debe'ye giren entry'de çok fazla kafa karıştırıcı ve inandırıcı olmayan yer var. En basitinden, 13k birikimle, 2 sene içinde sadece doordash yaparak golete sifir bir ev aldim derseniz, sadece Türkiye'de yaşayan insanları kandırabilirsiniz.
Öncelikle ortalama saatlik doordash ücreti 20-25 dolar arasındadır. Hadi 30 olsun diyelim, bu da senede $62.400 yapar. (%20-25'i vergiye gidecek onu da kesin) Kar ki, kıyamet demeden günde 8 saat çalışan birinin yapacağı para bu. Ki dediğine göre Kuzey Doğu eyaletlerinden birisine taşınmış. Bu bölgenin soğukluğu çok fazla olur çünkü ben de bu eyaletlerden birinde yaşıyorum. Maaşla bu yukarıda yazdığı evi almasının olanağı yok. Ev için down payment yapacağı bir birikimi dehi yok. Düşük gelirliler için yardım programları var. Down payment yapmadan da ev alabiliyorsunuz ama hangi banka bu kadar düşük bir gelir için böyle bir ev için kredi verir? Evet, hiçbir banka vermez. Hele hele doordash gibi bir 1 hafta sonra ne olacağının belli olmayan bir mesleğiniz varsa. Yani yazarın bize söylemediği başka noktalar var burada. Ya tanışıklığı var, ya Türkiye'den ailesinden bir yerden yuklu para getirdi ve bunu yazma gereği duymadı.
İkinci olay, çocuklu çocuk 4 kişi gelmişler anlaşılan. Liseye giden çocuk ne hikmetse gelir gelmez derece yapmış. İngilizce yeterlilik sorunu yaşamış. Burslu üniversitede devam ediyormuş. Şimdi Türkiye'de hangi lise bu seviyede İngilizce öğretiyor? Buraya gelir gelmez buradaki OSS'sinden (GMAT) derece yaparak çıkıyor. Burada bize söylenen noktalar var yine. Türkiye'de ev alamayan birisinin çocuğunu koleje göndereceğini düşünmüyor musunuz heralde? Devlet okullarında böyle bir İngilizce öğretilmiyor. Yıllardir Amerika'ya gelme planı vardı deseniz o da tutmuyor çünkü dediğine göre yeşil kart çekilisi ile gelmişler. Yani şans işi. Diğer çocuk da şimdi aynı yolda ilerliyormuş daha ortaokulda olmasına rağmen. Herkes anadili gibi İngilizce biliyor sanırım yaşına bakılmaksızın. Belki de yazarın eşi Amerikalı olabilir. Ancak böyle mantıklı oluyor yoksa.
Demek istediğim, yazarın yaptığı şeyler yapılamayacak şeyler değil. Ama yukarıda yazdığı hikaye tutarlı değil. Bizim bilmediğimiz başka noktalar var. Amerika'yı böyle toz pembe göstererek insanları yanıltması doğru değil. Şimdi benim bu yazdığım yazıyı işaretleyerek "İste bu insanlar yüzünden Türkiye'den kaçtım" diyebilir. Malesef kaçamadin çünkü artık aynı ülkede yaşıyoruz.
Öncelikle ortalama saatlik doordash ücreti 20-25 dolar arasındadır. Hadi 30 olsun diyelim, bu da senede $62.400 yapar. (%20-25'i vergiye gidecek onu da kesin) Kar ki, kıyamet demeden günde 8 saat çalışan birinin yapacağı para bu. Ki dediğine göre Kuzey Doğu eyaletlerinden birisine taşınmış. Bu bölgenin soğukluğu çok fazla olur çünkü ben de bu eyaletlerden birinde yaşıyorum. Maaşla bu yukarıda yazdığı evi almasının olanağı yok. Ev için down payment yapacağı bir birikimi dehi yok. Düşük gelirliler için yardım programları var. Down payment yapmadan da ev alabiliyorsunuz ama hangi banka bu kadar düşük bir gelir için böyle bir ev için kredi verir? Evet, hiçbir banka vermez. Hele hele doordash gibi bir 1 hafta sonra ne olacağının belli olmayan bir mesleğiniz varsa. Yani yazarın bize söylemediği başka noktalar var burada. Ya tanışıklığı var, ya Türkiye'den ailesinden bir yerden yuklu para getirdi ve bunu yazma gereği duymadı.
İkinci olay, çocuklu çocuk 4 kişi gelmişler anlaşılan. Liseye giden çocuk ne hikmetse gelir gelmez derece yapmış. İngilizce yeterlilik sorunu yaşamış. Burslu üniversitede devam ediyormuş. Şimdi Türkiye'de hangi lise bu seviyede İngilizce öğretiyor? Buraya gelir gelmez buradaki OSS'sinden (GMAT) derece yaparak çıkıyor. Burada bize söylenen noktalar var yine. Türkiye'de ev alamayan birisinin çocuğunu koleje göndereceğini düşünmüyor musunuz heralde? Devlet okullarında böyle bir İngilizce öğretilmiyor. Yıllardir Amerika'ya gelme planı vardı deseniz o da tutmuyor çünkü dediğine göre yeşil kart çekilisi ile gelmişler. Yani şans işi. Diğer çocuk da şimdi aynı yolda ilerliyormuş daha ortaokulda olmasına rağmen. Herkes anadili gibi İngilizce biliyor sanırım yaşına bakılmaksızın. Belki de yazarın eşi Amerikalı olabilir. Ancak böyle mantıklı oluyor yoksa.
Demek istediğim, yazarın yaptığı şeyler yapılamayacak şeyler değil. Ama yukarıda yazdığı hikaye tutarlı değil. Bizim bilmediğimiz başka noktalar var. Amerika'yı böyle toz pembe göstererek insanları yanıltması doğru değil. Şimdi benim bu yazdığım yazıyı işaretleyerek "İste bu insanlar yüzünden Türkiye'den kaçtım" diyebilir. Malesef kaçamadin çünkü artık aynı ülkede yaşıyoruz.