Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Üzeyir Garih cinayeti

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
küçükresim|300px|Üzeyir Garih Üzeyir Garih cinayeti, 25 Ağustos 2001'de iş insanı Üzeyir Garih'in Yener Yermez adında bir kişi tarafından öldürülmesi olayıdır. 1929 İstanbul doğumlu, Alarko Holding'in kurucularından Yahudi asıllı Türk iş insanı Üzeyir Garih, 1951'de İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden mezun olduktan sonra Carrier'ın Türkiye şubesinde çalışmaya başlamış, 1954 yılında İshak Alaton'un teklifiyle Alarko Kolektif Şirketi'nin eş ortağı olmuştur. Garih, o tarihten ölümüne kadar Alarko Şirketler Topluluğu'nda İshak Alaton'la birlikte başkanlık görevini aralıksız sürdürmüştür. Cinayet Üzeyir Garih 25 Ağustos 2001 sabahı sahibi olduğu Alarko Holding'e gidip Bulgaristan Başbakan Yardımcısı Nikolay Vassilev ile görüştü. Koruması ve şoförü izinli olan Garih, saat 12.50'de holdingden çıktı, 14.00'te Eyüp Sultan'a gitti. Türkiye'nin Cumhuriyet dönemindeki ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın mezarının da bulunduğu Hüseyin Şeyh Türbesi yanına geldikleri sırada Garih 10 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Bir süre sonra Garih'in cesedi mezarlık görevlileri tarafından bulundu. Fevzi Çakmak Mezarlığı'ndaki görevliler tarafından polise yapılan ihbar üzerine İstanbul Emniyet Müdürvekili Hasan Özdemir ve birimler mezarlığa gitti. Mareşal Fevzi Çakmak'ın mezarının yanında Garih'in bıçaklanarak öldürülmüş cesedini buldu. Kimlik ve kredi kartlarından ölen kişinin Üzeyir Garih olduğu anlaşıldığında ise cenaze olaydan iki saat sonra Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Fuat N. Bazı görgü tanıkları cinayetin faili olarak çevresinde Deli Fuat olarak tanınan 14 yaşındaki Fuat N.yi gösterdi. Garih'ten sadaka aldığını belirten 8 yaşındaki, Yeşim adında bir kız çocuğu, polise Fuat N.yi Garih'in yanında gördüğünü ve bir süre konuştuklarını anlatmıştı. Üstelik F.N.nin aynı gün bıçak bilettiği tespit edilmişti. Bunun üzerine Fuat N. polis tarafından gözaltına aldı. Faili yakaladığından emin olan polis bazı gazetecilere F.N.nin sorguda cinayeti nasıl ve neden işlediğini anlattığına dair sonradan yanlış olduğu anlaşılan bazı ifadeler sızdırdı. Medyaya bilgi veren polisler Fuat N.nin ifadesinde sık sık mezarlığa gelen Garih'ten para aldığını ve bu şekilde birbirlerini tanıdığını söylediğini belirterek "O gün de para istedim vermeyince de önce sırtından sonra da diğer yerlerinden bıçakladım. Cüzdanındaki paraları da alıp kaçtım" dediğini ve uçucu madde bağımlısı olduğunu söyledi. Ancak, gözaltına alındığı ilk günün geç saatlerine kadar Fuat N., kendisini sorgulayan polisleri, Garih cinayetini işlemediğine ikna etti. Evinde yapılan incelemelerde herhangi bir bulguya rastlanmayan Fuat N. serbest bırakıldı. Fuat N. serbest kaldıktan sonra şu açıklamayı yaptı: "Otoparkın oradayken Tuğba adındaki bir kız, bana ve Yeşim adındaki arkadaşıma Üzeyir Garih'i göstererek 'Her cumartesi buraya geliyor ve para dağıtıyor' dedi. Bunun üzerine Yeşim'le yanına gittik, bize 200'er bin lira para verdi. Ondan sonrasını bilmiyorum. Ben mezarlığa girmedim. Çünkü mezarlıkta başka çocuklar vardı, onun için oraya giremezdim" Fuat N., Garih'in yanından ayrıldıktan sonra Eyüpsultan'daki bir kokoreççinin bileyletmek üzere kendisine bir bıçak ve para verdiğini söyledi. Bu işi hallettikten sonra evine döndüğünü, televizyon seyrederken birinin öldürüldüğü haberini duyduğunu anlatan Fuat N., daha sonra lastikçilik yapan Tuncay adlı bir kişinin yanına gittiğini belirtti ve: "Bir süre sonra babamla birlikte polisler oraya geldi. Polisler babama, benim cep telefonu çaldığımı söylemişler. Alıp götürdüler beni. Sordukları soruların yanıtlarını bilmediğimi söyleyince beni çıplak hâlde klimalı soğuk bir odaya attılar. Yarım saat beklettiler. Üzerimde şortum kalıncaya kadar soydular, hayalarımı sıktılar ve cinayeti anlatmamı istediler. Orada hem çok üşüdüm, hem de korktum. 'Bu işi sen yaptın, doğruyu söyle, kafanı kopartırız' dediler. Onlara 'Valla ben yapmadım' dedim."dedi. Yener Yermez Cinayetin failinin Fuat N. olmadığı anlaşılınca İstanbul polisi olayın ikinci günü soruşturmaya yeniden başladı. Garih'in kayıp cep telefonu ve cinayet aleti bıçağın bulunması için 200 polis mezarlığa sevk edildi. Üzeyir Garih'in çalınan cep telefonunun sinyallerini takip eden polis, konuşmanın Hasdal Kışlası'ndan yapıldığını tespit etti. Alınan özel izinle kışlada büyük bir arama yapan İstanbul polisi, Garih'e ait cep telefonunu bir askerin üzerinde buldu. Üzerinden Garih'in telefonu çıkan asker cep telefonunu aynı kışladaki arkadaşı Yener Yermez'den aldığını söyledi. Ancak Yener Yermez'in firarda olduğu anlaşıldı. Hırsızlıktan sabıkası olan ve geçmişte cinayetten hüküm giyen katil zanlısı Yermez, Şartlı Tahliye Yasası'ndan 23 Aralık 2000 tarihinde tutuklu bulunduğu Kayseri Cezaevi'nden tahliye edildikten sonra askere alınmıştı. Emniyet tarafından bütün yurtta aranan 1975 doğumlu katil zanlısı cinayetten 10 gün sonra memleketi Kayseri'ye giderken yakalandı. Yermez'in yolcu olarak bulunduğu Ankara'dan 4 Eylül 2001 günü saat 06.00'da hareket eden şehirlerarası otobüs, saat 11.00 sıralarında Kayseri'ye 12 kilometre uzaklıktaki bir noktada durduruldu. Yermez'i daha önce hırsızlıktan yakaladığı için iyi tanıyan, bu nedenle arama yapan ekipte görev alan Hırsızlık Büro Amirliğinde çalışan komiser Hasan Kahraman, kimlik kontrolü için otobüse girdiğinde, orta sıralarda cam kenarında oturan ve yakalanmamak için top sakal bırakıp gözlük takan Yermez'i tanıdı. Otobüsten indirilen Yermez Kayseri emniyetine götürüldü. Yermez emniyetteki ifadesinde, Garih cinayetini başından sonuna kadar anlattı. Yermez işlediği cinayeti şöyle itiraf etti: "Adını o zaman bilmediğim ve sonradan Garih olduğunu öğrendiğim iyi giyimli kişiden, mezarlıkta para istedim. Zira cebimde 2 milyon lira vardı. O da para vermedi ve bana 'Koskoca adamsın, para istemeye utanmıyor musun? Aslan gibi delikanlısın, git çalış' dedi. Çok öfkelendim. Gidip bir yerden bıçak satın alıp geldim. Üzeyir Garih orada duruyordu. İlk bıçak darbesini vurdum. Yaralanan Garih, cüzdanını çıkarıp bana parayı verdi. Sonra saydım 200 milyon liraydı. Ancak bir defa bıçaklamıştım, kanı görünce, bıçaklamaya devam ettim. Sonra cep telefonunu aldım. İmdat isteyerek bağırdığını görünce çok sayıda bıçak darbesi daha vurup kaçtım. Sokaklarda gezip geceleri çöplüklerde yattım." Yargılama Yener Yermez hakkında Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde idam istemiyle dava açıldı. Daha sonra, dava sürecinde idam cezasının kaldırılması nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi ve bir yıl süren yargılama sonucu Yermez, müebbet hapis ile cezalandırıldı. Ergenekon iddiası Garih cinayeti 2008 yılındaki Ergenekon operasyonu ile birlikte tekrar gündeme geldi. Cinayetin Ergenekon ile ilgisi olduğu yönünde birçok iddia ortaya atılırken 2009 Ocak ayında Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz, Yener Yermez'in ifadesini almıştır. Ergenekon davası sırasında Üzeyir Garih cinayetinin de gündeme gelmesi üzerine, Üzeyir Garih'in yakın bir çalışma arkadaşı, cinayet günü Üzeyir Garih'in torununun da asker kıyafeti giyen kişilerce kaçırıldığını ve eğer herhangi bir açıklama yaparlarsa çocuğun da öldürüleceğini söyleyerek kendilerini tehdit ettiklerini açıkladı. Zanlı Yener Yermez de cinayeti, bazı 'güçler' tarafından tehdit edildiği için işlemek zorunda kaldığını iddia etti. Yermez'in avukatı Mustafa Yalçınkaya, müvekkilinin olayı kimlerin kendisinin üstüne yüklediğini açıklayamadığını, cinayetin birden fazla faille işlendiğini ve olayda ikinci bir kesici alet bulunduğunun Adli Tıp Kurumu tarafından açıklandığını iddia etti. Ayrıca, Ergenekon davası sanığı Ümit Sayın'dan ele geçirilen belgeler arasında Üzeyir Garih'in olay günü üzerinde bulunan gömleğindeki bıçak darbelerini gösteren bir şema bulundu. Yener Yermez'in Garih cinayetinden yaklaşık beş ay önce gazeteci Tuncay Güney ile beraber otomobil kaçakçılığı suçlamasıyla gözaltına alınan teğmen Murat Oğuz'un Hasdal Kışlası'nda çaycılığını yaptığı ortaya çıkmış, Yermez'in Ergenekon sanıklarından albay Fikri Karadağ'ın emrinde çalıştığı ve Ümraniye'de ele geçirilen bombaların sahibi Oktay Yıldırım ile aynı kışlada askerlik yaptığı anlaşılmıştır. Kaynakça Kategori:Öldürülen iş insanları Kategori:Kişilere göre ölüm Kategori:2001'de İstanbul Kategori:2001'de cinayet‎ Kategori:İstanbul'da cinayet
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri