2019 yılında yayımlanan "Uçan Mabet" adlı roman, saygın çevirmen Çiğdem Erkal'ın ilk edebi eseridir. Erkal, daha önce "Yüzüklerin Efendisi" ve "Yerdeniz Büyücüsü" gibi önemli eserlerin çevirilerini yapmış ve bu eserlerle tanınmıştır. Bilim-kurgu türündeki bu eserin oldukça etkileyici ve gerekliliğine inanıyorum.
Kitap, gezegenler arası ticari bir anlaşma için Karonlular'ın gezegenine gitmeye çalışan dokuz kişilik bir mürettebatın, yanlışlıkla Yaft adı verilen gezegene inmesini konu alıyor. Yaft, henüz evrimini tamamlamamış bir gezegen olarak tasvir ediliyor.
Evrende evrimsel gelişimin her gezegen için benzer olduğu varsayımı yapılarak, bazı gezegenlerin evrimini tamamlamaması durumunda müdahale edilmesinin yasak olduğu vurgulanmaktadır. Ticaret ve anlaşmalar genellikle gelişmiş gezegenlerle, karanoktalar adı verilen enerji geçiş bölgeleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
Kitapta her gezegenin kültürel ve dil özelliklerinin farklı olmasına rağmen, iletişimi sağlayan ortak bir dil olan "İdrak Lisanı" tanımlanmaktadır. Bu sayede zihinsel olarak gelişmiş varlıklar beyin dalgalarıyla iletişim kurabilmekte ve dil engelleri aşılabilmektedir.
Yaft gezegeninde ise henüz evrimini tamamlamamış varlıkların İdrak Lisanı'na sahip olmadığı ve bir dini sınıf olan Kocabaşlar tarafından yönlendirildiği anlatılmaktadır. Piri olarak adlandırılan Kocabaşlar lideri, Dokuzlarla iletişim kurabilen tek kişidir ve halkın gelişimini hızlandırmak için Dokuzlardan yardım talep etmektedir.
Dokuzlar, insanlar tarafından gökten inmiş tanrılar olarak görülmekte ve Yaft gezegeninde bir sıkışmışlık yaşamaktadırlar. Dokuzlar, Yaft'ta kalıp insanların evrimine müdahale etme veya ayrı bir hayat sürme seçenekleri arasında kalmaktadırlar.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde bu müdahalenin sonuçları ve Yaft'ın geleceği ele alınmaktadır. Bu derinlikli hikayenin, günümüzün popüler ancak sığ kişisel gelişim ve motivasyon kitapları arasında öne çıktığını düşünüyorum. Bu türden daha fazla düşünce ve emek gerektiren eserlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Son olarak bir alıntıyla bitirmek istiyorum: "Gelişim, içsel bir süreçtir. Dışardan bir şeyler yapılarak gerçekleştirilemez. Kendi gelişimimizi tamamlayarak 'anlayabilme' seviyesine ulaşmalıyız. Bu aşamadan önce öğrendiklerimiz sadece ezberlenir, gerçek anlayış kendi içimizden gelir."
Kitap, gezegenler arası ticari bir anlaşma için Karonlular'ın gezegenine gitmeye çalışan dokuz kişilik bir mürettebatın, yanlışlıkla Yaft adı verilen gezegene inmesini konu alıyor. Yaft, henüz evrimini tamamlamamış bir gezegen olarak tasvir ediliyor.
Evrende evrimsel gelişimin her gezegen için benzer olduğu varsayımı yapılarak, bazı gezegenlerin evrimini tamamlamaması durumunda müdahale edilmesinin yasak olduğu vurgulanmaktadır. Ticaret ve anlaşmalar genellikle gelişmiş gezegenlerle, karanoktalar adı verilen enerji geçiş bölgeleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.
Kitapta her gezegenin kültürel ve dil özelliklerinin farklı olmasına rağmen, iletişimi sağlayan ortak bir dil olan "İdrak Lisanı" tanımlanmaktadır. Bu sayede zihinsel olarak gelişmiş varlıklar beyin dalgalarıyla iletişim kurabilmekte ve dil engelleri aşılabilmektedir.
Yaft gezegeninde ise henüz evrimini tamamlamamış varlıkların İdrak Lisanı'na sahip olmadığı ve bir dini sınıf olan Kocabaşlar tarafından yönlendirildiği anlatılmaktadır. Piri olarak adlandırılan Kocabaşlar lideri, Dokuzlarla iletişim kurabilen tek kişidir ve halkın gelişimini hızlandırmak için Dokuzlardan yardım talep etmektedir.
Dokuzlar, insanlar tarafından gökten inmiş tanrılar olarak görülmekte ve Yaft gezegeninde bir sıkışmışlık yaşamaktadırlar. Dokuzlar, Yaft'ta kalıp insanların evrimine müdahale etme veya ayrı bir hayat sürme seçenekleri arasında kalmaktadırlar.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde bu müdahalenin sonuçları ve Yaft'ın geleceği ele alınmaktadır. Bu derinlikli hikayenin, günümüzün popüler ancak sığ kişisel gelişim ve motivasyon kitapları arasında öne çıktığını düşünüyorum. Bu türden daha fazla düşünce ve emek gerektiren eserlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Son olarak bir alıntıyla bitirmek istiyorum: "Gelişim, içsel bir süreçtir. Dışardan bir şeyler yapılarak gerçekleştirilemez. Kendi gelişimimizi tamamlayarak 'anlayabilme' seviyesine ulaşmalıyız. Bu aşamadan önce öğrendiklerimiz sadece ezberlenir, gerçek anlayış kendi içimizden gelir."