Türkiye'den siktir olup gitme kararı vermiş biri olarak deneyimlerimi paylaşmak istiyorum. Türkiye'de yaşadığım stresli günlerin ardından kaçış bulduğum günlerin sayısını tutmaya başladım. Son konuştuğum arkadaşımın anlattığı bir olay beni derinden sarsarak düşündürdü. Çocuğuyla ailesiyle pikniğe giden biri, bin lira vererek aldığı topu bastıkları yerde kaybediyor ve yan masada oturan bir grup tarafından alındığını iddia ediliyor. Olayın yalnızca maddi boyutunu düşünmek bile insanı içinden çıkılmaz bir ruh hali içerisine sokmaya yeter. Bu durum fakirlikle değil, ahlaksızlıkla ilgili bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Karşılaştığım bir diğer örnek ise farklı bir ülkede otobüste unutulan bir cüzdandan bahsediyor. İki gün sonra cüzdan sahibine ulaştırılıyor. Bu tip insani değerlerin yerleştiği yerlerde huzur ve güven hissi daha belirgin oluyor.
Yıllar önce bir projede yer aldığımızı hatırlayarak bir anıma göz atıyorum. Satranç parkı yapma projemizde bir abimiz taşların içine güvenlik önlemleri almak gerektiğini söylemişti. Neden diye sorduğumda cevabı çarpıcıydı: "Çalarlar." Kimsenin bunun neden olduğunu sorgulamadığını hatırlıyorum ve günümüzde yaşadığım olaylara baktığımda kendimi şaşırtmamak için çabalıyorum. Bir gün barda bıraktığım laptopumun çalınıp çalınmayacağını sormam üzerine aldığım yanıt da işte bu farklı zihniyetin bir yansımasıydı. Çalınan sadece maddi şeyler değil, insanlar da çalınabilir. Zamanınızı, emeğinizi hatta ilginizi bile çalarlar ve bunu normal bir davranış gibi görebilirler.
Dil öğrenmek ve farklı yerlerde yaşamak, beni Türkiye'den uzaklaştıran en büyük sebeplerden biri oldu. 3 ayda 13 kilo vererek sağlıklı bir şekilde yaşama adım attım ve her gün gülümseyerek uyanıyorum. Artık yavaş yavaş, yıllardır üzerimden çalınan ne varsa fark etmeye başladım. Gençlere söylemek istediğim bir tavsiye var: Kaçın, kurtulun, yamyamlara mecbur kalmayın. Geleceğinizin sizin ellerinizde olduğunu unutmayın.
Yarın 37 yaşına gireceğim ve bu yaşa kadar benden çalınanları düşündükçe içim burkuluyor. Kendinizi koruyun, bilinçlenin ve daha güvenli bir yaşam için önlemlerinizi alın. Tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla şeyi geri alacağınızı göreceksiniz. Umutsuzluğa kapılmayın, değişim mümkün.
Yıllar önce bir projede yer aldığımızı hatırlayarak bir anıma göz atıyorum. Satranç parkı yapma projemizde bir abimiz taşların içine güvenlik önlemleri almak gerektiğini söylemişti. Neden diye sorduğumda cevabı çarpıcıydı: "Çalarlar." Kimsenin bunun neden olduğunu sorgulamadığını hatırlıyorum ve günümüzde yaşadığım olaylara baktığımda kendimi şaşırtmamak için çabalıyorum. Bir gün barda bıraktığım laptopumun çalınıp çalınmayacağını sormam üzerine aldığım yanıt da işte bu farklı zihniyetin bir yansımasıydı. Çalınan sadece maddi şeyler değil, insanlar da çalınabilir. Zamanınızı, emeğinizi hatta ilginizi bile çalarlar ve bunu normal bir davranış gibi görebilirler.
Dil öğrenmek ve farklı yerlerde yaşamak, beni Türkiye'den uzaklaştıran en büyük sebeplerden biri oldu. 3 ayda 13 kilo vererek sağlıklı bir şekilde yaşama adım attım ve her gün gülümseyerek uyanıyorum. Artık yavaş yavaş, yıllardır üzerimden çalınan ne varsa fark etmeye başladım. Gençlere söylemek istediğim bir tavsiye var: Kaçın, kurtulun, yamyamlara mecbur kalmayın. Geleceğinizin sizin ellerinizde olduğunu unutmayın.
Yarın 37 yaşına gireceğim ve bu yaşa kadar benden çalınanları düşündükçe içim burkuluyor. Kendinizi koruyun, bilinçlenin ve daha güvenli bir yaşam için önlemlerinizi alın. Tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla şeyi geri alacağınızı göreceksiniz. Umutsuzluğa kapılmayın, değişim mümkün.