çocuk yapmama kararı verildikten sonra bünyeye hâkim olan tarifi imkânsız his. üremenin gerekliliğine dair argümanları ileri sürenleri dinlediğimde iki temel iddianın öne çıktığını görüyorum. bunlardan birincisi üremenin canlılığın doğasında bulunan bir durum olduğunu ve bunun aksine davranmanın belirli problemler ortaya çıkaracağını söyleyen görüş. ikincisi ise üremeyen insanın temelde yalnızlığa dayanan bir takım sorunlar yaşayacağını ifade eden ve insanın yalnızlık karşısındaki çaresizliğini olabilecek en kötü şeylerden birisi olarak kabul eden görüş… bunlardan ilkine ben de katılıyorum, ne var ki üremekten kaynaklanacak sıkıntılar ile mukayese ettiğimde daha tercih edilebilir buluyorum. ikinci argümanı ise yalnızlığı ve “yok olup gidecek olmayı” korkulacak şeyler olarak görmediğim için dikkate alamıyorum. böylesine bir kaygıdan hareketle bu dünyaya çocuk getirenlerin de korkak ve bencil olduğunu düşünüyorum. ürememek ise bizi maddi ve manevi birçok sorumluluktan, gerçekleşmesi muhtemel felaket senaryolarından, zihni meşgul edecek envaı çeşit kaygıdan koruyacağı için görece bir refah vadediyor… ürememe kararını kesin ve net olarak alan birisi o andan itibaren, çocuğu olan bir insanın düşünmek ve tedbirini almak zorunda olduğu birçok meseleden sıyrılıp kuş gibi hafifleyebiliyor… mesela üremeyen bir insan için doyum noktasına ulaşan dünya nüfusu, iklim ve göç krizi, su ve gıda krizi gibi birçok majör sorun otomatik olarak anlamını yitiriyor. bunun yanı sıra modern yaşamın gündelik pratiklerinin dayattığı zorunluluklar da doğal olarak ortadan kalkıyor. basit bir miras bırakmak için gece gündüz çalışmayla geçen yıllar, kaliteli bir eğitim için harcanan onca para ve zaman, iyi ve ahlaklı bir insan yetiştirmek için verilmesi gereken akıl almaz emek gibi mecburiyetler de üremeyen insan için söz konusu değil. haliyle ürememe kararı alan birisi sorumluluğunun sınırlarının sadece kendi varlığı ile çizildiği bir dünya ile baş başa kalıyor. kendi hayatı elinde kalan tek sermaye olduğu için de yaşamak bir anda daha kıymetli hale geliyor… yalnız kendine ait olan zaman, korkulardan ve kaygılardan münezzeh bir hayat, saf bir özgürlük hali ve dayanılmaz bir hafiflik…