"Yaşam Çiçeğinin Unutulmuş Sırrı" adlı kitabın içeriği, açıkçası oldukça hayal kırıklığı yarattı. Kitabın ilk birkaç sayfasına göz atmak niyetim, birden dört sayfa okuma cüretine dönüştü; bu kadar dayanabildim. Kitap, akıl almaz ve mantıksız fikirler üzerine kurulu, zaman kaybından başka bir şey olmayan bir eser.
Kitabın yazarı, muhtemelen okurlarını şaşırtmak ve etkilemek niyetinde olsa gerek ki, ortaya koyduğu teoriler ve argümanlar, akıl dışılık sınırlarını aşıyor. Kitap, ilk birkaç sayfadan itibaren okuru garip ve anlaşılmaz bir dünyaya sürüklüyor; bu dünyada gerçeklik algısı tamamen yitirilmiş, mantık kuralları rafa kalkmış. Yazarın hayal gücü, okuyucuyu tuhaf bir yolculuğa çıkarmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki.
Okuduğum kısımlarda, yazarın fikirlerini desteklemek için sunduğu "kanıtlar" ve "gerçek hayat örnekleri" olduğunu iddia ettiği anekdotlar, hiçbir bilimsel temele dayanmayan, tek taraflı ve önyargılı görüşlerden ibaret. Yazarın, kendi teorilerini desteklemek adına gerçekleri bükme ve manipüle etme çabası, okuru ikna etmekten çok, kafasını karıştırıyor.
Kitabın dili ve yapısı da bir o kadar karışık. Cümleler uzunca ve anlaşılmaz, fikirleri ifade ediş şekli de kafa karıştırıcı. Yazarın düşüncelerini net bir şekilde aktarmakta zorlandığı hissine kapıldım. Bu durum, okuma deneyimini daha da zorlaştırıyor; çünkü okur, yazarın ne demek istediğini anlamaya çalışırken kendini bir labirentin içinde buluyor.
Açıkçası, bu kitabın popüler olmasından ve bazı okurlar tarafından beğenilmesinden şaşkınlık duyuyorum. Bu saçmalıkları nasıl anlayabiliyorlar, nasıl bu kadar çok sayfa okuyabiliyorlar, gerçekten merak ediyorum. Belki de bu kitap, belirli bir zihniyetin ve dünya görüşünün ürünüdür; ancak benim için, zamanımı ve enerjimi boşa harcayan, hayal kırıklığı yaratan bir deneyimden öteye gidemiyor.
Bu kitap, bana göre, okunmaması gerekenler listesinde ilk sıralara yerleşti. Zamanımı çaldığı için bile yazarına kızgınım. Kesinlikle tavsiye etmem; çünkü bu kitap, okurları yanlış yönlendirebilecek ve gerçeklik algılarını bozabilecek potansiyel tehlikeler içeriyor.
Kitabın yazarı, muhtemelen okurlarını şaşırtmak ve etkilemek niyetinde olsa gerek ki, ortaya koyduğu teoriler ve argümanlar, akıl dışılık sınırlarını aşıyor. Kitap, ilk birkaç sayfadan itibaren okuru garip ve anlaşılmaz bir dünyaya sürüklüyor; bu dünyada gerçeklik algısı tamamen yitirilmiş, mantık kuralları rafa kalkmış. Yazarın hayal gücü, okuyucuyu tuhaf bir yolculuğa çıkarmaktan öteye gidemiyor ne yazık ki.
Okuduğum kısımlarda, yazarın fikirlerini desteklemek için sunduğu "kanıtlar" ve "gerçek hayat örnekleri" olduğunu iddia ettiği anekdotlar, hiçbir bilimsel temele dayanmayan, tek taraflı ve önyargılı görüşlerden ibaret. Yazarın, kendi teorilerini desteklemek adına gerçekleri bükme ve manipüle etme çabası, okuru ikna etmekten çok, kafasını karıştırıyor.
Kitabın dili ve yapısı da bir o kadar karışık. Cümleler uzunca ve anlaşılmaz, fikirleri ifade ediş şekli de kafa karıştırıcı. Yazarın düşüncelerini net bir şekilde aktarmakta zorlandığı hissine kapıldım. Bu durum, okuma deneyimini daha da zorlaştırıyor; çünkü okur, yazarın ne demek istediğini anlamaya çalışırken kendini bir labirentin içinde buluyor.
Açıkçası, bu kitabın popüler olmasından ve bazı okurlar tarafından beğenilmesinden şaşkınlık duyuyorum. Bu saçmalıkları nasıl anlayabiliyorlar, nasıl bu kadar çok sayfa okuyabiliyorlar, gerçekten merak ediyorum. Belki de bu kitap, belirli bir zihniyetin ve dünya görüşünün ürünüdür; ancak benim için, zamanımı ve enerjimi boşa harcayan, hayal kırıklığı yaratan bir deneyimden öteye gidemiyor.
Bu kitap, bana göre, okunmaması gerekenler listesinde ilk sıralara yerleşti. Zamanımı çaldığı için bile yazarına kızgınım. Kesinlikle tavsiye etmem; çünkü bu kitap, okurları yanlış yönlendirebilecek ve gerçeklik algılarını bozabilecek potansiyel tehlikeler içeriyor.