Türkiye'nin Geri Kalma Nedenleri
İlk olarak, siyasetten medet ummak ve sorgusuz sualsiz önüne sunulan şahıslara hayranlık duymak. Bu durum, özellikle genç nesiller arasında yaygın bir problem. Ülkenin gelişimi için siyaset kurumuna ve liderlere güvenmek yerine, sorgulamak ve eleştirmekten yana olmalıyız. Ayrıca, vasıfsız insanlara önem vermek de geri kalmamızın sebeplerinden biri. Vasıfsız dedikinde sadece eğitimli olmayanları değil, aynı zamanda topluma katkıda bulunmayan, gündelik menfaatlerle yol alan "modern" diye tabir edilen insanları da kastediyoruz. Bu tip insanlar, genellikle jakoben bir bakış açısına sahiptirler ve yaşadıkları yerin değerini bilmeden, modernlik yanılsaması içinde yaşamaktalar.
Ülkenin son 20 yıllık değil, son 40 yıllık sorunudur bu. Siyaset kurumundan umudu kesenlerin, doktora yapmanın ve 200.000 TL'lik başarısızlık hikayelerinin bir araya gelmesiyle oluşan bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu durumun sorumlusu olarak, hırsızlıkla ve haksızlıkla edindikleri unvanlara sahip, profesörlerden müsteşarlara, subaydan CEO'ya, doçentten müdüre, yüksek mühendislere kadar sayabileceğimiz "eğitimli" kesimi de unutmamak gerekir.
Bu içerikte, Türkiye'nin geri kalmasının sebeplerine agresif bir şekilde eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıldı. Ülkenin gelişimi için siyasetten uzaklaşmak ve vasıfsız insanlara önem vermek yerine, topluma katkıda bulunan, sorgulayan ve eleştiren bir toplum bilinçlenmesine vurgu yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.
İlk olarak, siyasetten medet ummak ve sorgusuz sualsiz önüne sunulan şahıslara hayranlık duymak. Bu durum, özellikle genç nesiller arasında yaygın bir problem. Ülkenin gelişimi için siyaset kurumuna ve liderlere güvenmek yerine, sorgulamak ve eleştirmekten yana olmalıyız. Ayrıca, vasıfsız insanlara önem vermek de geri kalmamızın sebeplerinden biri. Vasıfsız dedikinde sadece eğitimli olmayanları değil, aynı zamanda topluma katkıda bulunmayan, gündelik menfaatlerle yol alan "modern" diye tabir edilen insanları da kastediyoruz. Bu tip insanlar, genellikle jakoben bir bakış açısına sahiptirler ve yaşadıkları yerin değerini bilmeden, modernlik yanılsaması içinde yaşamaktalar.
Ülkenin son 20 yıllık değil, son 40 yıllık sorunudur bu. Siyaset kurumundan umudu kesenlerin, doktora yapmanın ve 200.000 TL'lik başarısızlık hikayelerinin bir araya gelmesiyle oluşan bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu durumun sorumlusu olarak, hırsızlıkla ve haksızlıkla edindikleri unvanlara sahip, profesörlerden müsteşarlara, subaydan CEO'ya, doçentten müdüre, yüksek mühendislere kadar sayabileceğimiz "eğitimli" kesimi de unutmamak gerekir.
Bu içerikte, Türkiye'nin geri kalmasının sebeplerine agresif bir şekilde eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşıldı. Ülkenin gelişimi için siyasetten uzaklaşmak ve vasıfsız insanlara önem vermek yerine, topluma katkıda bulunan, sorgulayan ve eleştiren bir toplum bilinçlenmesine vurgu yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.