket, müşteri memnuniyetini yeniden sağlamaya odaklanmalıdır.
Turkcell Müşteri Hizmetleri departmanı ile son deneyimim, şirketin hizmet kalitesindeki düşüşü ve siyasi/dini taraflılığı hakkında bir uyarı hikayesi olarak hizmet vermektedir. Son bir saat içinde, biri kadın diğeri erkek olan iki müşteri temsilcisiyle (MT) konuşmam, şaşırtıcı ve rahatsız edici bir şekilde sona erdi.
Kadın MT ile konuşmam sırasında, sorunumu çözmekten kaçınan ve sorumsuzca davranan bir tutum sergiledi. Görüşmeyi sonlandırırken, "Allaha emanet olun" diyerek dinî bir ifadede bulundu. Bu ifade, bir müşteri hizmet temsilcisi tarafından uygun olmayan ve Turkcell'in laik değerlerini yansıtmayan bir yorumdu.
Ertesi dakika, erkek MT ile bağlantı kurdum ve sorunu çözmek için yardım istedim. Ancak o da dinî bir yola saptı ve "Hayırlı Cumalar" diyerek yanıt verdi. Bu noktada, şaşkınlık ve kızgınlık içinde kaldım, çünkü ben Müslüman değilim ve bu tür bir selam, benim gibi farklı inançlara sahip müşterileri dışlayan bir tutum sergiliyor.
Bu durum, Turkcell'in Müşteri Hizmetleri departmanının, özellikle de varlık fonu sayesinde AKP'nin kadrolaşmasının bir sonucu olarak, dini tandanslı konuşmaların teşvik edildiğini ve hatta zorunlu hale getirildiğini gösteriyor. MT'lerin kurabileceği cümleler belli ve birilerinin bu konuşmalara dini bir yön vermesi isteniyor.
Bu durum, şirketin müşteri hizmetleri politikasına gölge düşürmekte ve laik değerlere bağlı kalması gereken bir telekomünikasyon şirketinin dinî siyasi taraflılık göstermesine yol açmaktadır. Turkcell'in, çalışanlarını bu tür tarafsız ve kapsayıcı olmayan konuşmalar yapmaktan alıkoymak için acil adımlar atması gerekmektedir.
Müşteriler, dinî inançlarına bakılmaksızın, saygı ve eşitlik görmeyi hak ediyorlar. Bu deneyim, Turkcell'in hizmet kalitesindeki düşüşü ve siyasi/dini taraflılığı hakkında bir uyarı olarak görülmeli ve şirket, müşteri memnuniyetini yeniden sağlamaya odaklanmalıdır.