Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Ürdün

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Ürdün (Arapça: الأردن, el-Ürdün) ya da resmî adıyla Ürdün Hâşimi Krallığı (Arapça: el-Memleketü’l-Ürdüniyyetü’l-Hâşimiyye), Orta Doğu'da bulunan bir Arap ülkesidir. Asya, Afrika ve Avrupa'nın kesişiminde bulunan ülke, Levant bölgesine dahildir ve Şeria Nehri'nin doğu yakasında yer alır. Kuzeyinde Suriye, kuzeydoğusunda Irak, güneyinde ve doğusunda Suudi Arabistan, batısında İsrail ve Batı Şeria ile Lut Gölü yer almaktadır. Ülkenin güneybatıda bulunan 26km kıyısı Akabe Körfezi yoluyla Kızıldeniz'e açılmaktadır. Akabe Körfezi Ürdün'ü Mısır'dan ayırır. Ürdün yarı kurak bir ülke olup yüz ölçümü 89 bin km2, nüfusu yaklaşık 10 milyondur. Bu da Ürdün'ü 11. en kalabalık Arap ülkesi yapmaktadır. Halkının %95'i Sünni Müslüman olan Ürdün'ün resmî dini İslam'dır, ayrıca Hristiyan azınlık da bulunur. Başkenti ve en büyük şehri Amman'dır. Günümüzde Ürdün'ün bulunduğu topraklarda insan yaşamı Eski Taş Çağı'nda başladı. Tunç Çağı'nın sonunda bölgede üç krallık ortaya çıktı: Ammonlular, Moavlılar ve Edomlular. İlerleyen dönemlerde Asur İmparatorluğu, Babil İmparatorluğu, Nabatî Krallığı, Ahameniş İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu, Râşîdîn Halifeliği, Emevîler, Abbasîler ve Osmanlı İmparatorluğu Ürdün'e hükmetti. I. Dünya Savaşı sırasında 1916'da Osmanlılara karşı gerçekleşen Arap Ayaklanması'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu Britanya va Fransa tarafından parçalandı. Mavera-i Ürdün (Transürdün) Emirliği 1921'de Britanya himayesi altında Haşimoğulları'ndan I. Abdullah tarafından kuruldu. 1946'da Mavera-i Ürdün Hâşimi Krallığı adıyla bağımsız olan ülke, 1948 Arap-İsrail Savaşı'nda Batı Şeria'yı ele geçirmesinin ardından 1949'da Ürdün Hâşimi Krallığı adını aldı. Batı Şeria'yı 1967'de kaybeden Ürdün, 1988'de bölge üzerindeki hak taleplerinden vazgeçti ve 1994'de İsrail ile barış antlaşması imzalayan ikinci Arap devleti oldu. Ürdün meşrutiyetle yönetilen bir ülkedir, ancak kralın yürütme ve yasama üzerinde geniş yetkileri bulunmaktadır. Ülke birçokları tarafından karmaşa içindeki Orta Doğu'da bir "istikrar vahası" olarak anılmıştır. 2010'daki Arap Baharı'nın ardından gelen şiddet dalgasından neredeyse hiç etkilenmemiştir. Ürdün 1948'den bu yana çatışma içerisinde bulunan komşu ülkelerden mülteci kabul etmiştir. 2015 sayımına göre ülkede 2,1 milyon Filistinli ve 1,4 milyon Suriyeli mülteci bulunmaktadır. Ürdün yüksek bir İnsani Gelişme Endeksi'ne sahiptir ve 102. sıradadır. Üst-orta gelirli bir ekonomi olarak değerlendirilmektedir. Turizm ve sağlık sektörleri gelişmiştir. Doğal kaynakların kıtlığı, mülteci akını ve bölgesel çalkantılar Ürdün ekonomisinin önündeki engellerdir. Ülke Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın kurucu üyesidir. Tarih sol|upright=0.91|küçükresim Ürdün İslamiyet yayılınca Arap-İslam Devleti'nin sınırları altındaydı. Bir dönem sonra; önce Memluk, sonra Osmanlı egemenliğine giren Ürdün, I. Dünya Savaşı sonunda Türk egemenliğinden çıktı. 1921 yılında İngiliz mandası olarak Mavera-i Ürdün Emirliği adını aldı ve başına da Şerif Hüseyin'in oğlu I. Abdullah geçti. I. Abdullah, İngilizlerden bağımsız hareket etmek isteyince öldürüldü ve yerine oğlu Tallal geçti. Akli dengesini yitiren Tallal tedavi olmak için İstanbul'a geldi ve yerine oğlu Hüseyin geçti. Hüseyin'in ölümünden sonra ise yerini Kral II. Abdullah aldı. Ürdün, II. Dünya Savaşı'nın ardından bağımsız bir krallık oldu. Antik Çağda Ürdün 2012 yılındaki arkeolojik araştırmalar sonunda, tarihteki ilk amfitiyatronun Ürdün'ün Faynan Vadisi'nde MÖ 9600 yılı civarında yapıldığı ortaya çıkmıştır. Kömünal binaların bulunduğu bir köy de bulunmuştur. Tarımdan önce yerleşik hayata geçildiğinin ispatı, Neolitik Devrim kavramının yerleşik hayata geçme nedeninin tarım olduğu varsayımının sorgulanmasına da yol açmıştır. Ürdün İsminin Geliş Yeri Ürdün isminin aslı Ürdün Nehri'nden gelir. Ürdün kelimesinin aslı olan JORDAN, "Jor" kelimesi; Ürdün'deki Kutsal Elmar nehrinden, "Dan" ise; bazı dillerde o bölgedeki yaşayan halka verilen isimdir. Zaman içerisinde "Urdun" ismini almıştır. Araplar ise onu El-Urdun olarak adlandırmışlardır. Komşu bölge Ürdün Nehri'nin orada doğup bitmesi dolayısı ile Filistin ve Ürdün olarak bilinir. Ürdün kelimesinin ise güç ve azamet anlamı vardır ve bu ismin Nuh'un torunlarından biri olduğu söylenir. Kutsal Kitap Sözlüğünde ise; Ürdün kelimesi İbranice olduğu ve manasının, Filistin'in en önemli nehirlerinden olan El-Varid El-Munharid olduğu zikredilir. Yunanca'da Ürdün ismi " يوردانيم (jordanem) وجوردن (Jordan)" olarak adlandırılmış ve manası; "Eğim ya da Derinlik" anlamına gelmektedir. Yunanlar ve Romalılar Ürdün'ü kendi zamanlarında askeri bir vilayet olduğu için "askeri bölge" olarak adlandırmışlardır. Aynı şekilde Arap kumandanları Ürdün'ü, Lübnan'ın güneyinden bir parça, Filistin'in kuzeyinden bir parça ve aynı şekilde Suriye'nin bir parçası olarak gördükleri için burayı "Şam bölgesi ya da Ecnad(ordular) bölgesi" olarak adlandırmışlardır. Kral Abdullah bin Hüseyin Ürdün'ü kurduğu zaman burayı "Ürdün Emirliği" olarak adlandırdı. Daha sonrasında ise, Muhammed'in büyük dedesi Haşim'in soyundan gelen Haşimoğulları Ürdün'de krallık sisteminin bulunduğundan dolayı burayı Ürdün Haşimiye Krallığı olarak adlandırmışlardır. Çok Eski Dönemde Ürdün Çok eski asırlarda Ürdün insan bakımından sürekli ıssız bir bölgeydi. Sonrasında ise çeşitli medeniyetlerin etkisinde kaldı. Doğusundaki, batısındaki, güneyindeki ve kuzeyindeki kalabalık yüksek uygarlıklar oraya yerleşti.. Daha sonrasında ise Kenanilerin soydaşları olan Amurrular yerleşti ve Filistin devletini kurdular ve sonra burası Kenani toprakları olarak adlandırıldı. Bu göçmen Arap kabileleri Arap Yarımadası'ndan gelmiş ve Ürdün topraklarına yerleşmişlerdir. Her kabile bir bölgeyi yurt edinmiş ve her biri birbirinden ayrılmıştır. Ancak bu ayrışmaya rağmen aralarındaki ilişkiler dostça kalmıştır. Böylece Ürdün'de ilk düzenli yerleşim Milattan önce yaklaşık 2000 senesinde ortaya çıkmıştır. Enbad Arapları Dönemi küçükresim|Enbad Krallığının Başkenti Petra'dan bir görünüm Enbad Krallığı'nın kurulması milattan öncelerine kadar uzanır ve milattan sonra ilk yüzyılın sonlarına doğru 106 senesine kadar hüküm sürmüştür. Genellikle dağların ve mercanların bulunduğu taş ve kayalık bölgelerde yaşamışlardır. Merkez Petra bölgesi ya da başkent Petra'nın ismi; aşılması zor yüksek dağlar anlamına gelmektedir. Arapçada ise taş veya kayalık anlamına gelmektedir. Araplar ise Petra'yı "yazıt" adı ile adlandırmaktadır. Şu anda Musa vadisinde bulunmaktadır. Enbad Krallığındaki diğer şehirler ya da bölgeler ise; ateş siyahı taşlardan yapılan Hacer (taş) bölgesi ve Nigap bölgesidir. Tarihçiler Enbad Krallığının soyunun nereden geldiği konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Bazı tarihçiler soylarının, İsmail'in en büyük oğlu Nebaioth'tan geldiğini söylemekte, kimi tarihçiler ise soylarının; Milattan önce 6.asırda Filistinden bağımsızlığını kazanıp Petraya yerleşen ve köklerinin Irak tarafından gelen Nubuhaz Nasrlılardan geldiğini söylemektedir. Başka bir görüş ise, köklerinin Yemen'den geldiğini ve Arap Yarımadası'dan olduğunu söylemekte ve Enbadların Yemen'den Arap Yarımadası'na yiyecek ve ziraat yapmak için geldiğini söylemektedir. Bu işte Yemen'de mevcut bulunan sulama kanalları, ziraat yolları ve heykeller gibi birçok yapının neden benzeştiğini açıklamaktadır. Bu yüzden onlar Arap'tır, Aramiler'den değildir. Aramiler yazıtlarında Enbadlıların sosyal yaşantılarından bahsetmiş ve onların; Arap Aristokratlar, özgür vatandaşlar, köle sınıfı ve yabancı sınıfı olarak ayırdıklarını söylerler. Roma ve Bizanslılar Dönemi sol|upright=0.91|küçükresim|Oval Meydan, Ceraş Ürdün [[Dosya:Sapsaphas Madaba.jpg|sağ|upright=0.91|küçükresim|Kutsal Toprakları gösteren en eski harita olarak bilinen Medeba'daki Mozaik Harita]] Romalılar Ürdün'ü, Suriyeyi ve Filistin'i miladi 62 senesinde işgal etmişlerdir ve bölge 400 sene boyunca Roma hakimiyeti altında kalmıştır. Enbad devleti, Roman Hükümdar Trajan tarafından Roma İmparatorluğu'na bağlanmıştır. Bu esnada, Helenistik çağda on şehir birleşmiş ve Decapolis'i kurmuştur. Bu konfederasyon kültürel ve iktisadi bir federal yapı idi. Bu konfederasyon; Amman, Ceraş, Ummu Gays, İrbid, Güney Suriye ve Filistin'deki diğer şehirleri barındırıyordu. Bu dönem istikrar ve barış dönemi olarak adlandırılır ve birleşme yapısının kurulmasında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ürdün, Bizanslılar döneminde birçok yapı inşa etmiş ve Romalılar döneminde devam etmiştir. Daha sonra bu gelişme devam etmiş ve bölgedeki nüfus artmış ve aynı şekilde Hristiyanlık bölgede bir din olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde Kuzey Ürdün'e, Arap kabileleri yerleşti. Bu kabileler, Sasanilere karşı Bizanslıları kendilerine daha yakın bir dost olarak görmüşlerdi. Bu yüzden bu kabileler önce Romalıların daha sonra da Bizanslıların Sasaniler ile olan savaşlarında Sasanilere karşı savaşmışlardır. Sasaniler, 600 sene ya da başka bir deyişle miladi 1. yüzyılın başlarında İslamın ortaya çıkışına kadar hüküm sürmüştür. İlk kralları " Cüfne Bin Amr" idi. Hükümdarlığı sırasında ülke sınırları Levant kadar büyük bir bölümü kapsamıştır. Başkentleri ise Güneyde "Golan" şehri idi. Belki de bazı Ürdün şehirlerinin yaşamış olduğu en üst medeniyet seviyesi Medeba gibi Bizanslılar döneminde olmuştur. O dönemde mozaik ise süslenmiş birçok mükemmel kilise bulunuyordu. Bu kiliselerin içerisinde dünyadaki en değerli ve en güzel mozaik levhalarının yanı sıra miladi 6. yüzyıla uzanan, kutsal toprakların en eski haritası ve özellikle de Kudüs'ün o zamanki yerini gösteren ünlü Medeba haritası bulunmaktaydı. 542 yılında Veba, Ürdün halkının büyük bir kısmını yok etmişti. 614 yılında ise, Sasaniler geri kalan halkı öldürmüşlerdir. Sasanilerin Ürdün, Filistin ve Suriyeyi işgali 15 sene sürmüş ve miladi 629 yılında İslam'ın yükselişi karşısında İmparator Herakleios geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu çekilme Zeyd bin Harise komutasındaki İslam ordularının ilk saldırısı ile olmuş ancak İslam orduları yenilmiştir. Daha sonra Muhammed bizzat kendisinin de katıldığı Tebük gazvesinde zafere ulaşılmış ancak iki taraf arasında şiddetli çarpışma yaşanmamıştır. Bu savaşta Muhammed Üsame Bin Zeyd'i komutan seçmiş ancak Üsame savaş başlamadan ölmüştür. Arap İslam Hakimiyeti [[Dosya:Théodore Chassériau - Arab combat.jpg|sağ|upright=0.91|küçükresim|Kuzey Ürdün'deki Yarmuk Muharebesi'nde Arapların Romalılara karşı zaferini gösteren tablo]] [[Dosya:Ajlun Castle Steps.jpg|sol|upright=0.68|küçükresim|Aclun,Ürdün'deki Selahaddin Eyyubi Kalesi, Müslümanlar Kaleyi Haçlılardan korunmak için kullanmışlardır]] Ürdün Roma İmparatorluğu'nun hakimiyetine, İslam ordularının Şam devletini fethedip Arap Yarımadası'ndan Roma İmparatorluğu'nu temizleyinceye kadar boyun eğmiştir. Bölge, İslam hakimiyetinde olduğu esnada Halife Ömer bin Hattab döneminde Levant, bölgelere ayrıldı ve bu bölgelere Ecnad yani ordular bölgesi denildi. Ömer bin Hattab'ın ölümünden sonra, yönetimi 656 yılına kadar Osman aldı daha sonra Muaviye ve sonra da Osmanlı İmparatorluğu ele geçirdi. Osman bin Affan'ın öldürülmesinden sonra Müslümanların halifesi Ali bin Ebu Talib seçildi ancak Muaviye bunu kabul etmedi. İki grup arasındaki savaş Abdurrahman bin Mülcem adındaki kişinin Ali bin Ebu Talib'i öldürmesine kadar sürdü. Daha sonra insanlar Ali bin Ebu Talib'in oğlu Hasan bin Ali'ye sadakat yemini etti. Ancak o halifeliği Muaviyeye feragat etti. Muaviye Emevi devletini kurdu ve başkentini, Ürdün'ün İslam devletine yakınlığı ve özel bir coğrafi yapıya sahip olmasından dolayı Şam olduğunu ilan etti. Bu şekilde hacıların Mekke ve Medine-i Münevvere'ye giden yoluna alternatif yol açtı. Emevi Devleti'nin kurulması ile Ürdün'de hayat gelişti. Halabat Kasrı, Harane Kasrı, Müşta Kasrı ve Umre Kasrı gibi birçok yapı inşa edildi. Emevilerin hükmü 749 yılında "Kasap" lakaplı Ebu Abbas'ın devletlerini bitirmesine kadar sürdü. Bu isim Muhammed'in amcasına nispeten verilmiştir. Ebu Abbas'ın ilk yaptığı iş, Hilâfet'in merkezini Şam'dan Bağdat'a taşımak olmuştur. Hilâfet'in merkezinin Bağdat'a taşınması ile birlikte, Ürdün bölgesi eski Hilafet merkezi ile mukayese edilebilecek seviyeye gelmiştir. Bunun akabinde, Emevilerin inşa etmiş olduğu saraylarda taşınmıştır. Bu şekilde Ürdün, ticaret kervanlarının ve kutsal topraklara göç etmek isteyen hacılar için bir uğrak merkez haline gelmiştir. 10. ve 11. yüzyılda, Mısır'da hüküm süren Fâtımîler'in nüfusu artmış ve 969 yılında Ürdün'ü ele geçirmişlerdir. Miladi 12. yüzyılın başında,Levant haçlıların sert saldırı girişimlerine maruz kalmış ve Ürdün büyük bir savaşın ortasında kalmıştır. 1. Baldwin, Kudüs'e giden belirli yolları korumak amacı ile Ürdün'de birçok kale yaptırmıştır. Daha sonra 1. Baldwin kendi yönetimi altında Suriye ve Mısır'ın sınırlarını belirlemiştir. Ancak Selahaddin Eyyubi haçlıları, 1187 yılında Ürdün'ün yabancı hükûmetin boyunduruğundan kurtulduğu Hıttin Muharebesinde hezimete uğrattıktan sonra Kudüs'ten çıkarmıştır. Ürdün Eyyubiler ve Memlüklüler zamanında gelişti ve Suriye ve Mısır ile birlik oluşturdu. Bu birlik ile civar yerlerden dikkat çekici büyüklükte toprak fethetti. Mekke ve Medine-i Münevvereye giden hacıları için yol üzerinde hanlar ve kervansaraylar kurdular böylece iletişim ve ticaret yollarını geliştirmiş oldular. Aynı şekilde bu dönem de Ürdün'deki Ürdün Vadisinden şeker üretme yöntemini geliştirdiler. 1401 yılında bölge, Tatar'lıların yeni saldırılarına maruz kaldı. Bu da merkez hükûmetin zayıflamasına ve birçok ölüme neden olan hastalıkların bölgede yayılmasına neden oldu. Bu durum 1516 tarihinde Osmanlıların Memlüklüleri yenip Ürdün'ü Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası haline getirinceye kadar sürdü. Bu hükümdarlık 400 sene sürdü. Bu süre içerisinde Ürdün'ün batı bölümü ve dağlık bölümü çeşitli İslami dönemlerden kalma kaleler ile doludur. Asırlar boyu ülkenin emin bir mekan olması ve ülkeyi savunmak için birçok kale ve kuleler yapılmıştır. Bunlar arasında, tarihi Bizans İmparatorluğu'na kadar uzanan Ezrak (mavi) kalesi ve sanatsal tarzı ile öne çıkan Rebat Kalesi bulunmaktadır. Bu kalelerin yapılma amacı haçlıların saldırılarından korunmak olmuştur. Osmanlı Dönemi [[Dosya:Kerak tantawi2.JPG|sağ|upright=0.89|küçükresim|Osmanlılar döneminden kalma Kerek Kalesinde bulunan bir top]] [[Dosya:Map of Al Hijaz Train Lines.png|sol|upright=0.8|küçükresim|Hicaz Demiryolu hattı, Osmanlıların Ürdün'de yaptığı en önemli icraatlardan biridir]] Ürdün toprakları, Osmanlı İmparatorluğu'nun hükmü altına 1516 yılında Osmanlıların Memlüklüleri yendiği Mercidabık Muharebesi'nden sonra girmiştir. Böylece Ürdün, bu imparatorluğun 1516 yılından 1918 yılına kadar bir parçası olmuştur. Daha sonra diğer Suriye gibi diğer Arap ülkeleri de kendi istekleri ile Osmanlı Devleti'nin hükmü altına girmiştir. I. Selim bu bölgelerin valiliğini Can Berdi El-Gazali'ye vermiştir, ancak I. Selim'in ölümünden sonra, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını ilan etmiştir. Bunun üzerine Osmanlılar üzerine ordu göndermiş ancak başarılı olamamışlardır. Daha sonra 1521 yılında teslim olmuş ve idam edilmiştir. Bu şekilde Levant tekrar Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetine girmiş ve Bab-ı Ali'ye boyun eğmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Levant'ı; Şam, Halep ve Trablus olmak üzere üç vilayete ayırmıştır. Ürdün, Şam eyaletine bağlı idi. Kavalalı Mehmet Ali Paşa 1831 yılında oğlu İbrahim Paşa'yı Şam eyaletindeki birlikleri yönetmek sureti ile Osmanlı Devleti'ne giden yardımları kesip Levant'ı ele geçirmiştir. Muhammed Ali Paşa eğitime önem vermiş çeşitli vergiler getirip bölgeyi düzene sokmaya çalışmıştır. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rus İmparatorluğu ve Birleşik Krallık ile iş birliği yapıp 1840 senesinde onu hezimete uğratması sonucu bir tehdit olmaktan çıkmıştır. Ali Paşa Mısır'ın elinden gidebileceği düşüncesi ile ordusunu Levant'tan geri çekmiş ve sadece Sudan ve Mısır'ın yönetimi kendisine bırakılmıştır. 1878 ve 1904 yılları arasında Çerkesler Ürdün'de beş köy kurdular: Amman (1878), Wadi al-Sir (1880), Jerash (1884), Na'ur (1901) ve al-Rusayfa (1904). Çağdaş Tarihi upright=1.05|küçükresim|1916-1918 Arap Devrimi sırasında Arap ordusu Arap Devrimi bayrağını taşırken I. Dünya Savaşı Temmuz 1914 yılında itilaf ve ittifak devletleri arasında patlak verdi. 1914 yılı Ekim ayında Osmanlı İmparatorluğu Karadeniz'de Rusya limanlarını deniz donanması ile topçu ateşine tutmasıyla Almanya'nın yanında savaşa katıldı. 1914 yılı 2 Ekiminde de Rus İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu'na savaş açtı. 3 gün sonra ise Birleşik Krallık ve Fransa Osmanlı İmparatorluğu'na savaş açtı. Araplar Osmanlılardan kendi devletlerinin bağımsız olmasını ve Arap Emirliklerinde Arapçanın resmî dilleri olmasını istediler. Bu kararlar 1913 Paris Arap Konferansı'nda alınmıştı. Bu arada Arap milliyetçileri Faysal bin Hüseyin vasıtası ile Şam'da Genç Arap Birliğini kurdular. Bu birlik bir devrim yapmaya karar verdi ve bir Arap devleti kurmak için Şam Protokolünü imzaladılar. Bu Arap devletinin sınırları Toros Dağlarından Arap Denizi'ne, Kızıl Denizden Körfeze kadar uzanacaktı ve ülkenin de başında Şerif Hüseyin olacaktı. Ancak Cemal Paşa içerisinde Arap memurlarında bulunduğu Arap milliyetçilerini idam etmesi ile bu gerçekleşmedi. Daha sonra iki taraf arasında görüşmeler başladı ve 1916 yılında McMahon Antlaşması imzalandı. Bu anlaşma sonucu Birleşik Krallık'ın desteklediği bir Arap devleti kurulmasına ve bu devlete para ve silah yardımı yapılmasına buna karşılık Arapların da I. Dünya Savaşında İtilaf Devletleri arasında yer almayıp Osmanlılara karşı savaşmaması üzerinde mutabakata varıldı. Aynı şekilde İngilizler de Arapların kurmuş olduğu bu devleti kurma sözü verdi. 10 Haziran 1916 yılında Arap İsyanı Mekke'den başlamış oldu. Hüseyin bin Ali 5. Mehmet Reşat döneminde Türklere karşı kutsal cihadı başlattı. Osmanlılar ordularını Hicaz'dan Şam'a yöneltti ve Hüseyin bin Ali; Mekke, Taif, Cidde ve sonra da Medine-i Münevvereyi işgal etti. Güney Ürdün'deki Havidat kabilesi, Ürdün'deki isyanı ilk başlatan kabile olmuştur. Kabilenin lideri Avde Ebu Taye Kuzey Arap orduları kumandanı Emir Faysal ile görüşmüş ve kabilesinin de isyana onların tarafında katıldığını beyan etmiştir. Daha sonra Şam' yönelmiş ancak fazla kalmamıştır. 1918 yılında da kuvvetlerinin Emir Faysal'ın komutasına vermiştir. Arap-İsrail Savaşları ve Ürdün Ürdün, 1948 Arap-İsrail Savaşı ve Altı Gün Savaşı'nda doğrudan, diğer Arap-İsrail savaşları'nda ise dolaylı olarak İsrail'e karşı mücadele etmiştir Turizm ve Medeniyet küçükresim|upright=0.71|Es-Salad Kentinde bulunan Hammam Caddesi Ürdün'ün başkenti olan Amman aslında yedi tepe üzerine kurulmuştur. Ancak şu anda topraklarının genişlemesi ile on yedi tepe üzerinde bulunur. Ammanı farklılıklar şehri olarak tanımlayabiliriz çünkü birçok kültür orada eserler bırakmasının yanı sıra eski ile yeniyi bir arada temaşa eder. Hala gelişimini günden güne devam ettirmektedir. Sınırları genişlemekte ve nüfusu artmaktadır.1921 yılında Emir I .Abdullah Ammanı başkent seçtiğinde sadece seyrek birkaç evden oluşan bir şehir iken günümüzde büyük bir şehir haline gelmiştir.Günümüzde: Amman Kale Dağında bulunan Amman Kalesi, Emevi Kasrı, Bizans Kilisesi tarihi eser olarak bugün hala gezilebilmektedir. Bunun haricinde 5000 kişilik izleme kapasitesine sahip Roma Tiyatrosu da gezilen mekanlar arasındadır. Modern Amman şehir merkezinde halk pazarlarından modern alışveriş merkezlerine kadar birçok kültürel ve eğlendirici mekan bulunmaktadır. Ürdün'ün en güneyinde Ürdün'ün denizle olan tek bağlantısı Akabe bulunur. Akabe Kızıl Deniz'in Kuzey tarafına düşer ve suyu bol ve saftır.Akabe Körfezinde hava yıl boyunca mükemmeldir. Hatta kış ayında bile hava sıcaklığı en fazla 20 derceye kadar düşer. Kış aylarında ortalama sıcaklığı 22,5 iken bu rakam yaz aylarında 26 dereceye yükselir. Bu özellikler de Akabeyi dünyada turizmde ve dalış sporlarında dünyadaki ender mekanlardan biri haline getirir. Aynı şekilde Akabe güzel kumlu sahilleri ile de meşhurdur. Turizm Ürdün'ün en önemli geçim kaynaklarından biridir. Değişik ülkelerden Ürdün'e 2009 yılında yaklaşık 3.5 milyon turist ve bunlardan elde edilen gelir ise 3.5 milyon dolar civarındadır. Ürdün'ün turist çeken tarihi mekanlarının başında meşhur Petra gelir. Petra UNESCO 1985 yılında yayınladığı raporda dünyanın 7 harikasından bir tanesi olarak gösterilmiştir. Petranın yanı sıra Ürdün Nehri, Nebo Dağı, orta çağdan kalma birçok mescid ve kilise ve ve Vadi Ram gibi birçok tarihi eser turistlerin ziyaret ettikleri başlıca mekanlar arasındadır. [[Dosya:Jordan IMG 2984.JPG|sol|upright=0.64|küçükresim|Ürdün Nehri]] [[Dosya:Orilla Mar Muerto.jpg|sağ|upright=1.14|küçükresim|Ölü Deniz, dünyadaki en alçak noktadır. Diğer denizlere nazaran dokuz kat daha renklidir. Buna ek olarak, canlıların yaşayamadığı ender mekanlardan bir tanesidir.]] Coğrafya Orta Doğu, Suudi Arabistan'ın kuzeybatısında bir ülke olan Ürdünün coğrafi konumu: 31 00 Kuzey enlemi, 36 00 Doğu boylamıdır. Yüzölçümü: 92,300km2, Sınır komşuları: Irak 181km, İsrail 238km, Suudi Arabistan 728km, Suriye 375km, Batı Şeria 97km'dir. İklimi: Kuru çöl iklimi. Batı kısımlarda Kasım - Nisan ayları arasında yağmur mevsimi yaşanır. Doğal kaynakları: Fosfat, potas olup petrol yönünden zengin değildir. Araziler Ürdün arazisinin çoğu, genel anlamı ile, çöl topraklarından oluşur. Doğusunda yüksek araziler, Batısında ise; Ürdün Nehrinin güneyi ve kuzeyinde Büyük Rift Vadisi yer alır. Ürdün arazisi; Alçak Rift Vadisi, Yüksek dağlık gölgesi ve çöl platosu olmak üzere üç kısımdan oluşur. Ürdün Vadisi Bölgesi Ürdün'ün bu alçak bölgesi Yermuk Nehrinden Akabe Körfezine kadar olmak üzere 370km2'den oluşur. Ürdün Nehri bu alçak bölgenin bir bölümünden geçer ve Ölü Deniz'e dökülür. Yüksek Dağlık Bölgeler Ürdün'de yüksek bölgeler, Ürdün Vadisi ile Doğu Çölü arasında oluşmaktadır. Yüksek bölgeler halka şeklinde birbirine geçmiş bir plato, tepeler ve dağ zirvelerinden oluşur ve kuzeyde Yarmuk Nehri ile güneyde Suudi Arabistan ve Ürdün arasına kadar uzanır. Dağların ortalama yükseltisi deniz seviyesinden yaklaşık 1200 metreye ulaşır ve kademeli olarak azalır. Dağlık bölgeler kuzeyden güneye doğru uzanan birçok vadilerden oluşur. Bu bölgeye de Aclun, Balga, Kerek ve Mean bölgesi denir. Buna ek olarak Aclun bölgesinin yükseltisi yaklaşık ortalaması deniz seviyesinden 850 metre yükselir. Aynı zamanda Güney bölgesinden bir parçayı da içerisine alır. Nüfus Yoğunluğu upright=0.8|sağ|küçükresim|Ürdün nüfusu 1960-2005 Ürdün istatistik kurumuna göre Ürdün'ün 2011'de nüfusu 6,249,000'dir. Bu sayı 2009 yılında yaklaşık 6,300,000 idi. 2004 yılı rakamlarına göre Ürdün'de hane sayısı 946.000 hane başına düşen insan sayısı ise 5,6 oranındaydı. Dil Ürdün'ün resmî dili okullarda da okutulan Arapçadır. Ürdünlü öğrencilerin çoğu Ürdün lehçeleri ile konuşurken bu lehçeler İngilizce, Fransızca ve Türkçe gibi dillerden etkilenmiştir. İngilizce resmî statüde olmasa da ülke de en çok konuşulan ikinci dildir ve tekstil, iletişim, bankacılık, eğitim gibi alanlarda en çok konuşulan dildir. Hepsi olmasa da çoğu özel okulda Arapçanın yanında İngilizce olarak da dersler okutulmaktadır. Fransızca ise birçok özel okulda seçmeli olarak okutulmaktadır. İklim Ürdün, Akdeniz havzası ve kurak çöl arazisinin karışımı bir iklime sahiptir. Zira ülkenin kuzey ve güney bölgelerinde Akdeniz iklimi hakim olurken, ülkenin geri kalanında çöl iklimi hüküm sürer. Genel anlamı ile yazın hava sıcak ve kurak iken, kışın nemli ve ılımandır. Ürdün'de iklim çeşitliliği bulunmaktadır. Zira, Ürdün Vadisinde kurak tropikal iklim, yüksek dağlık bölgelere sıcak iklim hakim olurken ülkenin diğer bölgelerindeki dağlık bölgelere ılıman hava hakim olabilir. Din sağ|küçükresim|Ebu Derviş Camii Şerifi [[Dosya:King Abdullah II (cropped).jpg|upright=0.56|sol|küçükresim|Ülkenin şu anki kralı II. Abdullah]] [[Dosya:هلال رمضان.jpg|küçükresim|Ürdün'da Ramazan fenerleri]] Ürdün'de resmî din İslam'dır ve halkın yaklaşık %95'i Müslümandır. Müslümanların da çoğunu Sünniler oluşturur. Ürdün, vatandaşlarını din seçmede özgür kılmıştır ancak azınlık grupların haklarının gözetilmesi konusunda eksik kalmıştır. Müslümanlar, diğer dinlerden olan özellikle de misyoner insanları İslam'a davet etmek için çaba göstermektedirler. Lagatum şirketinin araştırmasına göre, Ürdünlülerin %46,2'si düzenli olarak din hizmetlerine katılmaktalar. Ürdün, yerli Hristiyan azınlığa sahiptir. Hristiyanlar 1950 yılında nüfusun %30'unu oluşturmaktalardı. Diğer din azınlıklarından olan Bahailik ve Dürzîlik de Ürdün'de bulunmaktadır. Dürzîler genellikle Ezrag şehrinin Güneyinde toplanmışlardır. Ürdün Vadisinde bulunan Adassiyeh köyü ise Bahailerin genellikle toplandıkları yerdir. Siyasetçileri ve Hükûmet Ürdün Haşimiyye Krallığı oluşum olarak bir monarşi rejimine sahiptir. Monarşi hükûmeti ise bir kral ile yönetilir bu kral aynı zamanda ülkenin askerinin komutanıdır. Kral; başbakan, bakanlar kurulu ya da kabinede otoritesini gösterir. Kabine, senato olarak da bilinen Ürdün Parlamentosunun demokratik olarak seçilmesinden sorumludur. Şubat 1999 yılında kral 2. Abdullah babası Hüseyin'in vasiyeti üzerine ölümünden sonra yerine gelmiştir. Abdullah iktidara gelmesinden hemen sonra İsrail ve Amerika ile barış anlaşması imzalamıştır. Abdullah, iktidarının ilk senesinde, ülkesinin gündemini iktisadi olarak gelişmeye yöneltmiştir. Ürdün Parlamentosu iki kademeden oluşur: Temsilciler Meclisi (Majlis al-Nuwaab) ve Senato (Majlis al-Aayan). Senatoda 60 üye bulunur ve hepsi de kral tarafından seçilir. Parlamenter Meclisi ise; 12 bölgeden seçilmiş 120 üyeden oluşur. Seçilmiş parlamenter üyeleri mecliste mevzuat açma hakkına sahiptir ancak kral tarafından seçilen senatodan geçmek zorundadır. Ürdün çok partili sisteme sahiptir. Siyasi partiler 40 sandalyeden daha fazla sayıda üyeye sahip iken geri kalan üyeler bağımsız adaylardan oluşur. Son parlamenter seçimleri 23 Ocak 2013 yılında gerçekleşti. Hileli seçim geçmişi yüzünden hükûmet eleştirildi. Aralarında ana muhalefet partisi Ürdün Müslüman Kardeşlerinde bulunduğu bazı muhalif gruplar, seçimi protesto etti ve seçime katılmadı. Eğitim Ürdün'de 2010 sayımlarına göre okuma yazma oranı %92,6 idi. Ürdün eğitim sistemi iki yıllık okul öncesi eğitim, on yıllık zorunlu eğitim, iki yıllık lise eğitimi daha sonra da üniversite eğitimden oluşmaktadır. Ürdün, devlet harcamalarının %20,5'ini eğitim alanında yapması ile Türkiye ve Suriye'den önce gelmektedir. Bu oran Türkiye'de %2,5, Suriye'de ise 3.86 oranındadır. Orta okula kayıt oranı %63'ten %97'ye yükselmiş ve liseye kayıt oranı ise %79'dan %85'e yükselmiştir. Ürdün'de bir milyon kişiden iki bin kişisi araştırmacıdır. Bu oran gelişmiş ülkelerde ise bir milyon kişide beş bin kişidir. 2011 Global büyüme oranına göre, Ürdün, Orta Doğu'da Katar ve Birleşik Arap Emirliklerinden sonra 3. sıradadır. Krallık 10 devlet ve 16 özel üniversiteye sahiptir. Buna ek olarak 14'ü devlet 24'ü özel olmak üzere 28 koleje sahiptir. Ürdün'de her sene 200.000'den fazla öğrenci üniversiteye kayıt olmaktadır. Bu 200.000 sayısına ilaveten bazı öğrencilerde Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'ta üniversiteye kaydolmaktadır. Ürdün'de; Alman-Ürdün Üniversitesi, Colombia Üniversitesi, NYIT, DePaul Üniversitesi ve Madaba Amerikan Üniversitesi gibi birçok uluslararası üniversite vardır. Aynı zamanda Ürdün'e George Washington Üniversitesi de bir tıp üniversitesi şeklinde açılması planlanmaktadır. Webometrics Dünya Üniversiteleri sıralamasına göre; Ürdün Üniversitesi 1507. sırada ve Yarmouk Üniversitesi 2165. sırada bulunmaktadır. Ürdün İnternet kullanımı açısından Arap ülkeleri arasında ilk sıradadır. Ürdün'ün yaklaşık %75'i İnternet kullanmaktadır. Kaynakça
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri