Usame bin Ladin'in yükselişine yol açan olayları daha agresif bir dille anlatayım:
Afganistan Demokratik Halk Partisi'nin 1978'de iktidarı ele almasını takiben Amerika'nın rahatsızlığıyla doğan bir figür olan Usame bin Ladin, kadın erkek eşitliğini teşvik ederek, toprak reformunu destekleyerek ve fakir çiftçilerin borçlarını silerek adımlar atan biri olarak öne çıktı. Bu icraatlar, Amerika için büyük bir "komünist tehdit" haline gelmesine neden oldu. Parti, feodal düzenden çıkar sağlayan yerli zenginlerin ve ağaların tepkisini çektiği için Amerika'nın ve benzer düşünen kişilerin dikkatini çekti. Amerika, feodal düzenin sarsılmasından endişe duyan Afganistanlılara destek vererek, bölgeye milyarlarca dolar akıttı. Sovyetler Birliği'nin 1979'da Afganistan'a müdahale etmesini engellemek için mücahitler yetiştirilirken, Usame bin Ladin bu süreçte para topladı, adam yetiştirdi ve önemli Sovyet görevlilerine suikastler düzenlemekte rol aldı. Amerika'nın mücahitlere yardım ettiğine dair emir vermesi, Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski'nin Usame bin Ladin ile çekilen fotoğrafları, sonradan Başkan olacak olan Ronald Reagan'ın mücahitlere "özgürlük savaşçısı" demesi ve CIA'in El-Kaide'ye taktikler öğretmesi de bu dönemde gerçekleşti. Bin Ladin, Amerika'nın "komünist tehdit"lere karşı verdiği savaşta öne çıktı. 11 Eylül 2001 olaylarına kadar olan süreçte, bu olayların yarattığı kutlamalar da son derece çarpıcıydı. Usame bin Ladin'in ölümü haberinin ardından Amerika genelinde, insanların işlerini güçlerini bırakıp şampiyonluk kutlamaları yapması ve kutlamalar sonucu yaşanan partizanlık oldukça dikkat çekiciydi. Bu durum, dünya üzerindeki garip ve çelişkili büyük gücün göstergesiydi. Artık terörist olarak adlandırılan bireylerin, geçmişte modern emperyalizm tarafından eğitilip, finanse edilip, desteklendiğinin görmezden gelinmesi tam bir ikiyüzlülüktü. Dünya, gerçekten tuhaf ve çelişkilerle dolu bir yer...
Afganistan Demokratik Halk Partisi'nin 1978'de iktidarı ele almasını takiben Amerika'nın rahatsızlığıyla doğan bir figür olan Usame bin Ladin, kadın erkek eşitliğini teşvik ederek, toprak reformunu destekleyerek ve fakir çiftçilerin borçlarını silerek adımlar atan biri olarak öne çıktı. Bu icraatlar, Amerika için büyük bir "komünist tehdit" haline gelmesine neden oldu. Parti, feodal düzenden çıkar sağlayan yerli zenginlerin ve ağaların tepkisini çektiği için Amerika'nın ve benzer düşünen kişilerin dikkatini çekti. Amerika, feodal düzenin sarsılmasından endişe duyan Afganistanlılara destek vererek, bölgeye milyarlarca dolar akıttı. Sovyetler Birliği'nin 1979'da Afganistan'a müdahale etmesini engellemek için mücahitler yetiştirilirken, Usame bin Ladin bu süreçte para topladı, adam yetiştirdi ve önemli Sovyet görevlilerine suikastler düzenlemekte rol aldı. Amerika'nın mücahitlere yardım ettiğine dair emir vermesi, Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski'nin Usame bin Ladin ile çekilen fotoğrafları, sonradan Başkan olacak olan Ronald Reagan'ın mücahitlere "özgürlük savaşçısı" demesi ve CIA'in El-Kaide'ye taktikler öğretmesi de bu dönemde gerçekleşti. Bin Ladin, Amerika'nın "komünist tehdit"lere karşı verdiği savaşta öne çıktı. 11 Eylül 2001 olaylarına kadar olan süreçte, bu olayların yarattığı kutlamalar da son derece çarpıcıydı. Usame bin Ladin'in ölümü haberinin ardından Amerika genelinde, insanların işlerini güçlerini bırakıp şampiyonluk kutlamaları yapması ve kutlamalar sonucu yaşanan partizanlık oldukça dikkat çekiciydi. Bu durum, dünya üzerindeki garip ve çelişkili büyük gücün göstergesiydi. Artık terörist olarak adlandırılan bireylerin, geçmişte modern emperyalizm tarafından eğitilip, finanse edilip, desteklendiğinin görmezden gelinmesi tam bir ikiyüzlülüktü. Dünya, gerçekten tuhaf ve çelişkilerle dolu bir yer...