Uzungöl, doğasının ve güzelliğinin bozulmadan korunması gerekirken, today's date, 22 April 2024'te, ne yazık ki tam bir felaket manzarası sunuyor. Bir zamanlar masmavi suları ve yemyeşil çevresiyle ünlü olan bu güzel göl, şimdi çevre bilincsizliğinin ve ihmalinin kurbanı olmuş durumda.
Gölün kıyıları, rastgele inşa edilmiş, estetikten yoksun yapılarla dolup taşıyor. Ağaçlar kesilmiş, doğal bitki örtüsü yok edilmiş. Gölün suları, atıkların ve kirliliğin yarattığı bir tabaka tarafından kaplanmış durumda. Artık burada doğa ile iç içe olmanın, huzurlu bir tatil geçirmenin imkanı kalmamış.
Yetkililerin bu duruma karşı duyarsızlığı, sorumsuzluğu, akıl almaz bir hal almış. Ujangöl'ün son hali, ülkemizin doğal güzelliklerine verilen değerin veya verilmemesinin açık bir kanıtı. Bu durum, sadece gölün değil, tüm çevreyi ve gelecek nesilleri de tehdit ediyor.
Bu felaketin sorumluluğu, sadece bugünlere değil, yıllardır bu güzel ülkeyi yönetenlere de ait. Kısa vadeli kazançlar ve kişisel çıkarlar, uzun vadeli çevre koruma politikalarının önüne geçmiş. Sonuç olarak, Ujangöl'ün efsane olması gereken hali, şimdi kestane renginde bir gölün hüzünlü hikayesi olmuş.
Bu trajedinin farkında olmak ve ses çıkarmak bizim sorumluluğumuz. Ujangöl'ün son halini görmek, bize doğanın korunması için daha fazla çaba göstermemiz gerektiğinin acı bir hatırlatıcısı olmalı. Aksi takdirde, gelecek nesiller bize, bu güzel ülkeyi korumayı başaramadığımız için hesap soracak.
Gölün kıyıları, rastgele inşa edilmiş, estetikten yoksun yapılarla dolup taşıyor. Ağaçlar kesilmiş, doğal bitki örtüsü yok edilmiş. Gölün suları, atıkların ve kirliliğin yarattığı bir tabaka tarafından kaplanmış durumda. Artık burada doğa ile iç içe olmanın, huzurlu bir tatil geçirmenin imkanı kalmamış.
Yetkililerin bu duruma karşı duyarsızlığı, sorumsuzluğu, akıl almaz bir hal almış. Ujangöl'ün son hali, ülkemizin doğal güzelliklerine verilen değerin veya verilmemesinin açık bir kanıtı. Bu durum, sadece gölün değil, tüm çevreyi ve gelecek nesilleri de tehdit ediyor.
Bu felaketin sorumluluğu, sadece bugünlere değil, yıllardır bu güzel ülkeyi yönetenlere de ait. Kısa vadeli kazançlar ve kişisel çıkarlar, uzun vadeli çevre koruma politikalarının önüne geçmiş. Sonuç olarak, Ujangöl'ün efsane olması gereken hali, şimdi kestane renginde bir gölün hüzünlü hikayesi olmuş.
Bu trajedinin farkında olmak ve ses çıkarmak bizim sorumluluğumuz. Ujangöl'ün son halini görmek, bize doğanın korunması için daha fazla çaba göstermemiz gerektiğinin acı bir hatırlatıcısı olmalı. Aksi takdirde, gelecek nesiller bize, bu güzel ülkeyi korumayı başaramadığımız için hesap soracak.